Çözüm süreci ve Kobani
Reklam
Ahmet Özsoy

Ahmet Özsoy

Çözüm süreci ve Kobani

11 Ekim 2014 - 10:07

Bu kadar kolay olabilir mi bitti diyebilmek?

Yaşamın herhangi bir alanında “bitti” dediğimiz anda ardından, bir huzur, bir ferahlama, rahatlama durumu gelir. Ama hala aynı konuda düşünme gereği varsa, koşullar bitirmeyi değil de daha çok sarılmayı gerektiriyorsa; hiçbir şey için bitti demek kolay olmamalı.

Kobani’de bu ülkenin vatandaşlarının birçoğunun akrabası var olma mücadelesi verirken, “Çözüm bitti” diyerek insanları sokaklara çağırmak hangi mantıkla açıklanabilir?

KCK Eş Başkanlığı bir açıklama yaparak: “Halkımız; mücadeleden atılacak her geri adımın önümüzdeki günler, aylar ve zamanlarda daha büyük bedellere mal olacağı bilinciyle hareket ederek, mücadelesini kesintisiz yükseltmelidir” dedi.

Bu sözleri duyunca açıktan açığa irkildim.

KCK Kobani’de IŞİD’e karşı savaşan kardeşlerini bırakmış yine Türk hükümetine dönmüştü.

Acaba Türkiye’de asker, polis taşlamak, vatandaşların malına, canına zarar vermek IŞİD’e karşı savaşmaktan daha kolay olduğu için miydi bu çağrı?

Çağrı sonrası bildiğiniz gibi sokaklar hareketlendi ve kan gövdeyi götürmeye başladı yine.

Ülke uzun zamandır yaşamadıklarını yeniden yaşamaya başladı?

Ne gariptir ki bu açıklamaya gerekçe olarak C. Başkanı Erdoğan’ın “Kobani düştü düşecek” sözleri IŞİD ile iş birliği yaptığının kanıtı olarak gösterildi.

Oysa benzer sözleri Obama’nın generali de sözcüsü de yaptı.

Erdoğan; “IŞİD kanlı bir terörist örgüt derhal durdurulmalı” derken.

Psaki yaptığı açıklamada: “ama bizim öncelikli hedefimiz IŞİD’in bir güvenli bölgeye sahip olmasını önlemek” dedi. Psaki, bu noktada öncelikli odaklarının, “hava saldırılarını yapıldığı yerlerde petrol rafinerileri gibi yerlerin kontrolünü sağlamak” olduğunu açıkladı.

ABD Genelkurmay Başkanı da: “Korkarım Kobani düşecek” diyor.

Ama bu konuda nedense kimse ağzını açıp bir şey söyleyemedi, söyleyemiyor.

ABD’de mi IŞİD’i destekliyor acaba?

Yoksa ölen ölür kalan petrol bizimdir hesabındalar mı?

HDP’li dostlarımız Kürt kardeşlerimizi sokaklara davet ederken, bu çılgınlığın Kobani’ye ne kadar yararı olacağını düşünüyorlar acaba?

Hele hele Türk halkının saygı duyduğu değerlere saldırırken, bu halktan nasıl bir fayda bekliyor olabilirler ki?

Daha düne değin Sayın Bahçeli AKP Hükümetini PKK ile iş birliği yapıyor diye eleştiriyordu, NATO Türkiye’yi IŞİD’e karşı savunmaktan bahsediyor, Fransa Türkiye ile IŞİD’e karşı birlikte çalışacağını söylüyor, ABD Türkiye’yi IŞİD’e karşı yalnız bırakmayacağını söylüyor ama PKK liderleri Türkiye’yi IŞİD ile iş birliği yapmakla suçluyor.

Bu garip durumun nedeni ne ola ki?

HDP’li dostlarımız bunu açıklamak istemezler mi?

En azından C. Başkanlığı seçimlerinde barışçı bir ortam sözü veren, kardeşlikten bahseden Sayın Demirtaş bu görevi üstlenmek zorunda değil mi?

Şu gerçek ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ezici çoğunluğu Kürt kardeşlerinin yerine IŞİD gibi bir komşuyu asla kabul etmeyecektir.

Bu nedenle,

Çözüm sürecini sekteye uğratacak her türlü provokasyona karşı hep birlikte olunmalıdır.

İşte iki günlük provokasyon bilançosu ortada.

Üstelik bir de çeşitli dini etnik grupların saldırıları.

Bu kavgalar kardeş kavgasını körüklemekten başka işe yaramıyor.

Her yer Kobani” demek, bu ülkenin insanlarını Kobani’de savaşılan IŞİD ile bir tutmaktır.

Bu ülke bir milyon üzerinde savaş mağdurunu etnik kökenine bakmadan bağrına bastı.

Bir o kadarını daha basabilir.

Ama herkes öfkesine ve diline sahip olmalı.

Çünkü ancak bizler anlarız birbirimizi çıkar hesabı yapmadan.

YORUMLAR

  • 0 Yorum