Edep bir taç imiş nur-u Huda’dan
Giy ol tacı, emin ol her beladan
Edep kelimesi, elif, dal ve be harfinden ibarettir. Elif, insanın eline, dal ise insanın diline, be de beline sahip olmasına işaret eder.
Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Edep, kulun kendisini Cenab-ı Hakkın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır. Hadis-i şerifte, Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır buyrulmuştur.
İlahî sırlardan bir sırdır edep
İnsanın en büyük ziynetidir edep
Müslüman, her zaman ve her yerde edepli, hayalı olmaya çalışmalıdır. Hayasız bir Müslüman’ın imanını muhafaza etmesi çok zordur. Çünkü, imanını ayakta tutan hayası yoktur. Ne güzel söylemiştir Hazret-i Ömer ‘’Edep, ilimden önce gelir’’ diye.
En büyük nimet ilim,
En güzel servet de edeptir.
Kıymetini en iyi müminler bilir.
Utanmak, imanın kuvvetine, hayasızlık da imanın zayıflığına işarettir. Bir Hadis-i şerifte peygamber efendimiz, hayanın azlığı küfürdendir buyurmuştur. Hayasızlık devamlılık arz ederse mazallah sonu küfürdür.
asıl yetim
anası ve babası olmayan değil.
ilim ve edepten mahrum olandır,
Haya, imandandır. İmanlı insan da hayalıdır. Hayası olan Allah’tan utandığı için günahtan çekinir. İnsanlardan utanmayan ise Allah’tan da utanmaz. İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de haya dır. Peygamber efendimiz hadis-i şerifte, Allah’tan sakınan, insanlardan da sakınır buyurmuştur.
asıl fakir
ilmi ve edebi olmayandır,
malı mülkü olmayan değil.
Kur'an-ı kerimde mealen; İman edenler arasında kötülüğün, hayasızlığın yayılmasını isteyenler ve sevenler için dünyada da, ahirette de elim bir azap vardır. [Nur 19] buyruluyor.
İlahî sırlardan bir sırdır edep
insanın en büyük ziynetidir edep
Edepten ve ilimden mahrum olanlar asla ve katha hakka ve hakikate ulaşamazlar.
Edepten (hayâ ve iffet) mahrum olan insan ilim, makam ve rütbe olarak ne kadar yükselirse yükselsin HAK katında bir mana ifade etmez.
Namus ancak edep ve hayâ ile muhafaza edilir. Nefsini ıslah edip, edep, ilim ve tevazu sahibi olanlar, Allah’a yakınlaşır ve hatta O’na dost olurlar.
Kur'an-ı kerimde mealen; “Şüphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder; hayâsızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyeder. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” (Nahl Suresi 16/90) buyruluyor.
Hazret-i Aişe Validemize (r.a); “Hz. Peygamber’in ahlakı nasıldır?” diye sorulunca, “Onun ahlakı Kur’an idi.” diye cevap vermiştir.
“Ve muhakkak ki sen, pek büyük bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 68/4)
Eskiden Müslümanlar evlerinin ve iş yerlerinin duvarlarına “Edep Ya Hû!” yazılı levhalar asarlardı.
Edep, hayâ ve iffet gibi âli vasıflardan mahrum olan fertlerden müteşekkil cemiyetlerde huzur olmaz, saadet ile yaşanmaz. Bu toplumlar her türlü melanete ve sıkıntılara düçar olurlar.
Milletlerin var olmasının şartları; milleti oluşturan fertlerin kalplerinin imanla ve ruhlarının edep, hayâ ve iffet gibi güzel ahlak ile dolmasına bağlıdır.
Maneviyatı olmayan bir millette şecaat, kahramanlık ve fedakârlık olamaz. Ümmet olarak gençlerimizi sefahat ve sefaletten, Muhammedi ahlaktan birer şube olan edep ve haya ile muhafaza edebiliriz.
tevazu ve hürmet
Yaş da, yolda, konumda ve makamda önde ya da büyük olanlar mütevazı olacaklar ki arkalarında ki takipçilerde hürmette kusur göstermesinler. Sonuç olarak da her iki taraf da saygıda zirve olsunlar. Tevazu ve hürmet saygıyla taçlanır anlam kazanırlar.
Tevazu, hürmet ve saygı ancak edepli birinde bulunabilir. Bunlar edep düsturunu ancak birer alt şubesi hükmümdedir. Edep her kişi işi değil er kişidir.
Hadis-i şeriflerde şöyle buyruluyor:
Haya ile iman bir aradadır. Biri giderse, öteki de durmaz. (Hakim)
Haya imandandır. Hayasızın imanı yok demektir. (İbni Hibban)
Hayasız olan hep kötülük eder. (İbni Mace)
Haya ile iman, ikiz kardeştir. Biri giderse diğeri de gider. (Ebu Nuaym)
Her dinin bir ahlakı vardır. İslamiyet’in ahlakı da hayadır. (İbni Mace)
Hayasız olan, emanete hıyanet eder, hain olur, merhamet duygusu kalmaz, dinden uzaklaşır, lanete uğrar, şeytan gibi olur. (Deylemi)
İnsan, salih iki komşusundan utandığı gibi, gece gündüz kendisiyle beraber olan yanındaki iki melekten de utanmalıdır. (Bey heki)
İman çıplaktır, süsü haya, elbisesi takva, sermayesi fıkıh, meyvesi ameldir. (Deylemi)
Allahtan haya edin! Allah’tan haya eden, kötü düşünceden uzak durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar. (Tirmizi)