Reklam

92 yıllık tarihi yapı, yıkım tehlikesiyle karşı karşıya!

İzmir’de 1929 yılından bu yana eğitim veren ve dönemin Valisi Kazım Dirik tarafından temeli atılan 92 yıllık tarihe sahip Necatibey Ortaokulu, tyıkım tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, yapıya dair ‘korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliği taşımadığından tescil edilmemesinin uygun bulunduğu’ yönündeki kararıyla tarihi yapının yok olmasına engel kalmadı.

92 yıllık tarihi yapı, yıkım tehlikesiyle karşı karşıya!

İzmir’de 1929 yılından bu yana eğitim veren ve dönemin Valisi Kazım Dirik tarafından temeli atılan 92 yıllık tarihe sahip Necatibey Ortaokulu, tyıkım tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, yapıya dair ‘korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliği taşımadığından tescil edilmemesinin uygun bulunduğu’ yönündeki kararıyla tarihi yapının yok olmasına engel kalmadı.

92 yıllık tarihi yapı, yıkım tehlikesiyle karşı karşıya!
18 Eylül 2021 - 14:56

İzmir’de, 1927 yılında dönemin Valisi Kazım Dirik tarafından temeli atıldığı bilinen, Konak sınırları içerisinde yer alan ve 92 yıllık tarihe sahip olan Necatibey Ortaokulu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.1929 yılından bu yana eğitim veren ve Kazım Dirik'in Valiliği döneminde yapılmış olması, kendisinin binaların yapımınaki katkısı ve çoğu binanın kendi ismini taşması sebepleriyle, dönemin resmi belgelerinde ‘Kazım Dirik tipi’ olarak geçen yapı için yıkım kararı alındığını belirten Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı İlker Kahraman söz konusu okulun; dönemin yapı üretim tarihine ışık tutması, tip proje anlayışını yansıtması ve çoğu Türkiye'nin önemli mimarları arasında yer alan bir ekip tarafından üretilmiş olması sebebi ile mimari değere sahip olduğuna dikkat çekti.

‘KURUL, TESCİLE UYGUN BULMADI’

Kent belleğinde de yer etmiş olan Necatibey Ortaokulu için yıkım kararı alınmasının ardından Mimarlar Odası İzmir Şubesi olarak harekete geçtiklerini ve yapının tescil edilmesi ve korunmasına dair gerekçeleri içeren bir rapor ile İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na başvurduklarını ve kararın yeniden değerlendirilmesini talep ettiklerini dile getiren Kahraman, buna karşın Bölge Kurulu tarafından, ‘Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliği taşımadığından tescil edilmemesinin uygun bulunduğu’ yönünde karar verdiğini açıkladı. Bölge Kurulu’nun yapının tescilini uygun bulmamasıyla yıkım kararının önünde engel kalmadığını söyleyen Kahraman, yıkımı engellemek için Bölge Kurulu’nun verdiği karara itiraz ederek Kültür Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu’na başvuracaklarını ve hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.

‘TARİHİ BELGE DEĞERİNE SAHİP’

Söz konusu yapının neden korunması gerektiğine dair gerekçelerin yer aldığı, Mimarlar Odası İzmir Şubesi tarafından uzman görüşleri doğrultusunda hazırlatılan raporu paylaşan Kahraman, “1929 yılında da eğitime başlayan Necatibey Ortaokulu'nun inşaat yılları, İzmir'de Kazım Dirik ve halkın çabalarıyla büyük bir okullaşma hareketinin başladığı ve birçok okul binasının inşa edildiği bir döneme karşılık gelmektedir. Bu okul binaları, inşa edileceği yerleşimin nüfusuna göre büyüklükleri değişen 20 farklı tip projeye göre inşa edilmiştir. Dönemin Milli Eğitim Bakanının ismini alan Necatibey Ortaokulu, bu tipler içerisinde ölçek olarak en büyük olan tipe göre inşa edilmiştir. Yapıldıkları dönemde Gazi İlkokulu'ndan sonra İzmir'deki en büyük ilkokul binaları olan iki katlı yapıların çoğuna inşa edilmelerinde büyük emek sahibi olan Kazım Dirik'in ismi verilmiştir. Binaların hepsinin valiliği döneminde yapılmış olması, kendisinin binaların yapımındaki katkısı ve çoğu binanın kendi ismini taşıması sebepleriyle Kazım Dirik ismi binalarla özdeşleşmiştir ve bu tip-proje dönemin resmi belgelerinde ‘Kazım Dirik tipi’ olarak geçmektedir. Dönemin eğitim ve okul inşaat politikalarının bir ürünü olması, Kazım Dirik'in çabalarıyla inşa edilmiş olması sebebiyle Necatibey Ortaokulu tarihi belge değerine sahiptir” açıklamalarında bulundu.

‘KENT BELLİĞİNDE YER ETMİŞTİR’

Raporda belirtildiği üzere; yapının inşa edildiği dönemden günümüze değişiklikler geçirmiş olmasıyla birlikte, özellikle özgün iç mekan kurgusunu, özgün döşeme malzemelerini, kapı ve pencere gibi özgün mimari elemanlarını koruduğunu aktaran Kahraman, okulun eğitime başladığı 1929 yılından günümüze geçen 92 yıl boyunca pek çok öğrenci yetiştirdiğini, İzmir'in ve bulunduğu çevrenin kent belleğinde yer ettiğini de ifade etti.

‘TESCİLLENEN YAPI SAYISI ÇOK AZ’

Kahraman, söz konusu raporda yer alan tespitlerde ayrıca, “İzmir’de Cumhuriyet'in kuruluşu ile benimsenen eğitim seferberliği başarıyla uygulanmış ve kalabalık nüfuslu yerleşimlerde inşa edilen çok sınıflı şehir ve kasaba okullarından az nüfuslu yerleşimlerde inşa edilen tek sınıflı köy okullarına kadar geniş bir yelpazede farklılaşan birçok farklı ölçek ve nitelikte okul binası inşa edilmiştir. Ancak, cumhuriyetin ideolojisini topluma anlatmak ve benimsemek ideali çerçevesinde inşa edilen bu okulların korunmasında aynı başarının gösterilebildiğini söylemek zordur. Toplam 20 tip projeye göre inşa edilen yaklaşık 500 okul binasından tescillenen yapı sayısı oldukça azdır ve tip projelerin temsiliyeti açısından bakıldığında sadece üç tip için tescil kararı alındığı görülmektedir” ifadelerinin yer aldığını aktardı.

‘KORUNMASI GEREKLİDİR’

Yapıların tescillenmesindeki çekincelerden en önemlisinin; yapılardaki eskimeye bağlı olarak ortaya çıkan yapısal problemler ve mekan ihtiyaçlar olduğunun raporda vurgulandığını söyleyen Kahraman, rapor içeriğinde yer alan, “Oysaki doğru bir restorasyon projesi doğrultusunda alınacak güçlendirme kararları ile hem yapısal sorunlar ortadan kaldırılabilir hem de yapının özgün niteliklerine minimum zarar verecek müdahalelerle mekan sorunu çözümlenebilir. Sonuç olarak Necatibey Ortaokulu sahip olduğu tarihi belge, mimari, özgünlük ve anı değerleri ile korunması gerekli bir kültür varlığıdır. Yapı tescil altına alınmalı ve bilimsel bir restorasyon projesi kapsamında yapısal, mekansal ve malzeme sorunları çözülmelidir” şeklindeki tespitleri paylaştı.

Kaynak: İzGazete