Otizmde erken tanının önemi!
Reklam
Pelin Uğur

Pelin Uğur

Otizmde erken tanının önemi!

27 Mart 2017 - 19:29

Sevgili okurlarım, bu hafta sizlerle paylaşmak istediğim konu otizmde erken tanının önemi.

Bu konunun altını özellikle çizmek istiyorum. Yaşamımız da aile olabilmek, sağlıklı çocuklara sahip olabilmek her ebebeynin hayalidir. Bu bize bahşedilmiş en büyük armağan. Anne adayı olup da hamileliğin ilk günlerinden, doğum anına kadar geçen süreçde hangimiz toz pembe hayaller kurmadık ki? Hangimiz, dünyaya gelen en kıymetli varlıklarımızın sağlık sorunlarıyla uğraşacağımızı ya da yaşam koşullarında kötü şartlarda yetişip büyümelerinin hesabını yaptık, düşündük. Bunu hiç kimse istemez, hesabını yapıp aklının ucuna getirmez.

Otizm tanısının ilk üç yaşa kadar genel de farkedilmediği bilincindemisiniz?

Belki de insanlar olumsuzlukların en son kendilerine denk gelebileceğine inanmak istiyorlar. Geçen yıl, sevgili dostum, işinin uzmanı pedagog Nilgün Hekimoğlu ile gönüllülük esasıyla bu konuda 1 ay boyunca ebeveynler için haftasonları farkındalık semineri düzenledik. Kendisine buradan hassasiyeti için sonsuz şükranlarımı iletiyorum. O dönemde bir çok çocuk sahibi ebeveynle görüşüp, özellikle ilk üç yaşını doldurmamış olmalarının öneminin altını çizerek seminere katılmaları hususunu belirttik. Fakat görüştüğümüz bir çok anne nötür vaziyette üzerlerine alınmadan bu rahatsızlığın onların kapılarını hiçbir zaman tıklamayacağından öyle emindiler ki...

Sevgili Nilgün Hekimoğlu ile oturup yeterli ilginin görülmediğini düşünerek izleyen ayda tekrarını düşündüğümüz farkındalık çalışmasını üzülerek yapmamaya karar verdik.

Bugün düşündükçe şaşkınlığım hala devam etmekte.

Diliyorum aileler bu noktada düşündükleri kadar şanslı olsunlar ve sağlıkla çocuklarını hayal ettikleri gibi büyütüp yaşama hazırlasınlar.

Ben sosyol sorumluluğum gereği, bu konuda yetkin olamasam da Otizmin belirtilerini aşağıda sıraladım. Lütfen bir göz atıp değerlendirmeye alın, erken tanı otizmde önemini koruyor çünkü. Çocuğunuz;
Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa,

• İsmini söylediğinizde bakmıyorsa,

• Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,

• Parmağı ile istediği şeyi göstermiyorsa,

• Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa,

• Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,

• Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa,

• Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,

• Sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa,

• Aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa,

• Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,

• Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa,

• Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa,

• Otizm açısından değerlendirme yapmak ve konunun uzmanından görüş alıp destek almak gerekir.

Bu hafta çalışmalarına hayran kaldığım, ülkemiz de bir çok kez kişisel sergi açacak düzeyde yetenekli otizmli ressam Tuğcan Çobanoğlu'ndan bahsetmek istiyorum. Erken tanı bakın ne kadar etkin olup yaşamı nerelere taşıyor. Geçen yıl pedagog dostum Nilgün hanımla yukarıda bahsettiğim otizm farkındalığı çalışmamızda tanışma sansını yakaladığım otizmli ressam Tuğcan Çobanoğlu geçen yıl da kişisel sergisiyle bize bu projede desteğini vermiş, ailesi satılan çalışmalarının gelirinide Otizmliler Derneği'ne bağışlama yüceliğini göstermişlerdi. Bugünlerde henüz 19 yaşlarında pırıl pırıl genç delikanlımız Sevgili Tuğcan Çobanoğlu. Kendisini yürekten kutluyorum. Şansı bahtı açık olsun. Umarım erken tanı sayesinde bir çok otizm tanısı konulan çocuklar fayda görür.

Tuğcan'ın fedakar annesi Sevil hanımla sohbetimden aktarıyorum;

evladının 1 yaşına gelene kadar gelişiminin normal devam ettiğini ancak daha sonra göz teması kurma ve iletişimde bazı sorunlar olduğunu fark etmişler ve 1,5 yaşına geldiğinde otizm tanısı konulmuş. Ailesi sevgili Tuğcan'a, okuldaki eğitimin yanı sıra özel eğitmen ve pedagog desteğiyle eğitim verilmesini sağladılar. "Okul çağına kadarki dönemde, öz becerilerini geliştirme, yemek yeme, kavramlar gibi konularda eğitim aldı. Zorlu mücadeleyle geçen uğraşlar neticesiyle Milli Eğitime bağlı bir ilkokulda, kaynaştırma sınıfında eğitim aldı. Bu süreçten itibaren yaşantılarına okul artı özel eğitim ve dil terapisiyle devam ettiler. Şu an Tuğcan, tüm kişisel ihtiyaçlarını kendi başına yapabilmekte, ihtiyaçlarını ifade edebilmekte. Okuma yazma düzeyi oldukça iyi fakat iletişimi çok kısıtlı düzeyde." Tuğcan, küçük yaştan beri kendini ifade etme aracı olarak resim yapmayı seçti. Tuğcan'ın, çok kuvvetli hafızasıyla yaşamında kayda aldığı logo gibi görsellerin birebir resimlerini yapabilecek düzeyde yeteneğe sahip. Yıllarca Ressam Aysun Karasu ile ders almasıyla Tuğcan'ın sanat çizgisinin farklı yönde ilerleme kat etti. Ders almadan evvel kullandığı renkler, sınırlıyken Aysun Karasu'yla çalışmalara başladıktan sonra hem renk karışımlarını geliştirip, hem de kompozisyon oluşturma yeteneğini geliştirme şansını yakaladı. Tuğcan eğitmeniyle manzaradan natürmorta kadar birçok denemeler yaptı fakat Tuğcan'ın en keyifle çalıştığı konu kadın karakterleri olunca, bu konu üzerinde yoğunlaştı. En sevdiği renkler ise resimlerinde fark edileceği üzere kahve tonları ve kırmızı." Ben ilgiyle gidip gezdiğim sergilerinde en çok şapkalı olup ahu bakışlı kadın portresine hayran oldum.

Siz de Tuğcan Çobanoğlu’nun kadın portrelerini merak edip görmek isterseniz 21-31 mart 2017 tarihleri arasında ressam Savaş Simitli ile Aphrodisias Sanat Merkez'indeki sergileriyle yaşamınıza zenginlik katabilirsiniz. Önerimi dikkate alıp , sergiye giden sanatseverlere İyi seyirler diliyorum. Sanatın ışığında, esen kalınız.

YORUMLAR

  • 0 Yorum