OTİZMLİLER Üniversitelerde Kontenjan İstiyor


Değerli okurlarımız; bu hafta ki yazımı çok sevdiğim arkadaşım aynı zamanda ESSİ dostu değerli müşterim için kaleme aldım. Umarım bu genç kızımızın başarılı hayat öyküsü ve dileği sizi de benim gibi heyecanlandırır.

Bir kaç gün önce basında yer alan haberlerle birlikte kendi dünyasında meşhur olan Özge Çeltik aynı zamanda üniversiteye gitme isteğini, herkese duyurma imkanı buldu.

Özge Çeltik İzmir’de annesi ile birlikte yaşayan ve Manisa Güzel Sanatlar Lisesi’nde Müzik okuyan otizmli dünya güzeli bir kızımız. Müzik alanında çok yetenekli. Özge’nin yeteneği ilkokulda keşfedilmiş ancak özel eğitim merkezi yerine devlet okullarında eğitim görmüş. Piyano yeteneği ile dikkat çeken Özge, otizmli çocuklar için üniversite sınavında koyulan 100 barajını da geçerek büyük bir başarı göstermiş.

Şan dersleri de alıp konservatuarların yetenek sınavlarına hazırlanmaya başlayan Özge, yeteneğini ilerletmek istiyor. Tabii devlet üniversiteleri buna imkan verirse, kontenjan ayırırsa...Pozitif ayrımcılık yapması gerekirken -ki ihtiyacımız olan bu- negatif bir tutum sergilemezse...

İşte benim de en büyük arzum , ön yargılarımızdan sıyrılarak , başarılı olan bu çocuklarımıza üniversite yolunun açılması için devletimizin şans vermesi

Bence Özge özelinde aslında tüm engelli çocuklarımız için, üniversitelerin tüm birimlerinde her türlü ayrımcılığın kaldırılacağı, entegre eğitim fırsatları sağlayacak ve eğitim ortamını düzenleyecek önlemlerin alınması gerekiyor. Bunun için de tüm üniversitelerin otizmli ya da diğer engelli öğrenciler için kontenjan sınırı olmayan ve onlara daha rahat eğitim ve öğretim olanağı verecek düzenlemeler yapması acilen gerekli bence. Aynı zamanda engelli öğrenciler üniversitede eğitim görmeleri sırasında karar mekanizmalarına dahil edilerek, ayrımcılık ve izolasyonla güçlü bir şekilde mücadele edilmeli.

Sadece böyle yaparak onların eşsiz yeteneklerinden yararlanabilir ve topluma yararlı , bizimle birlikte yürüyen kendini gerçekleştirmiş bireyler yaratabiliriz. Onlar bizim bir parçamız, zenginliğimiz, eşitimiz ve bizim kadar eğitim olanaklarından yararlanma ve toplumun tüm alanlarında yer alma hakkına sahipler. Eğer onların dayanağı, arkadaşı, öğretmeni, avukatı olursak ne kadar yol alabildiklerini görebiliriz.

Bir dergide otizmli bir çocuğun özellikleri düşünülerek onun ağzından çıkabilecek sözlerle yazılmış bir mektup okumuştum. Şöyle diyordu bir yerinde… ‘Otizme bir eksiklik olarak değil, farklı bir yetenek olarak bakmaya çalışın. Evet sohbet sırasında gözlerinize bakmıyor olabilirim. Ama yalan söylemediğimi, oyunlarda hile yapmadığımı, arkadaşlarımla dalga geçmediğimi, insanlara önyargılarla yaklaşmadığımı hiç fark etmediniz mi? Evet belki bir sonraki Michael Jordan olamayabilirim ama detaycı bakış açım ve olağanüstü odaklanma kapasitemle bir sonraki Einstein, Mozart ya da Van Gogh olabilirim.’ Gerçekten de Günümüzde bu kişilerin otizmli olduğu düşünülüyor.

Özge, Otizmin hayatını nasıl etkilediğini bilmeden mutlu... Devlet üniversitelerine girebilmesi için engel yokmuş gibi görünürken, tercih edilmediğini bilmeden mutlu... . Sizden daha iyi duyuyor, sizden daha net görüyor ve daha derin hissediyor. onun notaları sayıları ve ya herhangi bir görseli ezberlemesi gerekmiyor sanki fotokopi çekiyor. İlk bakışta onları uzun sureli belleğe atmasi onun için çocuk oyuncağı. Sesleri, ışıklar, kokuları, duyguları sizin dünyanızın dışında bir algıyla biliyor, duyuyor, hissedebiliyor.Özge’nin kendi dünyası varken, bir de bizim mekanikleşmiş, sınırlarla, yasaklarla çevrelenmiş dünyamıza ayak uydurmaya çalışıyor.

Bizim, onun dünyasını keşfetmemiz gerekirken, o bizi anlayışla karşılıyor ve affediyor.

Engelli dediğimiz çocuklar çok ufak şeylerle hayallerini süsleyip mutlu olabilen şanslı insanlardır,bizim zor ulaşabileceğimiz mutluluğu çok çabuk ve derinden hissedip bize ayak uydurmaya çalışıyorlar.

Lütfen hep beraber bu engelleri kaldıralım ve bu kocaman dünyamızda otizmliler ve tüm engelliler için yer açalım…