Çürümüş Kokular


21. yüzyılın ortalarına yol alırken ve Atamız sayesinde bir çok Batılı medeniyetlerden önce başta kadına seçme ve seçilme hakkı olmak üzere kadına verilen değerde öncü ülke konumundan, günümüzde ''son çeyrek yüz yıl diyelim'' kadına verilen değerin ayaklar altına alındığı bir Türkiye görmek biz kadınları kahrediyor.
Bir yandan ''Cennet annelerin ayakları altındadır'' diyen kültür geçmişimizin günümüzde kadın cinayetlerine bu kadar duyarsız kalması bizleri planlı bir değersizleştirme stratejisinin yavaşça uygulamaya konulduğunu düşündürüyor.
Aslında biz kadınlar, sadece kendimiz için üzülmüyoruz; bizi toplumdan soyutlaştırarak değersiz kılmaya çalışan, güya kendine ''ADAM'' diyen erkek egemen zavallı olguya üzülüyoruz.
Bizlerin olmadığı toplumda kendine yer arayan zavallı ''ADAM''lara üzülüyoruz.
Günümüzde kadının bu denli aşağılanmasının, erkeğin öteki erkeğe, ''mesnetsiz'' hegamonyasını ispatlamaya çalıştığı için bizleri acımasızca yok edenlerin ne kadar küçüldüğüne üzülüyoruz.
Kadının canını almayı hak gören erkeklik zihniyetindeki o çürümüş, ağırlaşmış testesteron kokusu rahatsız ediyor bizi!
Annesine kötü söz söylendiğinde hassaslaşan erkeğin, kadını için de aynı hassasiyeti gösterememesi şaşırtıyor bizi…
İşte kendisini namuslu ve medeni gören bu erkeklerin beş dakika düşünmesi gerekiyor.
Evet sizden kadına şiddeti erkeklik olarak görmenizi değil, sadece beş dakika ''ADAM'' olmanızı istiyoruz. Anlamadınız mı ?
O zaman anlayacağınız dilden konuşayım: ''Biz erkeğe ''ADAM'' deriz ''MADAM'' olmadıkça!!!
Seçil Aşkın
17.03.2021