CHP’de ön seçim neler getirdi götürdü
Reklam
Ahmet Özsoy

Ahmet Özsoy

CHP’de ön seçim neler getirdi götürdü

03 Nisan 2015 - 08:35

Ön seçim kararı ile birlikte CHP örgütlerinde bir koşuşmadır başladı.

Parti en uç birimlerine değin hareketlendi.

Ama bu karar bazılarını pek hoşnut etmedi.

Bu güne değin tepeden atamalarla en yüksek makamlara gelmiş olanları bir tasadır aldı; demokrasiden yana, ön seçimden yana olduklarını söyleseler de.

Herkes gücünün yettiğince üyelerin kapısını çalmaya başladı.

Şenliğe davet edildi herkes,“Demokrasi Şenliği” ne.

Davullar çalındı, ritm tutuldu.

Ne gariptir ki bir zamanlar tıpış tıpış sandığa gitmeleri istenenler,

Kendi şenliklerine dahi rağbet etmedi.

Kendi şenliğine gidemeyen,

Ülkenin şenliğine gider mi?

Sandığa gitmeme nedenleri hakkında çok şey söylenebilir.

Naylon üye denir, mükerrer denir, hasta, askerde, yurt dışında, tatilde vs.

Ama sandık sonuçlarına bahane aramak anlamsız olur bu durumda.

Peki, kayıtlı üyenin yarısının katıldığı bu ‘Ön seçim’ den ne çıktı?

İşte burası önemli.

Her şeyden İzmir’de parti içerisinde etkin olan ekip sandığa gömüldü.

Kılıçdaroğlu ve Balbay’ı saymazsak sandıklardan sadece bir vekil çıktı.

Yani İzmir örgütü değişim isteğini açıkça belirtti.

Kılıçdaroğlu katılanların hemen tamamının oyunu alarak, örgütün gerçek patronu olduğunu bir kez daha gösterdi.

Risk alarak katıldığı ön seçimde hem rakiplerine demokrasi dersi hem de seçim sonrası kendisini alaşağı etmek isteyenlere güzel bir mesaj verdi.

Peki ya örgüt!

İzmir CHP gerçek bir demokrasi şenliği yaşadı mı?

Her şeyden önce katılımın düşüklüğü bu şenliği gölgeledi.

592 sandıkta 61 bin partilinin oyu ile seçilenler tabanın gerçekten istediği kişiler mi?

Adaylar yeterince kendilerini tanıtabildiler mi?

Bu iki soru sonrası gelen sorular çok daha önemli.

Her ilçede sözü geçen kişiler ön sıraları alırken, partiye gerçekten yararı olacak bilgili, etkili isimler anahtar listelerin kurbanı oldular mı?

Bazı Belediye başkanları, ilçe başkanları özel listeler hazırladılar mı?

Özellikle ikinci bölgede ittifaklar, pazarlıklar yapıldı mı?

Bu pazarlıklar neticesinde gerçekten sevilen, halkın içinden gelen isimler liste dışı kaldı mı?

Sorulması gereken daha çok soru var ve tüm olumsuz soruların yanıtları; artısı eksisi ile evet.

Gelelim sonuçlara.

İnsanların inançları ile hiç ilgilenmedim bugüne değin.

Herkesin inancı veya inançsızlığı kendi sorunu.

Ama bakın birinci bölge listesinin ilk onuna.

Birden sekizinci sıraya değin adaylardan ikinci olan Tacettin Bayır hariç tümü aynı inanç sahibi kişiler.

Oysa bu bölgede merkez sağ ağırlıklı bir seçmen yapısı var ve inanç konusunda duyarlılar.

İkinci bölge de pek farklı değil aslında.

Hadi bunu üyenin tercihi deyip geçelim.

Türkiye’ye örnek gösterilen İzmir’den ilk onda özellikle seçilecek bir yerde bir kadın aday olmamasına ne demeli?

9 ve 10 sıralarda yer alan iki kadın aday dışında kimsenin olmamasının anlamı nedir?

Hani burası çağdaş bir kentti?

Yoksa çağdaşlığımız da kendi istemlerimizle mi sınırlı?

Ülke battı, satıldı, parçalanıyor feryatları dahi para etmedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum