PANDEMİNİN TETİKLEDİĞİ YENİ RUH HALİ; LANGUISHING (DURGUNLUK, İSTEKSİZLİK HALİ)


Türkçe’de henüz kelime anlamının karşılığı tam bulunamasa da ingilizcede ki anlamı tükenmişlik, hali kalmamışlık, kederli ruh hali olarak genelleyebiliriz.
 
Pandeminin başlangıç ve belirsiz günlerinde beynimiz gerçek bir tehditle yüzleştiği için kendimizi korumak adına alarma geçmişti. Ancak salgın uzadıktan sonra korku duygusu hafifleyerek yerini yeni rutinlere bıraktı. Akut korku hali dönüşerek kronik bir halsizlik hali yarattı. Kişide tam olarak açıklayamadığı, ne depresyon ne tam bir umutsuzluktan ziyade daha az neşesiz ve amaçsız hissetme haline evrildi.
 
‘İçimde bir sıkıntı var ama nedeni ne bilmiyorum.’ , ‘Tuhaf bir huzursuzluk hissediyorum.’ , ‘Canım bir şey yapmak istemiyor.’ , ‘Tuhaf hissediyorum.’ , ‘Ne hissettiğimi tanımlayamıyorum.’
Bu cümleler ve benzerleri son iki yılın en baskın cümlelerinden birkaçı oldu. İnsanların durum ve koşulları farklı olsa da hissettikleri duygularda ortaklık buldular. Enerjinizin yüksek, sağlığınızın yerinde olmasına rağmen bu cümleleri kurduysanız languishing yaşıyor olabilirsiniz. Bireylerin yaşama karşı hissettikleri olumlu tutumların eksikliği, potansiyellerini ortaya koyamamaları ve ilham verici kaynakların ya da amaçların eksik olması olarak da açıklanıyor. (Grant & Cavanagh,2007).
 
Ünlü psikolog ve yazar Adam Grant, The New York Times’da kaleme aldığı “There’s a Name for the Blah You’re Feeling: It’s Called Languishing” (Hissettiğiniz Şeyin Bir Adı Var: Tatsızlık) isimli makalesinde languishing kavramıyla başa çıkmamız için önerilerde bulunuyor.