Televizyoncu ve gazeteci Ali Erol Diker, dünya malı ve insanlık için bir yazı yazdı. Dünyanın gidişatından aile düzenine kadar pek çok konuya yorum getiren Diker’in yazısı;
“ ‘Evet Dünya malı için değer mi?’ diye baktığımızda ortaya bir vahşet çıkıyor. Tarla, bağ, bahçe ve tarla için cinayet işleyenleri mi ararsın, daire için katliam yapanları mı sorarsın, benim arabam yüksek modelli diyerek, yolda niye bana yol vermiyorsun diyen magandaları mı ararsın, dükkanımı nasıl gasp edersin deyip kurşun yağdıranları mı görürsün, arabamın park yerine nasıl arabanı park edersin diyen zır cahillerin kavgasına mı tanık olursun… Kısacası dünya malına yenik düşen vicdan ve merhamet duygusundan yoksun, insanlıktan nasibini almamış saygı ve sevgiden bir nebze ders almamış olduğu sürece daha çok kan akmaya ve cahiller ordusu yetişmeye dünya var oldukça devam edecektir. Bir de bu dünyada insan değeri ve kıymetini bilmeyen katiller sürüsü var. Evlenmek kutsalsa boşanmak da bir o kadar kutsaldır.
Kadın kendi ayaklarının üstünde durmasını bilir, yaşamaya tutunurken: erkek ise batmaya ve yalnız kalmaya başlayacak türlü türlü planlar yapmaya başlayacaktır. Çünkü evi dişi kuş yaparken, erkek alıştığı bütün güzelliklerden uzaklaşarak yalnızlaşmaya, kirlenmeye ve öfkelerine yenik düşmeye başlayacak. Kadın evine ve yeni yaşamına sarıldıkça, erkek pisliğin içinde boğuşmaya ve boğulmaya yol alacak ve darmadağın bir yaşamın içine sürüklenerek, yaşamının bitime doğru hayatını zindan edecektir. İşte tam da burada başlayacak kin, nefret, öfke ve cehalet! Bu saatten sonra Allah kadına yardım etsin. Karşında gördüğü güzellikler karşısında kendi pisliğine boğulan erkek ise bu güzelliği yok etmek için şekilden şekle girecek, içindeki bütün pisliğini kusmaya başlayacak. Bu saatten sonra Allah kadının yardımcısı olsun inşallah.
Sonrasını varın siz tahmin edin. Bir cani tarafından bir kadın daha hayattan koparıldı diyen haber kanalları da ‘haber’ diye ballandıra ballandıra resim karesini yayınlayacaklar. Sonrası malum. Aşkla sevgiyle kurulan bir yuva kin, nefret, öfke, hırs ve intikama dönüşerek kadın mezara erkek cezaevine. “Pişmanım hakim bey namusumu temizledim” diye mazlum rolüne bürünen bu tür canilerin ayak oyunları. Kim neyi kazandı derseniz ne yazık ki bitip giden ve canice katledilen bedenler çıkarı, menfaati ve hırsına yenik düşen katiller sürüsü. Üzgünüm yine kazanan yok. Peki ya insanlık, saygı ve sevgi, vicdan ve merhamet, kalp ve gönül gözü öyle mi?! Saygının ve sevginin olduğu her yerde çiçekler açar. Vicdan ve merhametin olduğu kalplerde huzur vardır, mutluluk vardır, tatlı dil vardır. Tatlı dilin olduğu her yerde muhabbet vardır, hoşgörü vardır. Kalp ve gönül zenginliği içinde olanlarda paylaşım vardır, yardım vardır insanlık vardır. “Kim olursan ol yine gel” diyen Mevla’ya, “Giden gitsin ben dönmem yolumdan” diyen Hacı Bektaşi Veli’ye, “Yaradılanı seviyorum yaradandan ötürü” diyen Yunus Emre’ye, sevginin ne demek olduğunu bilen, Ferhat ile Şirin’e, Aslı ile Kerem’e, Leyla ile Mecnun’a tüm insanlığın örnek almasını diliyor saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Unutmayalım ki bu Dünya'yı dünya malı değil, saygı, sevgi, vicdan ve merhamet, iyilik ve "İNSANLIK" kurtaracak. Ne Mutlu TÜRKÜM diyene.
Gazeteci ve Televizyoncu A. Erol DİKER”. Diker, yazısını okuyucuları ve sevenleriyle paylaştı.
