Azmettirici Belediye Başkanı


“İzmir Hikayeleri”ni yazmaya devam edelim.
Hikaye bu ya. Bir ilçenin belediye başkanını düşünün.
Bir gün bir muhalifine kızar. Tetikçi Tarık’ı yanına çağırır.
“Tarık birisi benim için ileri geri konuşuyor” der başkan.
“Al 200 bin lira, Sen bu konuşanın sesini kes, sık bir yerlerine” diye ekler.
Hikayemizin kahramanı tetikçi Tarık şaşkınlıkla ve işi kabul ederek çıkar, azmettirici başkanın yanından.
Hikaye burada derinlik kazanır.
Kurban, bir zamanlar tetikçiye büyük iyilikler yapan bir ağabeydir.
Tetikçi Tarık birkaç gün yapılan iyilikleri düşünerek kurbanın yanına gider.
Kurban ve tetikçi Tarık otururlar karşı karşıya.
Tetikçi insafa gelmiştir. Kurbana, “Zamanında bana çok iyilikler yaptın, senin hesabını kesmem için beni tuttular, gel bu iş büyümeden ben seni başkanla oturtup sulh yaptırayım” der.
Kurban hiç şaşırmamıştır bu olanlara.
Kurban der ki; “Madem ben sana büyük iyilikler yaptım, gel sende bana iyilik yap savcılığa gidelim bunu anlat” der.
Tetikçi Tarık ikna olur ve savcılığa gidilir.
Savcılık kalemi başlar ifadeyi almaya.
Hikaye bu ya savcı o saatte yemektedir. Ama bu ifadeler verilirken kamera kayıtları çalışmaktadır.
Tetikçi Tarık her şeyi ayrıntılarıyla anlatmıştır. İfadenin bitmesine yakın tetikçi Tarık’ın ağabeyi durumu öğrenmiş ve hemen telefona sarılarak “Hemen oradan çık” diyerek Tarık’ı oradan uzaklaştırmıştır.
Tetikçi kaçtıktan hemen sonra adaletin dürüst temsilcisi savcı odasına gelmiştir.
Savcı İfadeyi okuduktan sonra, kamera kayıtlarınıda ifadeye koydurur.
Şimdi sıra yüce adelete gelmiştir.
Azmettirici başkan, geçmişte paralel diye bilinen adalet sağlayıcılarla yakın ilişki içine de girdiğinden her şeyi kolay hallederim sanıyormuş.
Ama bu sefer hesaplar tutmamış.
İşin sonucu ne mi olmuş ?
Kasım ayını bekleyip göreceğiz...