Reklam

Depremin faturası 2 trilyon lira: Yüzde 55’i konutlardaki hasarlardan oluşuyor

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin oluşturduğu hasarın toplam maliyeti 1 trilyon 955 milyar lira olarak hesaplandı.

Depremin faturası 2 trilyon lira: Yüzde 55’i konutlardaki hasarlardan oluşuyor

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin oluşturduğu hasarın toplam maliyeti 1 trilyon 955 milyar lira olarak hesaplandı.

Depremin faturası 2 trilyon lira: Yüzde 55’i konutlardaki hasarlardan oluşuyor
18 Mart 2023 - 11:07

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yarattığı maliyetin toplam 1 trilyon 955 milyar TL olduğunu açıkladı. Afetin büyüklüğünün, verilerin toplanmasını güçleştirdiğine dikkat çekilen açıklamada bina, konut, işyeri, fabrika, makine ve teçhizat bilgilerinde tam sayıma yaklaşıldığı belirtildi. Sahada 1.6 trilyon liralık maddi hasar tespit edildi. Bakanlığın hesaplamasına göre deprem bölgesine yapılan acil destek ve harcamaları, enkaz kaldırma faaliyetleri, sigorta ödemeleri, diğer tüm destek ve harcamaların yanı sıra milli gelirin azalması nedeniyle 351.4 milyar liralık bir kayıp oluştu. Hazine’nin değerlendirmesinde, şu ifadelere yer verildi: “Asrın felaketinin maliyeti yaklaşık 2 trilyon TL (103.6 milyar dolar). Bu rakam, 2023 yılı milli gelir beklentimizin takriben yüzde 9’una denk gelmekte. Bu da 1999 Marmara Depremi’nden yaklaşık 6 kat daha fazla maddi hasar olduğunu göstermektedir.”

ACİL HARCAMALAR 128 MİLYAR

Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu’na göre, depremlerin meydana gelmesinin ardından ilk etapta yapılan harcamalar arama kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesine yönelik oldu. 128 milyar lira bu çerçevede harcandı. Depremzedelerin konaklama ve iaşe giderleri harcaması 40.5 milyar lira, evi hasarlı olan hanehalkına yapılan taşınma yardımı 15 bin, ev sahipleri ve kiracılara yapılan yıllık kira yardımı 33 bin lira ile en yüksek maliyet kalemlerini oluşturdu.

EN BÜYÜK HASAR KONUT

Depremin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükünün içindeki en önemli pay yüzde 54.9 ile konut hasarından oluştu. 1 trilyon 74 milyar liraya denk gelen maliyetin dolar karşılığı da 56.9 milyar lira olarak öngörüldü. İkinci ağırlıklı hasar kalemi kamu altyapısı ve hizmet binalarındaki yıkımdan oluştu. Bunun da toplam maliyeti 242.5 milyar lira olarak hesaplandı. Konut hariç özel kesim hasarı 222.4 milyar lira olarak tahmin edildi. Bu kalemin içinde imalat sanayi, enerji, haberleşme, turizm, sağlık ve eğitim sektörleri ile küçük esnaf hasarı ve ibadethaneler yer aldı.

HAFRİYAT MALİYETİ 42 MİLYARI BULUYOR

Rapora göre 100-120 milyon metreküp üzerinden hafriyat maliyeti 42 milyar lira olarak tahmin edildi. Ev içi eşya maliyeti 58.5 milyar lira olarak öngörülürken, özel motorlu araç hasarı da 6.1 milyar lira olarak tahmin edildi. Motorlu taşıt sigorta ödeme maliyeti 1.2 milyar, DASK ödemeleri 36.4 milyar, esnaf gelir kaybı 13.9 milyar lira olarak tahmin edildi. Milli gelir çıktı hesabı da 130 milyar lira olarak maliyete eklendi. Böylece toplam maliyet 1 trilyon 955 milyar lira olarak öngörüldü.

KARDEŞ İL BELİRLENSİN

Risk azaltım önerilerinin de yer aldığı raporda, AFAD’ın yatay bir yapılanmaya geçmesi, yetkilerinin artırılarak herhangi bir afet anında müdahale kabiliyetinin hızlandırılması ve artırılması için gerekli mevzuat düzenlemesinin yapılmasının yararlı olacağı kaydedildi. Afete müdahale esnasında yaşanan aksaklıkların değerlendirilerek, olası yeni bir afet öncesinde bu aksaklıkların giderilmesine yönelik önlemlerin alınması ve bölgenin afet müdahale kapasitesinin geliştirilmesinin önem arz ettiği vurgulanarak, “Bu bağlamda; coğrafi uzaklık, illerin nüfus büyüklüğü, illerin sahip olduğu afet riskleri çerçevesinde aynı karakteristiğe sahip olmaması vb. hususlar dikkate alınarak, her il için kardeş il/illerin belirlenmesine ve afet anında valilik, belediye, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve STK’ların koordine edilmesine ilişkin güçlü sorumluluklar verilmelidir” denildi.

 

RUHSATI MERKEZİ BİR KURULUŞ VERSİN

Raporda, “Dayanıklı Yerleşim Alanları” başlığı altında, birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde ve sel vb. afet riski yüksek olan alanlardaki yerleşim birimlerinde imar planlama ve uygulama çalışmalarında yerel yönetimlerin yetkilerinin gözden geçirilmesi önerilerek, “Bu kapsamda hatalı plan tadilatlarına ilişkin plan müelliflere yönelik cezai yaptırımları gözden geçirilmelidir” denildi. Raporda, “İmar Kanunu kapsamında valilikler ya da belediyeler tarafından verilebilen yapı ruhsatının alınma sürecinin merkezi bir kuruluş ya da ilgili Bakanlığın denetimine tabi olacak şekilde yeniden yapılandırılması önem arz etmektedir” denildi.

KAÇAK YAPININ SATILMASI YASAKLANSIN

“Dayanıklı Yapılar” başlığı altında ise yüksek risk taşıyan yapıların öncelikli olarak dönüşümünün sağlanması gerektiği vurgulandı. Açıklamada “Yapı stokunun dayanıklılığı için başta deprem bölgesi olmak üzere ülke genelinde yapı kayıt belgesi alan yapıların risk durumu sorgulanmalıdır. Kaçak yapıların tespiti gerçekleştirilmeli, kaçak yapılara yönelik yaptırımlar (alınıp, satılmasının yasaklanması vb.) güçlendirilmeli ve kaçak yapı sayısının artışı önlenmelidir” önerisi yapıldı.

Dayanıklı yapıların inşa edilmesinin en önemli unsurlarından birinin de yapı denetimi olduğu belirtilerek, “Bu kapsamda, yapı denetim firmalarının ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yapılacak sınav ve değerlendirmelerle düzenli olarak takip edilmesine olanak sağlayan bir sistemin geliştirilmesi gerekmektedir. Uzmanlık gerektiren bir süreç olan yapı denetim hizmetlerinin kalitesinin artması için denetim personeline yönelik uzmanlık eğitim programlarının oluşturulması ve yetkinliğin belgelendirilmesi ihtiyacı bulunmaktadır” denildi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum