ÜRETMEK'Mİ STOK'MU?


Sanayide ve hizmetlerde “daha az insan kaynağı daha fazla otomasyon” prensibiyle, verimlilik esasına göre hareket edilmezse, katma değer ve karlılık oluşamıyor
Para politikalarının ekonomi politikaları içinde gün geçtikçe daha önemli bir hale gelmesiyle, Merkez Bankası ekonomi içindeki göreceli etkinliği artmıştır.
Böylece, klasik merkez bankacılığından modern Merkez Bankacılığına geçiş aşamalarında, uygulanan para politikası stratejileri ile bu stratejiler çerçevesinde kullanılan para politikası araçlarının tarihsel değişimi ve gelişimi çok önemli bir konuma gelmiştir.
Bankacılık kesiminin vade ve kredi riskini azaltmak amacıyla, varlıklarının belirli bir oranının risksiz ve likit olarak tutulmasının sağlanması önemlidir. Böylece, bankaların ani ve aşırı mevduat çekililerinin bir kısmını kendi kaynakları ile karşılayabilmeleri sağlanmakta, kredi riskleri azaltılmaktadır. Bu şekilde mudilerin korunması ve finansal sisteme olan güvenlerinin arttırılması amaçlanmaktadır
Merkez Bankası’nın döviz piyasasına müdahalesinin amacı, piyasadaki likidite koşullarını desteklemeyi ve oynaklığı gidermeye yöneliktir.
Burada aslında tam da bahsedilen Türkiye de üretim olmaması ve stokçuluğun had safhada olması. Elbette bunlara yönelik tedbirler alacaktır.
Şöyle bir bakalım . Şehir olarak kozmopolitten yapıya sahip olan çılgın tüketim şehri İSTANBUL .Ne değişti hala her yer dolu , üretim de devam ediyor ..
Değişen ne var ellerini ovuşturup hazır para kazanmaya alışan kesim bu kesim ,alışmış oturduğu yerden hazır parasına para katıyor işine geliyor dövizin yükselmesi .
Enflasyonun kontrolden çıkmasıyla birlikte paradan kaçış ve gelir dağılımındaki bozulmaya bağlı olarak ekonomik talepteki canlılık artarak devam ediyor. Ben bu artışta farklı bir faktörün de, eski orta sınıflar adına rol oynadığını düşünüyorum. şöyle ki, y-kuşağı dediğimiz grubun büyük çoğunluğu, özellikle sabit gelirli olanları, bir süredir ana-babasının(x kuşağı ve öncesi diyelim) birikmişlerini harcıyor, yani son birkaç yıldır belki 5 yıl, özellikle büyük kentlerde ayakta kalmak adına ailelerin tasarrufları ve birikimleri bu minvalde harcanıyor; genç ve orta yaşlı aileler bu şekilde ayakta kalabiliyor, otomobil ev gibi büyük harcamalara ailevi desteklerle girebiliyorlar. kısaca bir süredir x-kuşağı,yenileri finanse ediyor.
Ancak bu finansman modeli de artan enflasyon ve gelir bozukluğu ile birlikte bitecektir, ve dolayısıyla yeni kuşakları ekonomik anlamda çok daha karanlık bir ülke bekliyor. çünkü hazıra dağ dayanmaz.
Tasarruf açığı olduğu için cari açık verir.
Sermaye sahipleri değil, birikimlerini dolarda tutanların çoğu da TL'nin değer kaybetmesiyle kazançlı oluyor
Ekonomideki belirsizliklerin, kayıt dışı ekonominin oluşturduğu risklerin ortadan kaldırılabilmesi için yapısal reformların bir an evvel düzenlenmesi gerekiyor.
Unutmayalım tasarruf açığı olduğu için cari açık verir.
Ülkemizin ana sorunu üretememek. Ekonomi sadece dövizden ibaret değil ,faizden ibaret değil.