İnce'nin,Kılıçdaroğlu'na aile yemeğinde yaptığı teklifi kamuoyuna açıklamasını da, Kocaoğlu'nun sürece damga vuran 'acil değişim' çıkışını da doğru bulmadığını söyleyen İl Başkanı Yücel, yerel seçim hedefi ve adaylık söylentileri hakkında da net mesajlar verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Bianet Yazarı Gönül Soyoğul'un parti ve ülke gündemine ilişkin sorularını yanıtladığı röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

CHP'de 24 Haziran'da yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 27.Dönem Milletvekilliği seçimlerinden 9 gün sonra patlak veren kurultay tartışmalarına ilişkin enine boyuna görüşlerini açıklayan İzmir İl Başkanı Yücel, Muharrem İnce'nin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na aile yemeğinde yaptığı teklifi kamuoyuna açıklamasını da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun sürece damga vuran 'acil değişim' çıkışını da doğru bulmadığını söyledi, yerel seçim hedefi ve adaylık söylentileri hakkında da net mesajlar verdi.

İşte Yücel'in öne çıkan mesajları:

İNCE'NİN O AÇIKLAMASI VE KURULTAY TARTIŞMALARI
Böyle bir yarışa gerek yoktu. Genel başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu Muharrem İnce’yi aday gösterirken onun bu süreçten kazansa da kaybetse de güçlü çıkacağını bilerek aday gösterdi. Seçim süreci yönetilirken hem ittifak konusunda yaptığı hamleler, hem genel başkanlık yarışı yapmasına rağmen Muharrem İnce’nin aday gösterilmesi çok önemli adımlardı. Bu tabii ki bir lütuf değil. Muharrem İnce’nin bir karşılığı olmasa, bizim onunla başarı yakalayacağımız konusunda kararlığımız olmasa; zaten aday gösterilmezdi. İYİ Parti’nin seçimlere girmesinde tereddütler varken 15 vekilimizin geçişi ve bu tereddütlerin ortadan kalkması tarihi bir adım. Bu süreçler çok iyi yönetildi. Böyle bir seçim süreci atlatıldıktan 10 gün sonra bir liderlik yarışına girilmesi bir kere siyaset etiği ve partimize ve ülkemize olan sorumluluğumuz açısından doğru değil. Seçim sonuçları masaya yatırılmamış, danışma kurulları yapılmamış… Doğru değildi. Genel başkanımız ve Muharrem İnce’nin eşlerinin de katıldığı özel bir yemekte konuşulan konuların basına ifşa edilmesi hiç doğru değildi. Herkesin aday olma hakkı vardır ama partimizi kimsenin kamuoyu önünde tartışmaya hakkı yok. Bu yapılanlar partiyi tartıştırıyor. Bu durum bazı kesimleri sevindiriyor. Bunu görebilmek lazım.

KOCAOĞLU'NUN DEĞİŞİM ÇIKIŞI...

Sürpriz mi oldu?
Aziz Bey, bir çağrı yapacağı konusundan bana bilgi verdi. Tabandan, örgütten gelen bir değişim talebi olduğunu, bu konuda genel başkanımızın öncülüğünde bir adım atılması beklentisi oluştuğunu ve buna yönelik çağrı yapacağını söyledi.

Ne yanıt verdi?
Ben gerek olmadığını, bunun erken olduğunu kendisine ifade ettim.

Karşı duruşu ve gelen tepkiler...
Ben 6 aydır, o açıklamayı yapana kadar farklı bir yönetim anlayışı sergilemedim. İnsanlar bekledi ki Aziz Kocaoğlu’yla kavga edelim… Böyle bir şey söz konusu olamaz; çünkü Aziz Kocaoğlu dürüst, düzgün, namuslu bir şekilde belediyeyi yöneten, parti için, İzmir için çok değerli bir kişi. Yanlış gördüğümüz zaman, yanlış olanı söylememize engel değil bu. 6 aydır görüş ayrılığı yaşanmadığı için, bu çıkışım evet belli kişilerin nezdinde puan kazandırmış olabilir… Öyle bir kanı oluştu ama ben kendi doğru bildiğim yoldan şaşmayan bir yapıdayım. (Kocaoğlu'nun değişim çıkışı) Ben doğru bulmadım. Farklı algılanabileceği, tartışmalara neden olabileceği açısından doğru bulmadım.

İzmir özelinde yaşanan tartışmalar... Kocaoğlu'na verilen tepkiler...
Göreve geldiğim günden beri ‘ben kimseye taraf olmayacağım, ben partiye taraf olacağım’ dedim. İlçe başkanları toplantısında da bunu ifade ettim. Bizim kişilere karşı sorumluluğumuz yok. Bizim önce ülkemize, sonra partimize sorumluluğumuz var. Bunu partinin tüm kesimine yaymak için çaba gösteriyorum. Herkesin birtakım hedefleri olabilir. Bir de ortak akıl var. O doğrultuda hareket edersek başarı sağlarız. Bunu yapabileceğimi de düşünüyorum. Ben açıklama yapmadan önce bazı vekillerimiz, ilçe başkanlarımız tepki gösterdi Aziz başkanın açıklamasına. Onlar da doğru değildi. Ben açıklamamı yaptıktan sonra amacına ulaştığını görüyorum. Biz partiyi korumak zorundayız. Bizim genel başkanı korumamız, partimizi korumamamız demektir. İzmir özelinde Büyükşehir Belediye Başkanı’nı korumamız partimizi korumamız demektir. Bu şekilde bakabilmek lazım.

YEREL SEÇİM HEDEFİ
Benim hedefim 30 ilçeyi ve büyükşehir belediye başkanlığını almak. Biz bir belediyeyi dahi kaybetsek, kendimi başarısız sayarım. Burada başarıyı sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız.

'Buca belediye başkan adaylığı' iddiası...
Ben aday olmayacağım. Benim birincil görevim partiyi seçimlere hazırlamak...