Migrende ilaca bağımlılık kader değil...
Reklam
Dr. Afif Bulut

Dr. Afif Bulut

Sağlık köşesi

Migrende ilaca bağımlılık kader değil...

31 Ekim 2014 - 19:04

Merhaba değerli okurlar... Ben Doktor Afif Bulut. Alternatif tıp yöntemlerine yönelmiş bir doktorum ve İzmir'in Menemen ilçesinde hasta kabul ettiğim özel muayenem var. Bundan sonra aralıklı günlerde yazılarımla sizlerle birlikte olacağım...

Bu yazıdaki konumuz migren...

Migren toplumumuz da çok sık görülen ve bir çok insanda baş ağrısı atakları ile seyreden bir hastalıktır. Migrene özellikle kadınlarda daha sık rastlanır, belirli aralıklarla gelen hafif baş ağrısından, çok şiddetli baş ağrısına kadar değişen; bulantı, kusma, görme bozuklukları, ışıktan ve sesten rahatsız olma, baş dönmesi, kulak çınlaması gibi semptomlar ile ortaya çıkar ve bazen bir kaç güne uzayan ataklar halinde de seyredip hastayı canından bezdirir.

Hastaların bir kısmı başlarının ağrıyacağını önceden hissede bilirler.
Migren tedavisinde hastalığın şiddetine bağlı olarak, ağrı kesiciler, antidepresanlar, epilepsi ilaçları, kas gevşeticiler, bulantı hapları kullanılmakta hastalar uzun süre bu ilaçlar ile ömürlerini geçirmek durumunda kalmaktadır. Ancak hastaların bir kısmında migren atakları, alınan ilaçlara dahi cevap vermemekte, bu hastalar soluğu acil servislerde almaktadır.

Ancak Migren tedavisinde ilaca bağımlılık kader değildir!!!

Migren, kök hücre oluşumunu artıran Proloterapi’ ve karyopraktik yöntemler ile tedavi edilebiliyor. Migrenin en önemli sebebi, boyun fıtıkları ve boyun omurları arasındaki bağların görevini yapmamasıdır. “Kök hücre oluşumunun artırılmasını sağlayan enjeksiyon uygulamasıyla, ağrıya neden olan hasar görmüş dokular yeniden canlandırılarak 4 ile 6 seansta migren tedavi edilebilmektedir. Proloterapi ve karyopraktik ile bağlar düzeltilir, kaslar ve dokular güçlenir hastada kalıcı bir rahatlama olur, süreç içinde hastanın varsa boyun ağrıları da rahatlar.

YORUMLAR

  • 0 Yorum