FETBULLARIN PSİKOLOJİSİ


Saygıdeğer okurlar, sizleri “Fetbul” adını verdiğim yeni bir kimlikle tanıştırmak istiyorum. Aklınıza hemen pitbull cinsi köpeklerin geldiğini biliyorum. Güzel bir anımsayış, yerinde bir düşünüş.Fetbullar da aynen pitbullar gibi Amerikan menşeli, görüntüsü bozuk, sahibine karşı oldukça sadık, ancak dengesizleştiğinde sahibini de ısırabilecek kapasitede, sokakta gezdirilmesi tehlikeli ve yasak, gözlem altında tutulması ve hatta kısırlaştırılması daha doğru olan bir çeşit canlı türü.

Fetullahçıların psikolojilerini de fetbul adı verilen bu canlı türü üzerinden değerlendirmek gerekir. Yargılanmak üzere duruşma salonlarına getirilen fetbulların oldukça semiz ve leziz olduğunu gördük. Vakti zamanında sözde Müslüman olan bir yamyam, işi iyice ilerletip vaizlik makamına kadar yükselmiş. Vaiz olup da kürsüye ilk çıktığında ise cemaate şöyle seslenmiş: “Ey aziz ve leziz Müslümanlar.!”Yargılanan Fetbullar da semiz görüntüleriyle hapishanede çok iyi bakıldıklarını, içeriden dışarıdan sürekli beslendiklerini ve morallerinin yüksek olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bu durumu genel suçlu psikolojisi içinde değerlendirmek lazım. Fetbullar her ne kadar şu anda hukuken mahkum değil maznun yani sanık iseler de birçoğunun düpedüz cani olduğunu 15 Temmuz gecesinde gördük. Bu gibilerin yahut telefonundan ByLock çıkanların yargılanması, sadece prosedür icabıdır. Tamam hukuk devleti olabiliriz, saygı duyarız; ama guguk devleti değiliz. İşte bizim semiz Fetbullar, içlerinde hâlâ kurtulma ümidi olduğu için kuyruğu dik tutmaya çalışıyorlar.

Fetbullar kuyruğu dik tutmakla kalmıyor; önlerine de kocaman H.E.R.O. yazıyorlar. Neymiş efendim: Hoca Efendi Razı Olsunmuş! Zavallılar! Hocaefendiniz size hunharca gülüyor, haberiniz yok. Bu tişört çılgınlığının psikolojik nedenine gelince… Hep bir mesaj vermece, hep bir mesaj vermece… Kâh rüya yoluyla, kâh TV yoluyla, kâh resim yoluyla, kâh cep telefonu uygulamaları yoluyla, kâh tişört yoluyla… İnsan neden gizli mesaj vermek, gizli mesaj almak ister? Çünkü kendini kanatlanmış uçuyor sanır, farklı sanır, gizemli sanır! Peki bir insan kendini neden böyle sanır; çünkü haşhaşidir, beyni sulanmıştır, kendi iradesine başkalarına satmıştır, hür iradesiyle hareket edememektedir. Kaldı ki bunlar normal insan da değil; CIA laboratuvarlarında hazırlanan fetbul cinsi özel bir türler.

Mahkeme salonlarında hakimlerin-savcıların aklıyla dalga geçer gibi, mağdur yakınlarına küfreder gibi abuk subuk ifadeler veren fetbulların Nuh deyip peygamber dememe sebeplerini de psikolojik yönden irdelemek lazım. Tamam, onlar Nuh Peygamberi de zaten peygamber olarak tanımazlar, Allah inançları yoktur; lakin bilinçaltlarında yatan aşırı hırs ve hınç, onları gerçekten de anlamsız bir ketumluğa sürüklemektedir. Neden anlamsız diyeceksiniz, ketum olamazlar mı diyeceksiniz; hayır efendim olamazlar, adam iki isim verse, itirafçı olsa belki beraat edip ekmeğinden olmayacak, çoluğunun çocuğunun yüzünü görecek. Gel gör ki Fetbullar, kendi namus ve şereflerine dâir ne varsa satmaya hazır olmakla birlikte Fettoş hocalarını asla satmamak üzere biatleşmişler. Şu durumda onları yargılayıp asmak dahi gayet normaldir. Zira her şeyi göze almışlar.

Fetbullardaki lakaytlık bir nebze de onların şımartılmasıyla ilgili. Şimdiye değin hep “en akıllı, en zeki, en çalışkan biziz, biz altın nesiliz” diye pohpohlanmışlar. Halbuki çoğu Fettoş Hocalarından izin almadan tuvalete bile gidemeyecek kadar sümsüktür. O denli şımartılmışlar ki öyle ya da böyle o demir parmaklıkların arkasından kurtulup dünyanın efendisi olacaklarına inanıyorlar. Bir defa fetbulllar için demir parmaklıkların önü, arkasından daha tehlikeli. Demir parmaklıkların arkasında size hain evlat Ökkeş gibi bakan bir babacan Devlet Baba var. Ama bu tarafa çıkarsanız Türk Milleti’nin gazabı ile yüz yüze kalırsınız. Sokaktaki vatandaşın sizi sevdiğini mi sanıyorsunuz? Asla! Fetbullar şişe geçirecek nice aslanlar, kaplanlar var.

Biraz da yapılması gerekenlerden bahsetmek gerekir. Fetbulların psikolojik direncini kırmak ve onlara gerçeği anlatmak için ilk adımı tutukevlerinde atmalıyız. Tüm Fetbullar, IŞİD’ çiler, PKK’lılar ve DHKP-C gibi diğer örgüt militanları ile karışık koğuşlara konulmalı. Dış dünyayla iletişim imkânları sınırlı tutulmalı. Hapishanelerde sürekli Fettoş’ un dinsiz-imansız biri olduğunu, Fettoşçu hareketin de ABD destekli bir küfür hareketi olduğunu anlatan ve bangır bangır sesler çıkaran yayınlar yapılmalı. Bütün Fetbullar gecenin bir saatinde yataklarından kaldırıp Andımız’ ı okutmak dâhi oldukça işe yarayacaktır. Devlet Baba her zaman sevmez, arada sırada döver de. Fettoş Hoca vurunca adı “şefkat tokadı” oluyorsa, Devlet Baba vurunca da adı “gül bahçesi” olur biter.

İlerleyen zamanlarda Fetbullar iyice terbiye edilmiş hatta güzelce marine edilmiş şekilde görmek dileğiyle…

Muhammed GÖMÜK

TAY-DER Başkanı

04/08/2017