Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde İZMİR Nerede?
Reklam
Süleyman Gök

Süleyman Gök

Süleyman GÖK ile Genç Gündem

Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde İZMİR Nerede?

09 Mayıs 2018 - 17:53

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri diğer bir adıyla Küresel Hedefler, ortak değerler çerçevesinde tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için evrensel eylem çağrısıdır. Yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde uygulanması beklenen kalkınma hedeflerinin kü-yerel perspektifte değerlendirilmesi gerekmektedir. Katılımcı ve çok düzeyli yönetişim yaklaşımı çerçevesinde belirlenen küresel hedeflerin nihai amacı; farklı düzeylerde sosyal faydayı sağlayarak, Binyıl Kalkınma Hedeflerinin daha da ötesinde yoksulluğun ana nedenlerine çözüm bulmayı ve evrensel kalkınmayı sağlamayı amaçlamaktadır.

Küresel hedeflerin, küresel bir köy olarak konuştuğumuz dünyanın güncel sorunları etrafında şekillendiğini görebiliriz. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler nezdinde hedeflerin sahiplenilmesi gerekmekte, gelişmiş ülkelerin de hedeflerin sürdürülebilirliğini gerçekleştirmek amacıyla siyasi ve ekonomik irade göstermeleri gerekmektedir.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 17 ilkeden oluşmaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının kolaylaştırıcılığında yürümekte olan projenin özel sektör, sivil toplum ve yurttaşların ortak iradeleri ile gerçekleştirileceği unutulmamalıdır. 2030 sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 17 ana hedef ve 169 alt başlık ile geniş bir kapsama sahiptir.

Bu hedefler;

Her tür yoksulluğu, nerede olursa olsun sona erdirmek, Açlığı bitirmek, gıda güvenliğini sağlamak, beslenme imkânlarını geliştirmek ve sürdürülebilir tarımı desteklemek, İnsanların sağlıklı bir yaşam sürmelerini ve herkesin her yaşta refahını sağlamak, Herkesi kapsayan ve herkese eşit derecede kaliteli eğitim sağlamak ve herkese yaşam boyu eğitim imkânı tanımak, Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların ve kız çocuklarının toplumsal konumlarını güçlendirmek, Herkes için suyun ve sıhhi koşulların erişilebilirliği ve sürdürülebilir yönetimin güvence altına alınması, Herkes için erişilebilir, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerji sağlanması ve güvence altına alınması, Sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik kalkınmayı sağlamak, tam ve üretici istihdamı ve insan onuruna yakışır işleri sağlamak, Dayanıklı altyapı inşa etmek, sürdürülebilir ve kapsayıcı sanayileşmeyi ve yeni buluşları teşvik etmek, Ülkelerin içinde ve aralarındaki eşitsizlikleri azaltmak, Kentleri ve insan yerleşim yerlerini herkesi kapsayan, güvenli, güçlü ve sürdürülebilir kılmak, Sürdürülebilir tüketimi ve üretimi sağlamak, İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acil olarak adım atmak, Okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını sürdürülebilir kalkınma için korumak ve sürdürülebilir şekilde kullanmak, Karasal ekosistemleri korumak, restore etmek ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak, ormanların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, çölleşme ile mücadele etmek, toprakların verimlilik kaybını durdurmak ve geriye çevirmek ve biyoçeşitlik kaybını durdurmak, Sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve herkesi kucaklayan toplumları teşvik etmek, herkesin adalete erişimini sağlamak, her seviyede etkin, hesap verebilir ve kucaklayıcı kurumlar inşa etmek, Sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığın uygulama araçlarını güçlendirmek ve küresel ortaklığı yeniden canlandırmak,

Peki, küresel düzeyde belirlenen hedeflerin yerelde karşılığı var mı sorusu aklımıza geliyor. Eğitim ve kültür bakımdan gelişmiş, ekonomik bakımdan Türkiye’nin üçüncü büyük şehri konumunda bulunan İzmir’de durum tam bir içler acısıdır. Saha çalışmalarımızda görüştüğümüz sivil toplum temsilcilerinin küresel hedeflere ilişkin hiçbir farkındalığı bulunmamaktadır. Medya sektörü bakımından dezavantajlı konumda bulunan şehrimizin basın temsilcilerinin gündemleri farklıdır. Özel sektör temsilcilerinin geneli olmasa da %1’lik kesimi hedeflere sahip çıkmakta geri kalan kesimin haberi bile yoktur. Hal böyle iken yerel yerel düzeyde sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin akıbetini şimdiden olumsuz olarak nitelendirmek herhalde hiçbirimiz için sürpriz olmayacaktır.

Sivil toplum ve özel sektörün hali pür meali iken sosyal demokrat(!) anlayışa sahip belediyelerimizin durumunun da diğerlerinden hiçbir farkı yok. Ne büyükşehir belediyesi ne de ilçe belediyeleri küresel hedeflerin yerelde yaygınlaştırılması amacıyla bir kampanya, etkinlik vs. yaptıkları yoktur. Umarım birilerinin akıllarına gelir de küresel hedeflerin var olduğunu hatırlarlar.

Sonuç olarak, dünyamızın karşı karşıya kaldığı temel sorun alanlarına yönelik belirlenen hedeflerin yerelde de karşılığının olması elzemdir. Küresel hedeflerin, yerel gündemlere alınması, yerelde farklı paydaşların katılımı ile sürdürülebilir kılınması bir gereklilik değil zorunluluktur. Özel sektör, sivil toplum, yurttaş ve kamu sektörü paydaşlığında kurulacak ilişkinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Sivil toplum kuruluşları artık 19.yüzyıl konu gündemlerinden çıkıp uluslararası güncel gelişmelere uygun konu başlıklarını gündemlerine almalıdırlar. Basın sektörü, yayınlarında ve haberlerinde daha çok küresel hedeflere yer vermeli bu alanda farkındalık yaratmalıdırlar. Belediyelerimiz kendi ilçelerinde ve hedef kitlelerinde hedeflerin yaygınlaştırılmasını öncelikli hale getiren projeler gerçekleştirmelidir. Kısacası, dünyamızın iyiye gitmesi için hepimize görev ve sorumluluk düşmektedir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum