SAVUNMA SANAYİNE NEŞTER VURACAK DERNEK KURULDU: SAVUNMA-DER


Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği (TAY-DER) olarak millî konularda cansiperane ve hatta cengâverane bir mücadele ortaya koyuyoruz. Toplumun hevesli ama mütereddit diğer kesimlerine örnek teşkil etmek, mücadelemizin meyvelerinden biri olarak karşımıza çıkmaya başladı. Her türlü zorluğa, engele ve tehdide rağmen hiç yılmadan ve hedeflerimizden taviz vermeden ilerlediğimizi, çalışmalarımızı başarıyla yürüttüğümüzü görenler; aynen TAY-DER camiasındaki aslan yürekli neferler gibi büyük adımlar atmaya, ciddi teşebbüslerde bulunmaya başladılar.

Savunma Sanayi Araştırma Geliştirme Derneği (SAVUNMA-DER) de işte bu ruh ve azimle doğdu. Çok değil, sadece bir haftalık dernek. Kuruluşunda Avukat Burak BEKİROĞLU kardeşimizin ve TAY-DER’in hukukçusu İbrahim ÇETİN’in payı var. Derneğin İbrahim ÇETİN dışındaki diğer altı kurucu Yönetim Kurulu üyesinin hiçbiri 20 yaşının üzerinde değil. Ama akıl yaşta değil baştadır sözünün tecellisi olarak hepsi de gayet olgun, düzenli, tertipli, inanmış ve ne denli zorlu bir sürece girdiklerinin farkında olan gözüpek şahıslar. Buna rağmen hemen birileri arkadaşlarımızı yaşlarından dolayı küçümsemiş, morallerini bozmaya çalışmış. Halbuki bu ülkede milletvekili olma yaşı bile sadece 18. Kaldı ki nice beli bükülmüş koca herifler, ak saçlı hanım teyzeler var ama bildiğin tam takır kuru bakır, faydasız, hayırsız tipler… Sivil toplum örgütlenmeleri öyle yaşa maşa bakmaz; çalışmaya, gayrete, hizmete, fedakârlığa ve bir nebze de cefakârlığa bakar. O yüzden herkes bu taşın altına elini koyamaz. Genelde en fazla üye olmakla yetinilir, fazla inisiyatif alınmaz.

SAVUNMA-DER’in ortaya çıkış gayesi, hukuk diliyle esbab-ı mûcibesi hakkında iki çift kelam etmek isterim. Tüzükte geçen ifadeyle, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk Milleti’nin menfaatleri doğrultusunda, savunma sanayi alanında faaliyet gösteren ya da faaliyet göstermek için imkân ve fırsat kollayan girişimciler, sanayiciler, sermayedarlar, plan ve proje üreticileri ile emektarlar ve diğer unsurlar arasında koordinasyon ve işbirliği sağlayarak savunma sanayimizin güçlenmesine, gelişmesine ve millîleşmesine katkı sağlamak” şeklinde belirtilen kuruluş amacından da anlaşılacağı üzere çok büyük bir işe girişilmiş bulunuluyor. Düşünsenize, dünyadaki nice kanlı savaşlar, silah kartellerinin silahlarını denemeleri, satmaları, tanıtmaları maksadıyla kurgulanıyor. Dünyada her yıl trilyonlarca liralık silah ticareti yapılıyor. Birileri köşeleri dönerken birileri de onların keyfince ölüyor. Ölüm kusan silahlarsa hep Ortadoğu coğrafyasında Müslümanlar’ın tepesinde patlıyor. Böyle bir dünyanın Türkiye’sinde kurulan Derneğin amacını lütfen bir kez daha gözden geçirir misiniz? Hem meydan okuma, hem manifesto, hem durum beyanı, hem de yol haritası var. Bir o kadar da kararlılık, azim ve sebat pırıltısı var. Benzer amacı olan benzer bir dernek var mı, maalesef yok.

SAVUNMA-DER’in faaliyetlerine de yine Tüzük’te geçen ifadelerle kısaca değinmek isterim.

● Türk millî savunma sanayinin mevcut sorunlarını tespit etmek ve bu sorunların çözümü için çalışmalar yürütmek,

● Uluslararası mecrada savunma sanayi üzerine ileri teknoloji ile üretim yapan tesis ve firmalardan Türkiye’ye teknoloji transferi gerçekleştirmek için çalışmalar yürütmek,

● Savunma sanayinde “kaliteli iş”, “kaliteli ürün” ve “kaliteli hizmet” elde edebilmek için araştırmalar yapmak, bilgilendirici raporlar hazırlamak,

● Savunma sanayinde üreticilerin markalaşmasına ve patent hakkına sahip olup korumalarına katkı sağlamak,

● Savunma sanayinde millî üretimin önemini değişik platformlarda dile getirmek ve toplumun her kesiminde bu konuya ilişkin genel bir bilinç düzeyine erişilmesi sağlamak,

● Türk millî savunma sanayini yabancılara tanıtmak,

● Sermayedarları ve girişimcileri savunma sanayi alanında yatırım yapmaya teşvik etmek.

● Savunma sanayi sektöründe istihdam edilenlerin sorunlarını irdelemek, çözüm arayışlarını katkı sağlamak ve konuya ilişkin yapıcı fikirler geliştirmek,

● Savunma yönünden daha güçlü bir Türkiye nasıl olur temalı beyin fırtınaları yapmak, sonuçları yetkili merciilere raporlamak,

● Savunma sanayinde otorite kabul edilen deneyimli kişilerden daha çok istifade edebilmek için uygun zeminler hazırlamak, bu yönlü girişimlerde bulunmak.

Hâl böyle olunca Aselsan cinayetlerinden İsrail’in modernizasyon masalına, milli yazılım araştırmalarından modern çağın sınır aşan silahlarına değin çok geniş bir perspektifte ciddi ve de gerekli çalışmalar yapılacağı mâlumun ilanı gibi duruyor. Çok değil, daha birkaç gün önce ASELSAN cinayetlerinin Fetullahçı Terör Örgütü organizasyonuyla gerçekleştiği anlaşıldı. Kim bilir daha ne skandallar, sabotajlar, sansasyonlar, suikastler ve saireler var…

Öte yandan Dernek kurucularının ilk günden tehdit edilmeye başlandığını da belirtmeden geçmemek lazım. Tehdit edenlerse tahmin ettiğiniz gibi sektördeki önemli firmalarla bağlantılı şahıslar. Bu noktada TAY-DER’deki deneyimini SAVUNMA-DER’e aktarma niyetiyle orada bulunan arkadaşımız İbrahim ÇETİN’in tüm tehdit, şantaj ve yıldırma çabalarını boşa çıkaracak, hatta böyle ucuzlukları not edip yeri ve zamanı geldiğinde bedel ödetecek türden çalışmalar yapacağından kuşkumuz yok. SAVUNMA-DER’in sahipsiz olduğunu söylemeye gerek de yok. Derneğin bu neviden beklenen velakin olmasa daha iyi olurdu denen gelişmeler dışında şimdiden çok pozitif bir ilgiyle karşılaştığını; milli duygulara sahip savunma sanayi unsurlarınca beğeni ve takdirle takip edildiğini de belirtmeden geçmeyelim.

Uzun lafın kısası, başarılı işlerin altına imza atacağından emin olduğumuz tüm SAVUNMA-DER camiasına hoş geldin diyoruz.