Reklam

Hayalet Yazarın Kaleminden Tunç Soyer...

BURANIN TERİTORYALİ (!) BENİM – SİYASAL ALGI

Hayalet Yazarın Kaleminden Tunç Soyer...

BURANIN TERİTORYALİ (!) BENİM – SİYASAL ALGI

Hayalet Yazarın Kaleminden Tunç Soyer...
24 Haziran 2020 - 14:30

Öncelikle bu yazıma başlamadan önce çok sık okuduğum ve takip ettiğim Gazetem İzmir imtiyaz sahibi Sayın Salih Erkek’e teşekkürlerimi iletiyorum. Bu yazıyı kendisi ile yaptığım telefon görüşmelerimden sonra kaleme alıyorum ve yazıma siyasetin olmazsa olmazlarından Machievelli ile başlamak istiyorum.
Ne demiş Machievelli Prens kitabında: “Amaca ulaşmak için her araç yasal ve ahlakidir. ” Bu gün konjonktürü ele aldığımız zaman karşımıza çıkan şey aslında tam anlamıyla bu demek değil midir? Geçtiğimiz günlerde çok trajikomik bir olay yaşandı. İzmir Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer teritoryal olmakla suçlandı. Bu kendisine şu şekilde yasal bir zemin hazırladı. Yaklaşık 60 dakikalık bir konuşma ve o konuşmadan kırpılan bir kaç söz. Öyle sözler ki bunlar adeta bir ülkeden kopup bir devlet oluşturabilme algısı yaratıldı. Aslında siyaset literatürüne ve geleneğine bakıldığı zaman çok normal bir eylem. Çünkü tarih boyunca bir çok devlet adamının başına gelmiş bir olay. Bir ilin belediye başkanı ve yahut devlet adamı diğer partililerin veya siyasal çıkar gruplarının siyasal oyunları ile bulunduğu mevcut durumundan alaşağı edilme operasyonu. Bu aslında bize şunu gösterir; acaba ortada bir tehdit mi var? İşte bu tehdit algısıyla yapılan eylemler Machievellist göre yasal ve ahlakidir. Çünkü prens olarak gördüğü iktidar yerimi korumalıydı. Bunu yaparken izleyeceği yol çok da önemli değildi. İşte sevgili başkanımız Tunç Soyer siyasetin bir algı mekanizması olan medya yolu ile bir karalama kampanyasına kurban edilmek istendi. Çünkü kendisi gerek örnek bir yönetici oluşuyla gerek siyasal kişiliği ve yürüttüğü politikalar ile bir takım mecra için kıskançlık arenasında girmiş bulunmaktaydı
Bu yaşanan olaylar ışığında bu yazımı yazarken okuduğum güzel bir akademik yazı geldi aklıma. Yazı Büyük İskender ile ilgiliydi. Bu yazıda Büyük İskender’in liderlik özellikleri adı altında bir bölüm vardı. Bu bölüm ile ilgili aklımda kalan bazı noktalar Tunç başkan ile özdeşleşiyordu aslında. Bakınız örneğin kendisinin dostça tutumu bu hem İskender’de hem de Tunç başkanda mevcuttu. Kendisinin Konya gibi bir çok il ile işbirliği içerisinde olması tarihin büyük adamı İskender’de de mevcuttu. Kendisinin “Başka Bir İzmir Hayalimiz var” derken kafasında tasarladığı o hayali gerçekleştirmek için harekete geçmesi ve bu algılara rağmen eylemden kaçınmaması diğer özdeşleşen özelliklerinden biriydi ve bu uğurda cesaret ve kararlılıkla ilerleyip yenilikçi çalışmalar yapması onun ne kadar güvenilir ve yaşadığı şehre sadık bir lider olduğunu kanıtlamıştı biz İzmir halkına aslında. Ve gelelim en önemli özelliğine duygusal zekasına bu aslında iki adamda da bulunan en büyük vasıftı. Burada şunu söylemek gerekir. Tunç Başkan İskender gibi karşısındaki halkı anlayıp onların ne hissettiğini dikkate alıp onların ihtiyaçlarına karşılık vermesi.
Tüm bu bilgiler ve yorumlar ışığında Tunç Başkanın bazı karakteristik özelliklerini Büyük İskender’e benzetmek çok da yersiz olmaz sanırım. Her şeyden önce kendisi iyi bir insan meşru bir yöneticidir.
Ve siyasetin olmazsa olmazı olan meşruluk kavramına ilişkin son sözlerim şu olacaktır. Meşru olarak başa gelen meşru yöneticinin siyasetin kirli oyunlarından biri olan bir algı operasyonları ile bu şekilde itham edilmesini kınıyor ve üzüntülerimi dile getirmek istiyorum.
Evet sevgili okurlarım bu benim ilk yazım. Akademik dille de yazarım halk dili ile de yazarım. Ben uluslararası ilişkiler bölümü mezunuyum. Eğri oturur doğruları yazarım. Bu gün Tunç Soyer ile ilgili yazdıklarımı yarın sayın cumhurbaşkanımız içinde yazarım eğer ortada bir haksızlık olursa. Hayalet yazar olarak hepinize sağlıklı mutlu günler dilerim