Ekmeğimiz Bile Obez Oldu!
Reklam
Ümit Bora

Ümit Bora

Çevreci-Yazar

Ekmeğimiz Bile Obez Oldu!

13 Ekim 2016 - 10:33

Sanıyorum 2012 yılıydı.

Yenigün Tv. "Çevrenin haberleri" canlı yayın programıma bilim adamımız sevgili Prof. Dr.Mustafa Kaymakçı hocamızı davet etmiştim.

Mustafa hocamı o sıralar ekmek ile ilgili açıklamaları için ulusal tv'ler davet ediyorlar tam da bam teli açıklamaları yapacağı sırada hocamıza "süremiz kalmadı" diyerek kesik atıyorlardı.

Mustafa hocam beni aradı "yardımcı olur musun beyaz ekmek ile ilgili beni konuşturmuyorlar açıklama yapmamı istemiyorlar" diye… İsteğine "hocam gel Yenigün Tv de sansürsüz açıkla hatta Yenigün Gazetemiz köşe yazıma açıklamalarını alayım sana uygulanan sansürü kırayım" dedim.

“Çevrenin haberleri” programım sürerken Mustafa Kaymakçı hocamız birden ciddileşti "bu beyaz ekmek ambalaja sokulmalı, üzerine de aynı sigarada olduğu gibi sağlığa zararlıdır" yazılmalıdır dedi.

Beklemiyordum böyle bir çıkışı Mustafa hocamdan "aman hocam çok ciddi bir açıklama yaptınız farkında mısınız?" sözüme "aynen vurguluyorum bu beyaz ekmek diye satılan sözde ekmek, içinde unu beyazlatma dâhil sağlığa aykırı 10 zararlı katkılı madde var" dedi.

Uzatmayayım o Yenigün tv. programımız Türkiye'nin gündemine oturdu, Mustafa Kaymakçı hocamı her gün ulusal tv.ler programlarına, haberlerine çıkardılar beyaz ekmek hafızalara kazındı durdu.

O zaman ki Gıda ve Tarım Bakanı çıktı "beyaz ekmekte 10 zararlı katkı madde yok 15 zararlı katkı var" diye… Mustafa hocamızın açıklamasını daha da ileriye taşıdı.

En yetkili resmi makamımız tüm ulusal basınımıza beyaz ekmek ile ilgili açıklama yaptı!

"Beyaz ekmeği ülkemizde yasaklıyoruz" diyeli 4 yıl oldu. Yasak, bir türlü beyaz ekmeğe hala gelmedi?

Fırıncılara soruyorum "bu kepekli ekmek" benzeri ekmekler gerçek mi diye.

Fırıncılar "abi onlar da boyanıyor ve benzeri" cevaplar veriyorlar.

Bu sıralar kedime veriyorum beyaz ekmeği suratını ekşitiyor ağzına bile almıyor.

Nerede 60’lı, 70’li yıllarda yediğimiz o mis gibi kokan kızarmış ekmekler?

4 kişi tıka basa doyardı, açlık kalmazdı sofrada.

Şimdikiler hormonlu gibi… Sıksan sünger gibi bir lokma kalıyor, tek kişiyi bile doyurmuyor.

Hele ekmek yiyorsan bir de rüzgâr esiyorsa elinde yerken parçalanan ekmek havada uçuşuyor, sofrayı bırakın yerleri kirletiyor. Allah korkusu var; ha bire yerlere düşen ekmek parçalarını toplayıp süpürüyoruz.

Ya Allah aşkına bahsettiğimiz fakirin yüzyıllardır açlığını bastırmak için icat ettiği yediği ekmek bu mudur?

Bu yediğimizin gerçekten ekmek olduğunu Allahtan korkmadan söyleyecek bir kul var mıdır ülkemizde aramızda?

Her şeyin sahte olduğu günümüzde fakirin gıdası ekmeğe hangi Müslümanımız bir zahmet el atacak, bu işe dur diyecek? “Gerçek ekmeği” kim yıllar sonra tekrar bu millete yapıp yedirecek?

Biz cebini hiç düşünmeyen çevreciler mi hep her şeyi göreceğiz, uyaracağız bu nasıl işler diyeceğiz?

Bizden başka kimseler yok mudur; her gün soframıza gelen içine bilmem hangi maddeler katılarak göbeği suni kabartma maddelerle şişirilmiş, “bu ekmektir” diye bize yedirecek de hiç bundan rahatsızlık duymayacak…

Sonunda fakirin tek gıdası ekmeği ile de oynadınız ya?

Kedim yemiyor hadi o hayvan diyelim ama biz insanlar bu beyazlatılmış, suni olarak şişirilmiş katkılarla göbeklendirilmiş maddeleri ne zamana kadar ekmek diye yemeye devam edeceğiz?

YORUMLAR

  • 0 Yorum