İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi fiili olarak düştü!


İzmir'in en önemli kurumlarından birinin başında, gazetecilerin haklarını korumaktan ziyade CHP ağırlıklı siyaset yapmayı tercih eden İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atila Sertel'in son seçimlerin ardından gerçekleştiremediği birçok vaadini zaman zaman yazılarımızda konu edinmiştik.
Gazetecilere verdiği en önemli sözlerin başında gelen konut projesini, değil gündeme almayı konuşmayı dahi tercih etmeyen Sayın Sertel, iş yükü ağırlığında ezilen ve maddi zorluklarla pençeleşen gazeteciler karşısında belki de en asli görevini yerine getirmekten kaçtı, kaçındı. 800 küsur üyesi bulunan İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde birçok gazeteci ev sahibi değil. Bir çoğu asgari ücretle veya ona yakın maaşlarla çalışan veyahut sadece emekli maaşı ile evini geçindirmeye çalışan gazetecilerin, minimum 500-600 lira ev kirası tabii ki Sayın Sertel'i ilgilendirmez. Ama sade bir vatandaş olan Sertel'i ilgilendirmez. Üyelerine ev sözü vermeyen Sertel'i ilgilendirmez.
Bugün gelinen durum itibariyle tüm gücünü cemiyet gazetesi üzerinde yoğunlaştıran ve hemen ardından siyaset ile ilgilenen Sertel ezici çoğunlukla çıktığı seçimlerde verdiği hiçbir sözü tutmadı. Lokal, ev, iş koşullarının iyileştirilmesi bunlardan sadece birkaçı.
Peki ne yaptı Sertel?
Panel panel gezdi.
Uğur Dündar ile yurtdışına gitti.
Sayın Dündar'ın işi olduğunda yalnız gitmeyi tercih etti.
Türkiye'nin bir çok ilinde konferanslara konuşmacı olarak katıldı.
Yurtdışında parmak arası terliklerle poz verdi.
Cemiyet gazetesini kurdu, cemiyetin varolan nakdinin büyük bir bölümünü buraya harcadı.
İşte, çok güvenerek başa getirdiğiniz Sertel'in yaklaşık 2 yıllık bilançosu bunlardan ibaret.
Merak ediyorum, ne zaman bir gazeteci çıkıp “Kardeşim 2-3 milyon lira kaybımız var. Bize bunların hesabını ver” diyecek?
Ne zaman biri, üyelerine iş olanağı sağlanacağı iddia edilen gazetenin üye olmayanlara ne koşullarda iş sağladığının hesabını soracak?
Ne zaman gazetenin bazı yöneticilerine tahsis edilen özel araçları sorgulayacak?
Hiç mi fark etmediniz arkadaşlar, gazetenin birkaç ismi her sabah İzmir dışındaki evinden alınıp her akşam yine evine bırakıldı. Buraya giden aracın benzin masrafları sizin paralarınızdan alındı.
Peki ya her ay cemiyetin banka hesabından gazeteye düzenli olarak aktarılan paralar için neden sessiz kaldınız? O paralara hangi Yönetim Kurulu üyelerinin şerh koyduğunu biliyor musunuz? (Miktarını merak edenler beni arayabilir.)
Neyse Atila Sertel söz verdiği hiçbir vaadi yerine getirmediğine göre biz İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi'nin nasıl düştüğünden bahsedelim.
Biliyorsunuz, Cemiyet'in, gazeteye aktardığı paralar nedeniyle istifalar yaşanmış ve yönetim yedekleri görev başına getirilmişti. İstifalar öylesine yormuştu ki Cemiyet'i tüm yedekleri tüketmişti. Peki en son gerçekleşen “bombadan” kaçınızın haberi var?
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi İlker Çoban, Buca Belediyesi'ndeki Basın Danışmanlığı görevi nedeniyle, Basın Kartı'nı Basın Yayın ve Enformasyon İzmir İl Müdürlüğü'ne teslim etti. Şu an İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin yönetimi fiili olarak sonlandı. Yönetmeliğe göre Basın Kartı olmayan bir şahıs cemiyet üyeliğinden düşürüleceği gibi bu kişi yönetim kurulunda üye olarak da görev yapamaz. İşte tüm bu gelişmeler sadece Sertel görevi başında kalsın diye İzmirli gazetecilerden saklandı. Siyasi hedefleri olan Atila Sertel için bu bariz bir yenilgi gibi gözükse de aslında hesaplanamayan bir ayrıntıydı. Son yedeğini de savaşta kaybeden Sertel'in, İlker Çoban'ın kartını geri vermesini kabul etmesi acemilikten öte bir şey değildi. Peki “usta” siyasetçi Sertel nasıl oldu da bu kadar acemice davrandı?
Onu 800 üyenin “başvurularına” bırakıyorum.
Ben üye değilim arkadaşlar, şayet üye olsaydım Atila Sertel ve yönetiminin düşmesi için gerekli başvuruyu yapardım.
Bu bir suç duyurusudur ayrıca, gerekli makamlara, yetkili mercilere;
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, İlker Çoban'ın Basın Kartı'nı teslim etmesi sonucu düşmüştür. Sonuç hem yetkili makamlardan hem de İzmirli gazetecilerden saklanmaktadır.
Cemiyet'in Şeref Divanı Üyesi Yener Özkesen'in bu konu ile ilgili başvurusunu sümen altı eden yönetimin bu konu ile ilgili bilgisinin olmadığı yalanı da ortadan kalkmıştır.