Hotar, yaptığı açıklamada, İzmir'in doğal yapısı ve insan kaynağıyla sadece Türkiye'nin değil dünyanın en güzel şehirlerinden birisi olduğunu ancak bir İzmirli olarak kentin mevcut durumundan üzüntü duyduğunu belirtti.

Bir şehrin gelişmek yerine nasıl geriye gittiğinin İzmir'de görüldüğünü dile getiren Hotar, bu durumu İzmir dışında yaşayıp, belli periyotlarda kente gelenlerin fark edebildiğini, sürekli bu kentte yaşayanlarda belli bir kanıksama nedeniyle fark edilmediğine dikkati çekti.

'NEDİR İZMİR?'

Hotar, şehirdeki yeşilin daha azaldığını, yolların daraldığını, trafiğin daha da tıkandığını, su sorununun ve çevre kirliliğinin arttığını, bir büyükşehir ölçeğinde yeterli sayıda yeni park, sosyal tesis açılmadığını anlatarak, "İzmir bir turizm şehri mi, ticaret şehri mi, sanayi şehri mi, liman şehri mi? Nedir İzmir? Yüzyıllar öncesindeki konumuna bakıyoruz, dünyanın en önde gelen liman şehirlerinden, ticaretin öncülerinden bir şehir. Şimdi o da yok. İzmir'in tüm kanaat önderleri, yerel yöneticilerle beraber bir araya gelip 'İzmir'e nasıl bir kimlik kazandırmalıyız, İzmir ne ile anılmalı, hangi alternatif kaynaklarını ön plana çıkarmalıyız, tartışılmalı." diye konuştu.

Büyükşehir belediyesi yönetiminin AK Parti'de olmaması nedeniyle İzmir'in hangi yönüyle öne çıkması gerektiği konusunda fiili çalışmalar yapamadıklarına dikkati çeken Hotar, "Merkezi yönetim olarak üzerimize ne düşüyorsa seve seve, fazla fazla yapıyoruz. Yerel yöneticilerden talep geldiğinde anında, hızlıca karşılama yoluna gidiyoruz. Yapılabilecek her talebi Ankara'da yerine getiriyoruz. Bunu ifade bile etmiyoruz. Bazen belediye başkanları diğer partilerden de olsa teşekkür ediyor. Çoğu zaman çözdüğümüz sorunlarına ilişkin onlardan da bizden de bir açıklama olmuyor. Biz İzmir halkı için yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

"İZMİRLİLERİN SABRI TAŞMIŞ"

İzmir'de belediyenin yaptığı çalışmaların planlandığından daha fazla sürede tamamlanabildiğini ifade eden Hotar, Mustafa Kemal Sahil Bulvarındaki karayolu alt geçit projesini örnek gösterdi.

Hotar, proje ile bölgenin denizle irtibatının kesileceğini belirterek, şöyle kaydetti:

"Böyle bir trafik düzenlemesi, maliyet, bu kadar uzun süren çalışmalar niye olur? Zaten 3 palmiye vardı, onlar da kaldırıldı sahil bulvarında. Şikayet gelirse denetim sistemi çalıştırılır. Halktan, sivil toplum kuruluşlarından bir tepki gelirse, biz de yol gösterici oluruz. Halkın bir anlamda baskı unsuru olması çok önemlidir, baskı grupları ilgili olduğu alanlardaki yetki sahiplerini daha etkin çalıştırmaya yönelik faaliyetlerde bulunur. Ama İzmir'den böyle bir kamuoyu da göremiyoruz. Muhalefetin milletvekillerinin de bundan rahatsız olması lazım. İzmir'den yüksek oy alıyorlar ama İzmirlilerin de sabrı taşacaktır, taşmış diye görüyorum."