Başın öne eğilmesin çocuk!
Reklam
Pelin Uğur

Pelin Uğur

Başın öne eğilmesin çocuk!

20 Mart 2017 - 21:11

İnsanlar tercihlerini yaşar, kaderci değilim yeter ki ne istediğini bilsin, kararsızlıkla kapısına kadar gelen kısmetini kaçırmasın derdim hep…

Peki ya hayat, insanlara adil davranmıyorsa, tercih hakları da yoksa..?

Kabuğumuzu kırmanın bir yolunu bulmak gerek, hayatı ıskalama lüksümüz yok. Çevremizde bir çok örnek var. Her insanın hikayesi, yolu farklı.

Farketmek için çevremize dikkatlice bakıp göz gezdiriyor olmak yeterli.

Bugün ofis dışanda yapmak zorunda olduğum işlerim var. Dolayısıyla bir çok semtte bulunacağım, gözlem yapma sansına sahibim.

Karabağlar’dan Gaziemir yönüne gitmek üzere dolmuş bekliyorum, biraz günün yorgunluğu, belki de mevsimsel kırıklığın etkisinde melankolik ruh halindeyim... Yağmur hızlanarak atıştırıyor, ıslanmaya başlıyorum. Derken, köşeden sabırsızlıkla gelmesini beklediğim dolmuş, dolu diye beni almayıp es geçiyor.

İçinde bulunduğum durum isyan bayrağını çekme noktasında adeta fırsat kolluyor.

Yine de sakince bekliyor, bekliyorum...

Çevreme alıcı gözle bakınmaya başlıyorum.

Köhne bir el arabası üzerinde ‘’hurdacı’’ yazıyor, hangar gibi bir depo kapısının önünde öylesine duruyor.

Bir iki adım atıp deponun kapısından içeri baktığımda yığınla dolu hurda atık malzemeler olduğunu görüyorum.

Fakat içerde çalışanları merakımla huzursuz ettiğimin farkındayım, dolasıyla geri çekilip beklediğim dolmuşa odaklanıyorum yeniden.

O sırada pervasızca şakalaşan, semtte yaşayan iki kız çocuğu geçiyor ayakları çırılçıplak, üstleri başları eksik, üşüyecekler, ıslanıp hasta olurlar diye endişeleniyorum, ellerinde ekmek, evlerinin yolunu tutmuşlar belli ki…

Hayat nasıl da adaletsiz, insan dünyaya gelirken yazgısına yenik düşüyor.

Aklım hala hurdacının el arabasında…

Sakındığım gözüme bir çalı girmiş gibi adeta rahatsız oluyorum.

Henüz çocuk yaşlarında, yasal olmayan şartlarda çevredeki atıkları el arabasıyla beden gücüyle toplanıp cüzzi bedellerle telim edilen hurdalar, geri dönüşüm firmalarına biraz daha fazla gelir elde ederek teslim ediyor.

Ortalama kilo olarak bedel biçilen bu atık hurda malzemeler karşılığında asgari ücret düzeyinin belki de altında gelir elde ettiklerini tahmin etmek zor değil.

Bu sektörde çalışanlar genelde sigortasız, kayıt dışı ekonomi koşulları çarkının içinde geçim mücadelesi veriyorlar.

Bu çocuk çalışanlar çarpık sistemde, eğitimden, medeniyetten uzak yetişiyorlar.

Buna bir dur demek gerek.

Buradan yetkililere sesleniyorum; buna bir son verecek metodunuz olmalı, ellerinde boylarından büyük el arabalarıyla çalışan çocukları sokaklarda çöp kutularını karıştırırken görmek istemiyoruz.

Aileler çocuklarına iyi şartlar altında bakacak koşullara sahip değilse de devletin bu yönde çocuklarımızı koruyacak desteği muhakkak olmalı.

"Ürkek bir serçe gibi eğme başını. Kaldır ve dimdik dur. Bu senin değil, ülkemin ayıbı. Hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk. "

YORUMLAR

  • 0 Yorum