Iki kelimeyi bir araya getiremeyen patronunu görünce, çimdik yemiş gibi yerinden fırlıyor...

"Şurdan iki çay söyle bakiim" diye kendisini ezen herife tık edemiyor..

Yaşamdaki en büyük becerisi, kepengi kaldırıp, paspas yaptıktan sonra vitrini güzelce silmek, malları temizlemek...

Besyüzbin lirayı bir arada görmüşlüğü yok...
Görse de uykuları kaçar zahir
Ama ekonomi yazıyor

Beynini calistirabilecek en kral hobileri, okey oynamak, yanık, pişti vesaire, bolca alkol...

Gazeteyi , vitrin camı sileceği zaman eline geçtiğinde büyük puntolara bakmak suretiyle okur, o kadar...

Ve fakat sosyal medyanın başına geçti mi, tutabilene aşkolsun!
Genel Kurmay Başkanına Afrin'de ne yapması gerektiğini yazar

Tayyip'e devletler arası hukuk sistemini anlatır
Dışişleri Bakanı'nın kulağını çeker, adama tarih dersi verir
Kaçakları bulamayan Mit Başkanına yuvalanabilecekleri ülkeleri yazar

En az kırk yıldır gazeteleri köşe yazılarına kadar okuduğum halde, olup bitenler hakkında fazla bilgi sahibi olmamanın, bu kadar bilge olmamanın üzüntüsünü yaşıyorum

Keşke ben de küçük esnaf olsaydım da, stratejik bilgilere sahip olsaydım

Yine de şu cehaletimle diyorum ki;
Erdoğan yanlış yapıyor olabilir...
Dedim ya ? Aklım esnaf kadar ermiyor

Ve fakat dikkat !
Şehit olanlar, Erdoğan'ın değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin askerleri!
Yani; Sıkılan kurşun, T.C Devleti'ne sıkılmıştır!
En azından bunu biliyorum

Idlib'te olmazsa Hakkari'de vurulacak
Hakkari'de olmazsa Tunceli'de vurulacak
Sen asıl bunu sorgula, uzun uzun düşün

Hal böyle olunca...
Bir kelime de Esad'a söyle birader!
Bir kere de Esad'a "Alçak! Namussuz! Şerefsiz!" de birader!

Yok! Tek kelime yok !
Esad'ın tarafına geçmiş gariban, farkında değil!