Büyük planlar saçmalıktır


Planlar ve amaçlar hayatımız için ne kadar önemliyse bir o kadar da gereksizdir. Bir plan yaptığınızda ve bir amaç belirlediğinizde hayatınız bu noktaya doğru ilerler. Hayatınızla birlikte neyi başarmaya çalıştığınız üzerine çok yoğunlaşırsınız. Amacınıza ulaşmak için bu genel çabada öteki olasılıkları düşünmek bile istemezsiniz.
 
Kalabalık bir meydanın bir fotoğrafına baktığınızı düşünün. Güneşli bir gün ve herkesin keyfi yerinde. Fakat aniden bir detaya takılıyorsunuz; bir kişinin üzerine odaklanmak için bilgisayarınızın büyütme özelliğini kullanıyorsunuz. Bu insan bir kadın, fıskiyelerden birine bakıyor. Kaybolmuş ve çevresinde olanlardan bihaber gibi hali var. Kadının sağ eline doğru resmi yaklaştırıyorsunuz ve sağ elinde tuhaf bir sembol olan dövmesini görüyorsunuz..Beğenip çıktısını almak istiyorsunuz. İşte bir şeye odaklandığımızda bizimde yaptığımız budur.
 
Odaklandığımız şeyler ne kadar büyüleyici olsalar da mutlaka geriye kalan kısmı görmeyiz, atarız. Baktığınız resimde öteki insanların ne yaptıklarına bakmak için durmadınız, fıskiyeden çıkan sudaki ışığın yansımasını fark etmediniz, havaya zıplayan köpeğin gösterisini fark etmediniz.
 
Her anın sınırsız potansiyeli vardır. Her yeni anın içinde hayal bile edemeyeceğimiz ihtimaller vardır. Her gün sizin en güzel çizimlerle doldurabileceğiniz bir boş sayfadır.
 
Planla ilgili sorun; yeni bir güne ulaşmadan bu yeni günün boş sayfasını yapılacaklar listesiyle doldurmanızdır. Dikkatli davranmazsanız, başka hiçbir şeye yer kalmaz.
 
Bir plan özellikle çok odaklanmış olanı, geleceğin ihtimallerini birkaç şeye indirir; planda olanlar ya da olmayanlar. Bu da tabii ki birçoğumuzun neden plan yaptığının sebebi; sınırsız ihtimallerden korkar ve neyi biliyor kendimizi neyle güvende hissediyorsak onunla yaşamayı tercih ederiz.
 
Fakat bu ihtimal ve öngörmediklerimize dair korkularımıza; “boş ver takılma” diyebilirseniz hayatınız değişir ve gelişir.
 
Biz geçmişteki kötü olayları ve gelecek planlarını bugünün her anına yansıtarak yaşıyoruz. Şimdiki korkularımızın, yargılarımızın, sınırlarımızın ve engellerimizin daha önceden yaptığımız planlarımızın içine sürüklüyoruz.
 
Bunlardan hiçbiri olmaksızın, içinde bulunduğumuz an gayet kendini açmış ve olgunlaşmıştır. Özgürlüğümüz tam bulunduğumuz andadır. Özgür olmanın  tadını hiçbir şeye teslim etmeyin. Bırakın zaman aksın..