MERALCİLERE BOY BOY CEVAPLAR


Meral AKŞENER ad ve soyadlı vatandaş, sözde iyi bir parti kurmuş. Adını da İyi Parti koymuş. Hayırlı olsun mu, ne münasebet! İmkansızı istemek akla ve mantığa aykırıdır. Biz gerçekçiyiz. Mesela bir parti sırf adı “iyi” diye iyi bir parti olabilir mi? Bunu iddia edenler var, hunharca gülüyoruz.

Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği (TAYDER) olarak İyi Parti kurulduğunu ilan ettiği andan itibaren 24 saat dolmadan partinin kapatılması istemiyle kallavi bir şikayet dilekçesi yazıp Yargıtay Başsavcılığına sunarak hukuki süreci başlatmıştık. Büyük gürültü koparan bu girişimimizle ilgili çarpıcı gelişmeleri aktarmadan önce şu Meral AKŞENER ad ve soyadlı vatandaş kimdir, somut vakıalardan yola çıkarak en objektif şekilde hatırlayalım bakalım.

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden 15 yıl 6 ay önce, 8 Ocak 2001 tarihinde, fetullahçı teröristlerin paçavrası Zaman Gazetesi’nde teröristbaşı Gülen’den bahsedilerek “vatana hizmet ajanlık mı oldu, Gülen en yerli insandır” demeci ile karşılaştık, beynimizden vurulmuşa döndük. Gülen’in vatana hizmet ettiğini ileri süren skandal demecin sahibi ise Meral’den başkası değildi.

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden 11 ay önce, FETÖ’nün bir zamanlar iki numaralı ismi olan Nurettin VEREN’in CNN Türk ekranlarında Meral hakkında anlattıkları gündeme damga vurdu. VEREN, “Meral’i teröristbaşı GÜLEN'in bakan yaptığını” söyledi ve bunun belgesi olan Meral AKŞENER imzalı teşekkür mektubunu da izleyicilere kanıt olarak gösterdi. Bazı izleyiciler inatla umursamadı, bazı izleyiciler şok oldu, bizim gibi bazı izleyiciler ise hiç şaşırmadı. Neden şaşıralım ki?

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden sadece 2 ay önce, 15 Mayıs 2016’da, MHP’li muhaliflerle bir araya gelerek sözde Kurultay yapmak istediği esnada bizimki kameraların önünde oğluna hitaben ve müstakbel eşini kastederek “Fatih, al şu babanı al” diye çıkıştı. Aman Allah’ım ne korkunç bir hırs!

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden günler öncesine kadar çeşitli canlı yayınlarda “yurtta sulh cihanda sulh” sloganları eşliğinde “ben Başbakan olacağım” deyip durdu. Bu söylemlerden bıkan millet artık yaka silker duruma geldi.

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden 1 yıl 1 ay sonra, FETÖ bağlantılı Enis BERBEROĞLU’na sözde özgürlük naralarıyla yollara düşen Kemal KILIÇDAROĞLU’nu kutladığı için kendisine “Meral Kılıçdaroğlu” diye takılan TBMM Başkanı İsmail KAHRAMAN’a hitaben yazdığı açık mektupta “alçak ve şerefsiz bir yakıştırma yapmışsınız” dedi. Babaanne mabaanne edebiyatı parçalayan bir kadının 80 yaşına merdiven dayamış ve Cumhurbaşkanlığından sonra en üst Devlet makamının sahibi olan birinden “alçak ve şerefsiz” diye bahsetmesi, bizler gibi birçok vatandaşın haklı tepkisini çekti. Ama nedense bu lafları Meral’e yakıştırdık, hiç şaşırmadık!

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden 9 ay sonra, 16 Nisan 2017 referandumu hakkında “referandumda Hayır diyen kimse olmasa, çıkan sonuç % 100 Evet bile olsa bu sonucun meşruiyeti olmaz” dedi. Böylesine vahim bir hukuk tanımazlık ilanı ve ikrarı ile daha önce karşılaşmayan millet dondu kaldı.

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden yaklaşık 2 ay sonra, 8 Eylül 2016 tarihinde, Milliyetçi Hareket Partisi Tüzüğü’nün 78/4 - (c) , (e) , (g) , (h) ve (i) maddeleri uyarınca oy birliği ile partiden ihracına karar verildi. O zamana kadar o partide nasıl durdu, biz ona hayret ediyoruz.

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden yaklaşık 1 yıl 2 ay sonra, Kuzey Irak’taki Barzani çetesi 25 Eylül 2017 günü sözde bağımsızlık referandumu yaptı. Türkiye’nin milli birlik ve beraberliğini, hatta ülkemizin bekâsını doğrudan tehdit eden bu menfur girişim hakkında Meral denen kadın, ekranlarda bir tek kelime dahi olsa laf etti mi? Şahsen biz duymadık, duyan varsa beri gelsin! E hani sen milliyetçiydin! Cevap ver alo, hani sen milliyetçiydin, neden ağzını bıçak açmadı? Beğenmediğin BAHÇELİ bile “asarız, keseriz, ülkücüleri silahlandırır Kuzey Irak’a yollarız” gibi sayısız açıklamalar yaptı. Sen ne dedin, haydi söyle de bilelim.

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden aylar sonra Meral, FETÖ’den tutuklanan Avukat İrfan SÖNMEZ hakkında, Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’a mektup yazarak adı geçenden “FETÖ’cü değil ülkücü” diye kefil oldu. Meral’in kefil olduğu avukatın Bugün TV’deki (!) bir canlı yayında “Gülen’in Allah dostu olduğunu ve FETÖ’nün militanlarının tertemiz ve nur gibi insanlar olduğunu iddia ettiği ve GÜLEN’e terörist diyenleri tehdit ettiği” ortaya çıktı. Buyur buradan yak! 15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden yaklaşık 1 yıl 1 ay sonra, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın eşinin ‘ByLock’ kullandığını iddia eden ama bunu ispatlayamadığı için hakkında soruşturma başlatılan Fox TV Haber Spikeri İsmail KÜÇÜKKAYA’nın Çalar Saat adlı programında boy gösteren Koray AYDIN, “2019 Cumhurbaşkanı adayımız Meral AKŞENER” dedi. Kim bu Koray AYDIN? Meral’in A Takımında bulunuyor. Aynen onun gibi MHP’de kapının önüne kondu. Ha bir de Ankara’daki Rüzgarlı esnafı, 17 Ağustos 1999’daki feci deprem felaketinden sonra, deprem bölgesinde ihale alan müteahhitlerin çoğunun inşaatlarda kullanacakları malzemeleri, Koray AYDIN'ın babasına ait Yolalan Ticaret ve Granist şirketlerinden alındığını ileri sürmüştü. 15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden önce ve sonra defalarca yukarıda bahsi geçen (!) Fox TV Haber Spikeri İsmail KÜÇÜKKAYA’nın Çalar Saat adlı programına çıktı (Örneğin 19 Eylül 2017, 12 Nisan 2017, 8 Mart 2017, 14 Mayıs 2015). Çıkmasın mı, çıksın tabi!

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden yaklaşık 1 yıl 3 ay, Pensilvanya’daki azılı terörist GÜLEN’in “ayağa kalk” diye video yayınlamasından ise sadece günler sonra, 25 Ekim 2017 günü, İyi Parti diye adı, sloganı, tüzüğü hukuken tartışma konusu olan garip bir parti kurdu!

Partinin Kucular Kurulu’nda yer alan isimler ise bizleri yine şaşırtmadı. Mesela helikopter kazası süsü verilmiş Muhsin YAZICIOĞLU suikastiyle ilgili soruşturmada adı geçen Ali LAPANTA, suikast ile ilgili karanlıkta kalan birçok sorunun muhatabı konumunda. Yazıcıoğlu'nu aramak için helikopterin düştüğü bölgeye giden BBP'lilerin engellenmesi emrini vermesi de bunlardan sadece bir tanesi. LAPANTA, arama çalışmalarını Muhsin YAZICIOĞLU'nun helikopterinin düştüğü bölgede değil başka bir yerde yapılmasını sağlamıştı. Şimdi nerede bu adam? Tabii ki de Meral’in partisinde!

15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden yaklaşık 1 yıl 4 ay sonra, turuncu devrimlerin finansörü ve CIA ile doğrudan irtibatlı National Endowment for Democracy (NED) adlı kuruluşun desteklediği Denge ve Denetleme Ağı'nın temsilcisi Selda Tandoğan ad ve soyadlı şahsı kendine başdanışman yaptı. Şaşırdık mı? Yok artık, buna da mı şaşıracağız, Meral için gayet normal…

İşte yukarıda kronolojik sırayla saydığımız vakıalar, 15 Temmuz 2016’daki menfur darbe ve işgal girişiminden günler öncesine değin “ben Başbakan olacağım” diye ortalarda gezinen Meral’in hayatındaki önemli satırbaşlarıdır.

Gelelim TAYDER olarak Meralcilere karşı başlattığımız savaşa. Evvelemirde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verdiğimiz kapatma davası açılması istemli dilekçe, her ne kadar gözdağı vermek gibi onurlu ve yürekli bir fonksiyonu sağlamış olsa da söz konusu dilekçenin hafife alınmamasını öneririz. Kayı Boyu Türkleri’nin rızasını almadan onların sancağını parti toplantılarında harala gürele sallamanın ve sancakta yazan kabaca IYI yazısını da partinin adı yapmanın; hatta “İyi Parti” yazımını değil de “İYİ Parti” yazımını tercih etmek suretiyle Kayı Boyu Sancağı takıntısını deşifre etmenin elbette bir bedeli olacaktır. Bu bedeli size hukuki kanallardan ödetmeye başladık ve ödeteceğiz.

Bir defa muhterem Meralciler, TAYDER olarak bizden korkmayı öğreneceğinizi düşünüyoruz. Meral AKŞENER ad ve soyadlı kadın, daha parti kurma eğilimini belli eder etmez Fetullahçı Terör Örgütüyle Sivil Mücadele Platformu olarak bir ilan vermiş ve ilanımıza dönüş yapan gönüllü katılımcıları bir araya getirerek “Meral Akşener ile Mücadele Ekibi” kurmuştuk. Bu girişimimizi, platformumuzu dikkatle takip eden herkes bilir. Söz konusu ekipteki gönüllüler, faaliyete başladığı andan partinin kuruluş anına kadar geçen yaklaşık bir yıllık süreçte Meralcilerin arasına yoğun sızıntılar yaparak yerleştiler. Şu anda hiç ummayacağınız bazı parti teşkilatlarınızın bizim adamlarımızın kontrolünde olduğunu biliniz.

Ancak sizler için daha da vahimi var. Bahsini ettiğimiz gönüllülerden bazıları da 200 kişilik Kurucular Kurulu arasında yer almayı başardı. Daha önce platformumuzda aktif olan çok değerli dostlarımızdan bazılarını sizlerin arasında gördüğümüz zaman açıktan kızıyoruz ama içimizden de kıs kıs gülüyoruz. İnanın, bunlar bizim için çocuk oyuncağı kadar çocuk oldu. Biz TAYDER’iz! ABD’nin Türkiye’de yakından takip ettiği, ben deniz Muhammed GÖMÜK’ün yazılarının gayriresmî hükûmet görüşü gibi algılandığı, masonlara her gün yeni bir ayar verildiği, PKK’sından DEAŞ’ına kadar tüm terör örgütlerine meydan okunup kirli maskelerinin düşürüldüğü, yurt içinde ve yurt dışında onbinden fazla gönüllüsü olan bir sivil toplum kuruluşuyuz. OI veçhile bizden daha çok şey beklemeniz gerekiyor. Velakin biz hepsini burada sayıp dökecek değiliz. Zaman içinde kedinin fare ile oynadığı gibi sizinle oynadığımızı gördükçe gücümüze boyun eğecek ve bize sonsuz saygı duyacaksınız.

Meralciler diyor ki neden üç hilali simge yapan MHP’ye de dava açmıyorsunuz? Keyfimizin kahyâsı mısınız? Kime dava açacağımızı size mi soracağız? Davalık bir durum olduğunu düşünüyorsanız gidin dava açın, elinizi tutan mı var? Hem MHP’nin üç hilali tarihteki hiçbir Türk boyunun ya da devletinin simgesi falan değildir. Ama sizin pervasızca kullandığınız IYI simgesi, Oğuz Türkleri’nin 24 boyundan biri olan Kayılar’ın bayrağıdır. Şimdi de tutmuş bizim partinin simgesi doğan güneştir diyorsunuz. O sekiz kollu doğan güneş de zaten Kayı Boyu Bayrağındaki IYI yazısının dışında kalan kısımdır. Bunu da sizin kurucu üyelerinizden birinin paylaşımı ile kanıtladık.

Bazılarınız da bizim Ak Parti adına hareket ettiğimizi düşünüyor. Biz platform olarak Ak Partili bilinen Bülent ARINÇ, Suat KILIÇ, Hüseyin ÇELİK, Sadullah ERGİN gibi isimlerden FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle şikayetçi olan tek STK’yız. Gözünüze itina ile sokuyoruz, lütfen tekrar okuyunuz: Bülent ARINÇ, Suat KILIÇ, Hüseyin ÇELİK, Sadullah ERGİN gibi isimlerden FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle şikayetçi olan tek STK’yız! Damat Ömer Faruk KAVURMACI’nın salıverilmesine itiraz ederek tekrar tutuklanmasını sağlayan ve Kadir TOPBAŞ’a hem suç duyurusunda bulunan ve bu olay nedeniyle istifa etmek durumunda bırakan da bizleriz. Kadir TOPBAŞ Ak Partili değil de İyi Partili mi? Haydi cevap verinsenize!

Kiminiz de FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak için çabaladığımız iftirasını atıyorsunuz. Platform olarak bize gelen binlerce FETÖ ihbar ve şikayetini yetkili mercilere bildiren bizleriz, sizler değilsiniz! Pekala söyleyin bakalım siz şimdiye kadar kaç tane FETÖ’cüyü ihbar ya da şikayet ettiniz? Yüreğiniz varsa söyleyin!

Esasında birilerine cevap verirken adama bakmalı adam mı diye lafa bakmalı laf mı diye. Velhasılıkelam cevaplarımızı çok uzatmayacağız. Bize ağır hakaretler ve iftiralarla saldıranları bir bir not ettik. Not etmek bizim işimiz! Bu kişileri şikayet konusu yaparak yargısal haklarımızı kullanmaya başladık. Sonra ileride vay efendim şöyleydi, vay efendim böyleydi diye ağlamaya başlamayınız. Bizim FETÖ ile sivil mücadele platformumuzun kadrosu iyi biliniz ki sizin partinizden çok daha geniş ve oturaklıdır. Belki sizdeki parti üyesi kadar bizde avukat vardır. Gerisini siz düşünün.

Ey Meralciler, size biz yeteriz. Ama sizin bizimle uğraşabilmeniz için daha bir fırın ekmek yemeniz gerekir. İyi de neden bizimle uğraşmak konusunda bu kadar hırslısınız, neden bizi bir kaşık suda boğmak istiyorsunuz diye sorabilirsiniz. Bize işte böyle sorularla gelin. Cevaba gelince; sizin iktidar olmanız demek, Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhuna el fatiha demek. İşte biz buna izin vermeyeceğiz. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan ve sürekli kelle koltukta yaşayan kişiler olarak size asla göz açtırmayacağız.

Son olarak da şunu söylemek isteriz: Her ne kadar meydanlarda başaracayiiz, başaracayiiz diye kükreseniz de ba-şa-ra-ma-ya-cak-sı-nız! Dağılabilirsiniz.