Milleti Kurtaracak Olan Yalnız ve Ancak Öğretmenleridir
Reklam
A. Hamit Erden

A. Hamit Erden

Milleti Kurtaracak Olan Yalnız ve Ancak Öğretmenleridir

25 Kasım 2015 - 18:14

Milleti kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenleridir” M.Kemal Atatürk “

24 kasım Öğretmenler gününün” anlam ve önemine başlamadan ve de sıkıntılarını dile getirmeden önce, Başta baş Öğretmenimiz Gazi M.Kemal Atatürk olmak üzere, eşimin, iki kızımın, halen bil fiil görevi başında olan ve de “KPSS” mağduru olup atanmayı bekleyen 165.000 öğretmen adaylarımızın da gününü gönülden kutluyorum.

Eğitmeyi ve öğretmeyi kendilerine ilke edinmiş öğretmenlerimizin hakkı hiçbir şekilde ödenmesi mümkün değildir. Özlük haklarında tutun, çalışma şartlarına kadar hiçbir iktidarın bu konulara el atmadığını bir kez daha vurgulamak isterim. Eğitim sistemimizin çarpık düzeni diye başlamak isterim.

Öğretmenler; Bir Milletin geleceğinin temel taşını oluşturan eğitim ve öğretim , kişisel tutum ve davranışların olgunlaşmasından, sosyal hayatın düzenine, sağlıklı düşünebilen bir toplum oluşmasına ve de bir devletin huzur ve refah sahibi olarak kalkınmasına hizmet edenlerdir.

M.Kemal Atatürk; Çağdaş bir ulus olabilmek için eğitimin yaygınlaşması gereğine inanıyordu. Bu nedenle Atatürk,”Milleti kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenleridir” sözleriyle, öğretmene verdiği önem ve saygıyı en güzel bir biçimde dile getirmiştir. Atatürk’ün 100. ölüm yıl dönümü olan 1981 yılında 24 kasımın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması devletimiz tarafından karar altına alınmıştır. Sorgulanması gereken….Her sene on binlerce mezun veren eğitim sistemimi, yoksa ihtiyaç olduğu halde atanamayan on binlerce öğretmen adayımı? Bir taraftan öğretmen açığı, diğer taraftan atamayı bekleyen öğretmenler ordusu. Alın sizlere bilinmeyen bir denklem. Dünya sıralamasında “Türkiye’deki” öğretmenlerimiz en mağdur olan kesimdir. Kamu kurum ve kuruluşlarında tutun, özel sektör kadar… servis ve iaşe konusunda hizmet verilmekte iken Öğretmenlerimiz yol ve yemek paralarını karşılamakta zorlanmaktadırlar. Hak arama esnasında karşılaştıkları kötü muamele, men ve yasaklar işin başka bir boyutu. Okuldaki yaptırımları minimize edilmiş, öğrenciye laf geçirmekten korkar hale getirilmiştir. Sınıfta kalmanın var sayılmadığı bir eğitim sisteminde öğrencinin lakaytlığı ve ciddiyetsizliği kendini göstermektedir. En ufak bir sözlü ikaz, öğretmenin soruşturulmasına ve manevi baskı içinde olmasına sebebiyettir. Eskiden öğretmenin görünmesi ile iliklenen ceketlerin yerini, bugün diklenmek karşı gelmek ve hakaret etmek boyutuna ulaşmıştır. Yılda bir kez kutlanmağa çalışılan öğretmenler gününün buruk bir şekilde kutlandığına her kes gibi bende üzgünüm. Yaşam standartlarının artırılması, özlük haklarının verilmesi, ataması bekleyen on binlerce adayın atanabilmesi en büyük dileğimizdir. Bizleri bu günlere taşıyan tüm öğretmenlerimize şükran borcumuzu iletiyoruz. Hayatta olanlara sağlık ve mutluluk dilerken, ebediyete intikal eden öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diler, mekanları cennet olsun diyoruz..

Unutulmasın ki; İlk inen ayet “OKU” olmuştur. Bu da yüce Dinimizin eğitime verdiği önemi göstermektedir. Peygamber efendimiz zamanında savaşta esir düşen her bir esirin, yirmi kişiye (okuma yazması olmayanlara ) eğitim vermesi şartı ile af getirilmiştir. Böylesi kutsal bir görevi, tüm bu olumsuzluklara rağmen ifa etmeğe çalışan öğretmenlerimizin ve adaylarımızın daha müreffeh bir çalışma ortamının sağlanacağına olan inancımla temenni ve dileklerimi iletir, bu kutsi, anlamlı ve güzel günlerini tekrardan gönülden kutluyorum. Kendilerine en derin saygılarımı sunarım.

Not: Eşimin ve iki kızımın da Öğretmen olması nedeni ile (kendimi) bu gururu ve mutluluğu yaşanlardan hissediyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum