Seçime doğru hassasiyetler


Partilerin yeni dönemde TBMM ne göndermek istedikleri adaylar vatandaşlara sunuldu.

Bugünden sonra adayların tanıtımı önemli olduğu kadar, partilerin yeni dönem için halka neler vaat ettikleri önem kazanıyor.

Bugünlerde tüm siyasi partiler seçim manifestolarını açıklamaya başladı.

Ama şu gerçek ki vaatler ne olursa olsun, yedi hazirana dek geçecek sürenin kazasız belasız atlatılması çok önemli.

Dileğimiz son günlerde gerçekleştirilen terör olaylarında kıpırdanmanın bir an önce son bulması ve 7 Haziran seçimlerinin demokratik bir ortamda adilce gerçekleşmesi.

Elbette ki ilk düşünülmesi gereken şey liderlerin dili.

Liderlerin kullandıkları dil doğal olarak partilerinin tabanlarını da etkileyecektir.

Önümüzdeki dönemle ilgili politikalar, projeler ve liderin vizyonu gelecek günlere damgasını vuracaktır.

Yarışması, yarıştırılması gereken budur.

Elbette ki siyasi partiler iktidar olmak plan programlarını gerçekleştirmek için vardırlar.

Ama mevcut iktidarı alaşağı etmekten başka hiçbir düşüncesi, vizyonu olmayan kişi ve kurumlardan da uzak kalınmalıdır.

Karşıtlıklar üzerine kurulan yapılar siyaset sahnesine, ülke geleceğine hiçbir olumlu katkıda bulunmazlar.

Haziran seçimine doğru hızla ilerlerken görülmesi gereken önemli noktalardan biride, iktidarın alternatifi güçlü örgütlenmelerin olmayışıdır.

Benzer görüşlerin farklı yapılar altında yer alması, iktidara karşı güçlü bir muhalefetin ortaya konulmasını engellemektedir.

Oysa basın ve kamuoyunda sık sık dile getirilen, muhalefet liderlerinin dillerinden düşmeyen ‘ülkenin bölünmez bütünlüğünün hızla parçalanmaya doğru gittiği, ekonomik iflasın eşiğinde olduğumuz’ iddialarına bakınca vatandaş olarak bu tehlikelere karşı siyasi partilerimizin çok daha farklı birliktelikler, önlemler gerçekleştireceğini ve bu tehlikeli gidişi önleyeceklerini düşünmüştük.

Bu iddialar ve iddialar karşısında yapılanlara bakınca; demek söylenenler doğru değildi diye düşünmeden edemiyoruz.

Öyleyse gerçekçi olmak ve o doğrultuda politikalar belirlemek en doğrusu.

Hayallerimizdekini veya gerçekte olmayanları insanlara şırınga ederek ilerleyebileceğimiz nokta sınırlıdır.

Yapılması gereken yanlış veya eksiklikleri doğrularıyla ortaya koyarak nasıl daha iyisini yapabileceğimizi insanlarımıza anlatabilmektir.

Hiç kimse, hiçbir siyasi örgütlenme tamamıyla doğru veya tamamıyla yanlış değildir.

Kaldı ki partilerin listelerine baktığımızda vatandaşa bir değişim, köklü bir yenilenme ve değişim vaadi sunabilecek ve bunları gerçekleştirecek yapılar da pek görünmüyor.

Herkes var olduğu alanı koruma derdinde gibi.

Yani herkes koltuğunu koruma derdine.

Listelerde değişen ne var derseniz: Kadın adayların sayısı ve Ermeni, Süryani, Alevi vatandaşlarımızın listelerde hatırı sayılır bir yer bulması diyebiliriz.

Partiler Sosyal Medya’da da faaliyetlere başladı.

Başarılı mesajlar var sosyal medya takipçilerine.

Ama daha seçime girmeden seçimi kaybetmiş düşüncesi veren, “ AK Parti onu bunu verir seçimleri kazanır” diyerek umutsuzluk saçan, milleti aşağılayan mesajlara rağbet edilmemeli.

Ve en önemlisi toplumun sinir uçlarına dokunan, geren mesajları yazmak ve yayınlamaktan kaçınmalı mutlu özgür bir gelecek için.