Reklam

HİPERTANSİYON ÖLÜMCÜL SONUÇLARA NEDEN OLUYOR

İzmir Özel Sağlık Hastanesi hekimlerinden Kardiyolog Prof. Dr Oğuz Yavuzgil ülkemizde de yaygın olarak görülen hipertansiyon hastalığının ölümcül sonuçlara neden olabileceğini söyledi.

HİPERTANSİYON ÖLÜMCÜL SONUÇLARA NEDEN OLUYOR

İzmir Özel Sağlık Hastanesi hekimlerinden Kardiyolog Prof. Dr Oğuz Yavuzgil ülkemizde de yaygın olarak görülen hipertansiyon hastalığının ölümcül sonuçlara neden olabileceğini söyledi.

HİPERTANSİYON ÖLÜMCÜL SONUÇLARA NEDEN OLUYOR
16 Mayıs 2021 - 09:25

Prof. Dr. Yavuzgil, Dünya çapında en yaygın görülen hastalıklardan biri olan hipertansiyonun öneminin vurgulanması ve farkındalığının artırılması amacıyla Dünya Hipertansiyon Günü'nün her yıl 17 Mayıs’ta kutlandığını söyledi.

Dünya Sağlık Organizasyonu (WHO) tarafından 2002 yılında yayınlanan Dünya Sağlık Raporunda “bir numaralı katil” olarak adlandırılan hipertansiyon hakkında bilgi veren Yavuzgil, “Hipertansiyon, ofiste ölçülen kan basıncı değerlerinin büyük kan basıncının > 140 mmHg ve küçük kan basıncının > 90mmHg’nın üzerinde ölçülmesi olarak tanımlanmaktadır. Genç, orta ve ileri yaş için benzer sınırlar kullanılmakla birlikte 16 yaş ve altı kişilerde çocuklar için düzenlenen ayrı kılavuzların kullanılması önerilmektedir. Giderek artan toplum yaşı ile birlikte vücutta meydana gelen yıpranmalarla; bunu beslenme ve yaşam şeklimiz belirler, kalp ve damar hastalıklarının görülme sıklığı artmaktadır. Aile hikayenizde varsa yani anne- baba yüksek tansiyon hastası ise genetik bir eğilim söz konusudur ama bu başlı başına bir sebep değildir” diye konuştu.

STRES VE SAĞLIKSIZ BESLENME HİPERTANSİYONU ARTIRIYOR

Kardiyolog Prof. Dr. Oğuz Yavuzgil, günümüzde yaşanan stres, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, sigara ve alkol tüketiminin kalp ve damar sağlığını olumsuz etkilediğini ve hipertansiyon’a sebep olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Oğuz Yavuzgil, “ Dolayısıyla böylesi bir yaşam standardında sadece yaşlılığa bağlı olarak hipertansiyon görülür demek doğru olmaz. Kan basıncı normal olan kişilerle kıyaslandığında, kan basıncı yüksek kişilerde, inme (felç) geçirme riski yaklaşık dört kat ve miyokard infarktüsü (kalp krizi) geçirme riski yaklaşık iki kat daha fazla görülmektedir. Bunun yanı sıra hipertansiyon dolaşım bozukluğuna yol açacağından böbrek ve göz gibi hayati diğer organları da olumsuz etkilemektedir. Hipertansiyon oldukça sık görülen bir hastalık olup ofis ölçümleri göz önüne alındığında 2015 yılındaki verilere göre dünyamızda 1 milyardan fazla kişide olduğu tahmin edilmektedir. Toplum yaşı ileriye doğru gittikçe bu sıklık giderek artmaktadır. 60 ve üzeri yaş gruplarında görülme sıklığı da % 60’ları bulmaktadır” dedi.

DİKKATE ALINMALI

Hipertansiyonun dikkate alınması gereken bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof Dr. Oğuz Yavuzgil, yüksek kan basıncının yeterli bir şekilde tedavi edilmesinin, kalp damar hastalığı riskini azaltarak normal düzeylere indirebildiğini kaydetti.

Yavuzgil sözlerini şöyle sürdürdü: “ Bununla birlikte kan basıncı yüksekliğinin kontrolünde belki de en önemli nokta, hastaların tedaviye sürekli olarak uyum göstermelerinden geçmektedir. Oldukça etkili ve diğer birçok tedaviye göre oldukça makul maliyetlerle yapılabilmesine rağmen, birçok gelişmiş ülkede bile istenilen tedavi düzeylerine ulaşılmadığı görülmektedir. Bunun sebebi hastaların ilaçlar sayesinde bir süre sonra kan basıncı normal düzeylere indiğinde ‘düzeldiklerini düşünerek’ tedavilerini bırakmaktadır. Bu duruma ek olarak, bu hastalarda diğer risk faktörleri de sıklıkla ( aşırı kilo, yüksek kan yağları ya da şekeri vs) istenilen düzeyde kontrol altında tutulamamaktadır. Hekimler arasında sıklıkla konuşulan ”yarılar” kuralına göre, bu hastaların ancak yarısının hastalıklarına tanı konulabilmekte, bunların da yaklaşık yarısı tedavi alabilmekte ve bu tedavi alanların da ancak yarısı istenilen kan basıncına gelecek kadar yeterli tedavi edilebilmektedir.’ dedi.

NELER YAPILMALI

Prof. Dr. Yavuzgil, hipertansiyon hastalığına yakalanmamak için yapılması gerekenleri şu şekilde özetledi: “Toplumda yüksek kan basıncının teşhis edilebilmesi ve kontrolü çok önemli bir konu olup bu kadar yaygın bir hastalıkta istenilen düzeylere ulaşılabildiğinde yararları da oldukça fazla olacaktır. Hekim kontrolleri ve tedavilerinin yanı sıra bireylerin kan basınçlarını istenen düzeylerde tutabilmesi için yapması gereken başlıca noktalar şunlardır: kilo fazlası olanların kilo vermeleri, katı yerine sağlıklı sıvı yağların; zeytinyağ gibi daha fazla tüketilmesi, beslenmede tuz içeriğinin azaltılması, düzenli egzersiz yapılması ve alkol alımına dikkat edilmesi mümkünse sigarasız bir yaşamın tercih edilmesi”

YORUMLAR

  • 0 Yorum