DARBE GECESİ İNCİRLİK
Reklam
Muhammed Gömük

Muhammed Gömük

DARBE GECESİ İNCİRLİK

30 Ekim 2017 - 17:50

Üst düzey ABD askeri birliklerinin konuşlandığı İncirlik Üssü, 15 Temmuz 2016 günlü darbe girişiminde en aktif rolü oynayan yerdir. Darbe girişiminin ilk saatlerinde İncirlik'ten kalkan bir tanker uçak, gece boyunca Ankara'yı bombalayan F-16'lara 10 kez havada yakıt ikmali yapmıştır. Bu ve benzeri etkili eylemlerden dolayı kalkışmaya karşı koyma bağlamında üs, darbe gecesi geçici olarak kullanıma kapatılmış, elektrikleri kesilmiştir. Üssün Türk komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van tutuklanmıştır. Sonrasında İncirlik’te görevli askerlerin verdiği ifadelerden, Van’ın tutuklanmadan önce İncirlik’teki ABD’li komutana giderek iltica talebinde bulunduğu ve zaman zaman da Amerikalı askerlerle durum değerlendirmesi yaptığı ortaya çıkmıştır. ABD ve NATO'nun darbe girişimine dâhil olduğunun en büyük kanıtlarından biri darbe karşıtı tutum içinde olan Eskişehir Hava Üssü'nden saat 02:19 itibariyle "Türk hava trafiğini NATO'nun görmemesi için hava trafiğinin NATO'ya kapatılması talimatı" olmuştur. Ayrıca üslerde konuşlu F-16 uçaklarına darbeci uçakları düşürme yetkisiyle kalkış emri verilmesine rağmen İncirlik'ten tek bir uçak bile darbeciler aleyhine kalkış yapmamış, harekete geçmemiştir. 15 Temmuz 2016 günü İncirlik Üssü aynen Akıncı Hava Üssü gibi kalkışmada rol almıştır.

Hürriyet Gazetesi yazarı Sedat Ergin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sırasında eski İncirlik Üssü Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van'ın, ABD 39. Hava Üs Komutanı Albay John Walker ile iki kez görüştüğünü aktarmıştır. Albay Walker, İncirlik Üssü’ndeki görevini 3 Haziran 2017 tarihinde düzenlenen bir törenle Albay David Eaglen’a devretmiştir.

Sedat Ergin'in "15 Temmuz ve İncirlik Üssü (3): Darbe sabahı Albay Walker ile görüşme" başlığıyla yayımlanan (17 Ağustos 2017) yazısında aynen:

“Sabah 08.00 gibi biz komutanla araca binerek üs içinde Amerikalılara ait bir binanın önüne vardık. Komutan içeri girdi, ben araçta kaldım” diye anlatıyor görgü tanığı. Olay darbe girişimin ertesi sabahında, 16 Temmuz 2016 günü gerçekleşmektedir. Binanın içine giren kişi gece üsten tanker uçakları kaldırarak darbe girişimine katılmış olan İncirlik Üssü Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van’dır. Araçta kendisini bekleyen kişi ise tuğgeneralin koruması olan, şoförlüğünü de yapan Uzman Çavuş Muhammet Emrah Kuzu’dur. Kuzu arabada beklerken, Van’ın kendisine bıraktığı telefonu çalar. Arayan, İncirlik Üssü’nün Harekât Komutanı Kurmay Albay Erhan Gazioğlu’dur. Harekât Komutanı, darbe girişiminde “ASENA 02” çağrı kodlu tanker uçağında yardımcı pilot olarak görev almıştır. Kuzu, sonrasını şöyle anlatıyor: “Gazioğlu nerede olduğumuzu sordu. Üç yüzlü bir numarası olan, ikmal depodan gelirken filoya varmadan solda olan ve Amerikalılara ait bulunan bir binanın önünde olduğumu, komutanın içeride olduğunu söyledim. Biraz sonra Erhan Gazioğlu Albay da geldi içeri girdi. İçeride 15 dakika kaldıktan sonra komutanla birlikte çıktılar. Biz komutanla araca binerek karargâha döndük. Komutan odasında oyalandı. Sonra odadan çıkıp bana ‘Kapat kilitle buraları’ dedi. Ben de odasındaki ışıkları kapattım. Kapıları kilitledim.” Bekir Ercan VAN’ın İncirlik’teki en üst düzey ABD’li askeri yetkili olan Walker ile teması, Van’ın Akıncı Üssü İddianamesinde yer alan ifadesinde de karşımıza çıkıyor.” Demektedir.

Bekir Ercan Van, bu konuda “Amerikalı Albay Walker ile ikili toplantım vardı. Ve üste icra edilen koalisyon harekâtı kapsamında yaşanan problemleri ve çözüm metotlarını konuşuyorduk” şeklinde konuşmuştur. Uzman Çavuş Kuzu ise Walker ile temasta Van’ın yalnız olmadığını, Erhan Gazioğlu’nun da bu görüşmeye katıldığını beyan etmiştir.

O gece Albay Walker’ı görenlerden biri de Kurmay Yarbay Halil İbrahim Özdemir’dir. İncirlik’te geçici görevle konuşlanmış olan Merzifon’daki 152. Filo’nun komutanıdır. Yarbay Özdemir ifadesinde, sabah 05.00 sularında darbeyi bastırmak üzere İncirlik’ten kaldırılan F-16 uçaklarının önünde geçen bir olayı şöyle aktarmıştır:

“Gecenin akışı içinde Eskişehir’deki Birleştirilmiş Hava Harekât Komutanlığı’nın (BHHM) darbe girişimine karşı ağırlığını koymasıyla birlikte, Akıncı’dan darbe göreviyle kalkan F-16’ları “önlemek” amacıyla BHHM’nin talimatlarını yerine getiren üslerden F-16’lar havalandırmaya başlanmıştı. Eskişehir BHHM, bu çerçevede geçici görevle İncirlik’te bulunan 152. Filo’nun da darbe önleme görevine katılmasını istemişti. Saat 05.00 civarı filomdaki uçaklar kalkışa hazırlandığı sırada ben uçuşları organize etmek, denetlemek ve orada olmak amacıyla alarm reaksiyon merkezine gittim. Uçaklar henüz kalkmamıştı beklerken. Tuğgeneral Bekir Ercan Van yanıma geldi. Beni arabasına aldı. O sırada arabada daha önce görmediğim ancak John Walker olduğunu düşündüğüm üniformalı bir ABD subayı bulunmaktaydı. Bizi uçakların olduğu yere götürdü. Bana lider uçağın pilotunun ismini sordu. Üsteğmen Orhan Harman olduğunu söyledim. Arabadan indi, uçağın yanına gitti, pilot ile konuştu.” Aynı anlatıma göre, Van, Üsteğmen Harman’a tepkili bir şekilde “Niye kalkıyorsunuz, nereye uçuyorsunuz, amacınız ne, kendi arkadaşlarınızı mı vuracaksınız” sorularını yöneltmiştir.

Kurmay Yarbay Halil İbrahim Özdemir, Bekir Ercan Van’ın tutuklanmasından sonra yerine (vekâleten) atandığını söylediği Tuğgeneral İrfan Özsert’in önünde geçen ilginç bir konuşmayı da şöyle aktarırken: “Özdemir, 18 Temmuz günü İrfan Paşa’nın odasına bir hususla ilgili girdiğimde, o sırada orada bulunan ve isimliğinde Walker yazılı ABD personelini kastederek ‘Uçağa gelip pilotla konuşan bu muydu’ diye sordu. Ben de tam hatırlamıyorum ama büyük ihtimalle buydu diye cevap verdim” demiştir.

Yukarıda arz ve izah edilen vakıaların gelişiminden de anlaşılacağı üzere;

ABD 39. Hava Üs Komutanı Albay John Walker, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimine aktif olarak katılmıştır.

Görevi 3 Haziran 2017 tarihinde Albay John Walker’dan devralan Albay David Eaglen da aynı tutum ve tavrı korumuş; Amerikalı askerlerin ve Amerikan hükûmetinin darbe kalkışmasına olan katkısını örtbas edici bir yol izleyerek Türk makamları ile işbirliği içinde hareket etmemiştir.

15 Temmuz gecesi üste bulunan Albay Colonel David Trucksa ise darbe girişimini lojmanında beyzbol izleyip yorgunluk attığı sırada yardımcısının arayıp, “Efendim, haberleri açmanız lazım. Türkiye’de bir şeyler oluyor” demesiyle öğrendiğini beyan etse de (New York Times Gazetesi, https://www.nytimes.com/2016/08/03/world/europe/turkey-coup-incirlik-air-base.html) ilgili haberdeki çelişkili beyanlardan da anlaşılacağı üzere üste elektrikler kesilirken beyzbol izlemenin imkânsızlığı, üst düzey bir Amerikalı subayın bütün olağanüstü hareketliliğe ve gürültüye rağmen darbe girişimini kendisine gelen telefon ile öğrenebilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki New York Times Gazetesi açıkça PKK ve FETÖ’yü savunan ve çok öncelerden bu yana açıkça Türkiye düşmanlığı yapan taraflı bir gazetedir.

15 Temmuz Darbe girişimi öncesi çeşitli toplantıların yapıldığı İncirlik Hava Üssünde sadece plan yapılmamış, olası darbe karşısında fiili önlemlerin de alındığı ortaya çıkmıştır. Bu fiili önlemler; ABD'lilerin üste kendilerine ayrılan her bölümü beton bariyerlerle çevirmeleri, ABD'lilerin kullanımındaki sosyal tesislerden, faaliyet alanlarına kadar her yer beton bariyerlerle kapatılması ve giriş çıkışlarda güvenlik önlemlerini arttırmalarıdır. Ayrıca İncirlik Üssü'nde görev yapan ABD askerleri için önceki ayların aksine gıda ve su gibi temel ihtiyaçlar konusunda yapılan alımların çok çok üzerinde alımlar yapıldığı belirlenmiştir. Bu hazırlığın darbe girişimi için gıda stoğu amacıyla yapıldığı malumdur. İncirlik Üssü'nün su tedariğini yapan firmanın 15 Temmuz öncesi su talebini karşılamakta sıkıntı çektiği, üssün su ihtiyacını karşılamak için diğer illerden su temin ettiği öğrenilmiştir. Bütün bu hazırlıklar da 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece planlanan darbe girişiminin Amerikalılarca önceden bilindiğini kanıtlamaktadır.

15 Temmuz günü darbe girişiminin ilk saatlerinde MİT tarafından Kilis'te tutuklanıp acilen İstanbul'a getirilen Hatay'da görevli FETÖ'cü subay sorgusunda; İncirlik Üssündeki Amerikalılarla birlikte gerçekleştirilen toplantılara katıldığını ve İncirlik Üssünde son rötuşları yapılan plana göre darbeden sonraki 24 saat içinde 8-10.000 arası IŞİD militanının Türkiye’ye sokulacağını, ikinci gün Irak'ın Şii milislerinden 5.000 milis ve Suriye Muhaberatı'ndan bin ajanın Türkiye'ye sokularak ve İskenderun'a hücum edeceklerini, işgal planının İskenderun ayağından sonra İran, Irak ve Suriye'den getirtilen toplamda 50 bin Şii milisin silahlandırılıp öncelikle İstanbul ve Ankara'ya daha sonra Türkiye'nin her tarafına doğru peş peşe harekete geçileceğini, ülkenin Avrupa’da kalan topraklarının ise FETÖ tarafından idare edileceğini aktarmıştır.

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı iken İncirlik Üssü’nün Amerikalılara kapatılması fikrini ortaya koymuş; bunun üzerine ABD’nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson; İncirlik Üssü'nün kapatılmasının sonuçlarının “çok ciddi” olacağı ve iki ülke arasında çok büyük bir krize yol açacağı uyarısında bulunarak Amerikan halkının İncirlik'in ABD'ye kapatılmasını “kabadayılık” olarak algılayacağını vurgulamak suretiyle ima ile tehdit ve şantaj suçu işlemiştir.

Bakan Süleyman Soylu 15 Temmuz’un ertesinde, “Darbenin arkasında bal gibi Amerika var” demiştir.

ABD Dış İşleri Bakanı John Kerry de darbe girişiminin ilk saatlerinde “yurtta sulh (barış) konseyi” ibaresine gönderme yaparak “umarım bir an önce barış sağlanır” demişti.

“ABD, PYD’ye silah vermiyor, haberler yalan” diyen ABD Ankara Büyükelçisi John Bass da darbe gecesinde Kuleli Askeri Lisesi’nin bulunduğu Çengelköy’deki bir güvenlik kamerasına yanında rütbeli askerlerle yakalanmıştı.

15 Temmuz’dan sonra ABD yönetiminin gayriresmî sözcüsü niteliğindeki Washington Post Gazetesi’nde yayınlanan bir özeleştiride “Ya darbede suç ortağıyız ya da CIA’nın beceriksizliği dehşet verici” şeklinde beyanlar kullanılmıştır.

Yukarıdaki somut veriler, ABD’nin 15 Temmuz darbe girişiminin her aşamasında olduğunu ve hatta bizatihi planlayıcısı, azmettiricisi ve iştirakçisi olduğunu göstermektedir. Aynen 28 Şubat, 12 Eylül, 27 Mayıs gibi darbelerin planlayıcısı, azmettiricisi ve iştirakçisi olduğu gibi. İncirlik Üssü ise 15 Temmuz darbe girişiminin yönetim merkezidir. Darbe gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı ve baskından az önce ayrıldığı otel, TBMM, TÜRSAT ve Emniyet Genel Müdürlüğü de İncirlik'te kalkan uçaklar tarafından bombalanmıştır.

Hasılı kelam İncirlik Üssü’nün artık suyu ısınmıştır. Türk Milleti, İncirlik Üssündekiler başta olmak üzere yurt içindeki tüm NATO askerlerinin ülkeden def olmasını dört gözle bekliyor. Biline…

Muhammed GÖMÜK

TAY-DER Başkanı

04/10/2017

YORUMLAR

  • 0 Yorum