BÜYÜ DÜKKANI


Bırakamadığınız yüklerin üzerine hergün yenileri eklenir. Bırakmak, arınmak değil, kaybetmek gibi algılandığında ise kaygı yaşamın odağına yerleşir.

Şimdi böyle konuşmaya başlayınca "Büyü Dükkanı" geldi aklıma. Adı gibi büyülü bir psikodramatik sahnedir büyü dükkanı.
İnsanı gücü ile büyüleyen, etkisi altına alan ancak 'ben' olmayı, kişinin hayallerinden, hedeflerinden vazgeçiren, köleleştiren, 'ben' i kötürüm yapan herşey ne ise bu dükkanda kişinin karşısına çıkacak demektir.

Bu dükkanda para geçerli bir araç değildir, kimse aldığı ve bıraktığı şeyden zarar görmez, dükkan sahibi yaşlı bilgenin de gayesi budur. Kimse kendinden bir şeyi feda etmeden, hiç bir değeri yanında alıp götüremez. Herkes ihtiyacı olanı bilir ancak bırakmadan alamayacağını da.

Kayıplarımızın olduğu, kayıplara şahit olduğumuz bir dönemin belirsizliğinin devinimi içindeyiz.

Tüm ulusların kendi sınırları içinde gündemlerini meşgul eden sorunları; açlık, mülteci krizi, terör, iktidar mücadelesi, savaşlar ile birbirine düştüğü bir süreçten ortak paydada buluşup çözümüne ortak olmak zorunda oldukları bir virüsün teslim aldığı insanlığı, kurtarmak için seferber oldu. Birbirine düşen milletler ittifak oldu.

Bu süreçte can kayıplarını azaltmak için neleri feda ettik, yetemediğimiz ve yetiştiremediğimiz işlere koşarken odaklanamadığımız, derin derin alıp vermeyi ihmal ettiğimiz yaşam bağı nefesimizi feda ettik. Sosyalleşmeyi, özlemeyi, özgürlüğümüzü feda ettik.

Değerinin farkında olmadığımız her ne varsa, hatırlattı bize kendisini, bu feda etme sürecinde.

Bir de yokluğunda panik olduğumuz şeylerin vedası yani fedası var.

Yüzyüze aynı odanın içinde geçirdiğimiz vakitler arttıkça, yakınmayı feda ettik, uzlaşmak için.

Bedelini ödeyip karşılığını eksiksiz almaya odaklandığımız her hizmet için bekleyememeyi feda ettik. Hemen gelmeyen mail, mesaj; yeterince çabalamadan yüksek not alınamayan dersler; hemen kazandırmayan iş ve yatırımlar için sabırsızlığı, telaşı, sebatkarsızlığı feda ettik.

Dijitalleşen dünyanın hızında olmasını beklediğimiz yaşam hızını çarpı sekiz hızla koşmayı maharefet saymayı feda ettik.

Bencilliğimizi feda ettik, kendi ihtiyaçlarına odaklanmayı, diğerinin müşkül olduğu konuya zaman ayırmayı zaman kaybı görmeyi feda ettik.

Peki, siz neyi takas etmek, alırken de neyi feda etmek istersiniz?!

Özgürlük için konfor; zaman için kazanç; ben için biz; biz için ben.. dinlemek için konuşmayı; başarmak için ataleti ve tembelliği; yavaşlamak ve sindirmek için hızı; vermek için almayı; sevilmek için fedakarlığı...

Feda ettiklerinizin kayıp değil kazanca dönüşmesi dileğiyle

Gülnur İpin Harbek
Uzm. Klinik Psikolog
@uzm.psk.gulnuripinharbek