Hayvan!


Hiçbir hayvan, kendi "canını tehlikede" görmedikçe, bir başkasına saldırmaz..
Ya da hiçbir hayvan, "karnını doyurmak" gibi bir gayesi yoksa, bir başkasına saldırmaz..
Yani hayvanların saldırgan olmasının en büyük iki özelliği; Ya karnı açtır, ya da hayatının tehlikede olduğunu hissetmesidir..
Bir hayvan, insana veya başka bir hayvana "eziyet" etmez.. Sadistlik duygusu yoktur..
Sadistlik, her ne kadar hastalık olarak bizlere yutturulmakta ve masum gösterilmekteyse de, aslında aşağılık duyguların bir hezeyanıdır..
Bir ya da birkaç kişi, irice bir kaplumağayı, bu kavurucu sıcakta alıyorlar, "matkapla" hayvanın kabuğunu deliyorlar ve bir yere bağlıyorlar..
Şu iğrençliğe, şu vahşete bir bakın!..
Ortada, "açlık" gibi bir durum yok.. Ortada "nefsi müdafa" gibi bir durum yok.. Ortada "can tehileksi, yaşam riski" gibi bir durumda yok!..
Ne var?.. Zevk var, iğrençlikten, şerefsizlikten ve haysiyetsizlikten tatmin olma durumu var..
Böyle bir şerefsizliği, yeryüzünde sadece insanoğlu denilen mahlukat yapar..
Hiçbir hayvanın böylesi bir alçaklığı, ne düşünme, ne de gerçekleştirme yeteneği yoktur..
Bu yüzden, herife ya da heriflere "hayvan" diyeceğim ama hayvanlara hakaret etmiş sayılırım..
Ve üzücü olan bir şey daha var ki; Bu tip yaratıklarla, aynı şehirde yaşıyor ve yasalar karşısında aynı haklara sahip tutuluyoruz..
Bunları yakalayınca, aslında Ege adalarında dizayn edilecek bir hapishaneye tıkacaksın.. Ömür boyu tecrit edeceksin ki, dünyaya hayvan olarak gönderilmiş gerçek hayvanlar rahat etsin..
İnsan kılığında gönderilen hayvanlarda, o adada birbirini s..evsin!..