2018 HOŞ MU GELDİ


Bir yıl daha geride kalıyor...

Bir önceki yıldan daha iyiydi diyebilir miyiz? Özellikle şiddet olayları, kadın cinayetleri ve çocuk istismarında azalma oldu mu?

Verilere baktığımda içimi parçalayan rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum.

2010‘dan bu yana, en az bin dokuz yüz on beş kadın öldürüldü.

Kadın cinayetlerinde birinci sırayı İstanbul alırken; bunu İzmir, Ankara, Adana, Gaziantep ve Antalya izledi.

Kadınlar, en çok kocaları ya da birinci dereceden yakınları tarafından öldürüldü veya şiddet gördü..

Kadına şiddet ve tecavüz; toplumun genelinde görülmekle birlikte en çok baba, oğul, erkek kardeş, damat, kayınpeder veya akrabalar tarafından gerçekleştirildi.

Cinayet haberlerine bakan toplumdaki genel zihniyet "Kim bilir ne yaptı da, adam öldürmüş" şeklindedir. Ne mi yapmış kadın??? Gelin birlikte bakalım…

Ne yapmamış ki!...

Mesela "yemeğe salça" koymuş!...

Evet evet, gülmeyin...

Cinayet nedenleri arasına girmiş en traji komik nedenlerden biri bu...

Sonra ne mi yapmış!!!

Ayrılmak istemiş...

Dayağa katlanmak istememiş...

Kendi kararını vermek istemiş...

Telefon şifresini vermek istememiş...

Eve gelen misafirlere güler yüz göstermemiş...

Kocasını memnun etmek istememiş...

Eve geç gelmiş...

Şort giymiş…

Gece dolmuşa binmiş…

Kadın ne yapsa suç.

Bir de, hiç bir şey yapmadığı halde de hak etmiş öldürülmeyi.

Mesela...

Kocası şüphelenmiş...

Töre...

Evlenmek istememe...

Anlayacağınız; bizim canı sıkılan erkekler, bahane yaratmakta pek bir yaratıcılar...

Erkekler bu kadar yaratıcı olunca, bizim yüksek adaletli mahkemelerimiz de af etmekte yaratıcılıklarını konuşturmuşlar...

"Hafifletici sebep" diye bir şey var ki evlere şenlik...

Hani "gidin canınızı sıkanı öldürün" der gibi mübarek!!!

Suça caydırıcılık diye bir şey söz konusu değil… Kadının her hareketi tahrik indirimi.

Bütün bunların ötesinde bir de çocuk istismarı ve cinayetleri var ki ne okumaya ne yazmaya yürek dayanmıyor...

Fikir vermesi açısından:

Sadece Haziran ayında 17 çocuk istismara uğradı...

Çoğunluğu istismar sonucunda öldü veya öldürüldü...

Kundaktaki bebekleri bile koruyamazken, korumak için yeterli tedbirleri alamazken…

Gerçekleşmiş suçları, çeşitli sebeplerle “haksız tahrik” indiriminden faydalandırdık…

Yetmedi...

Mecliste, çocuk istismarını araştırmayı reddettik..

Bu konuda sayfalarca, ciltlerce yazılabilir...

Ve...

Dört gün sonra 2018 yılına girişimizi kutlayacağız...

Neyi çözümleyebildik 2017'de?...

Hangi tedbirleri aldık? Bundan sonra kadın ve çocuk istismarı ve cinayetlerini azaltabilecek miyiz?

2018’e umutla girebilecek miyiz?

Sahi…

2018, hoş mu geldin?...