Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner…
Türkiye’de Gezi terörünü organize edip körükleyenler, Ukrayna’da, Gürcistan’da, Kırgızistan’da, tüm Arap coğrafyasında halkı kışkırtıp sokaklara dökenler, şimdi aldıkları ahların karşılığını görüyor.
Ancak Amerikan Baharında CIA parmağı olmadığı nasıl da belli… Duran adamlar yok, merdivenleri LGBT renklerine boyamak yok, turuncu renk elbiseli militanlar yok…
Esasında biz Fetullahçı Terör Örgütüyle Sivil Mücadele Platformu olarak ABD’nin de günü gelince yakılıp yıkılacağını öteden beri söyleyip duruyoruz. Özellikle Platformumuzun duayenlerinden fütürist İbrahim Çetin bu konuda çok yazıp çizdi. Dileyenler Şehit Ömer Halisdemir Davası kitabımın Takdim kısmını okuyabilir.
Ancak bizim öngördüğümüz Amerikan Baharının ötesinde bir kaos. Açıkçası silahlı halk yığınlarının cepheleşip birbiriyle kapışmasını bekliyoruz. Şu anki isyanları sadece Amerikan İç Savaşına ön hazırlık bağlamında değerlendirebiliriz.
“Çalışmalarımız devam ediyor” ibaresini tekrarlıyoruz ve bu ibare çok şey ifade ediyor.
Lakin Amerikan Baharını bu kadar da basit değerlendirip geçmek istemem.
Amerikan Baharı bir defa ABD’de insan haklarının yerle yeksan olduğunun göstergesidir. Hani Türkiye hakkında İnsan Hakları Raporları yazıp güya bizi yerin dibine sokmaya çalışan küstah Amerikan örgütleri, düşünce kuruluşları, enstitüler ve sâire var ya… İşte o insanlıktan nasibini almamış terörist odaklar esasen kendi ülkelerinin insan hakları karnesini gizlemek için böyle saldırgan bir tutum içine giriyorlar. Psikolojide buna yansıtma denir. Kendi kabahatini örtmek için saldırganlaşırsın…
Amerikan Baharı bize şunu da göstermiştir. Bu ülkede Zenci kardeşlerimiz hâlâ insan sayılmamaktadır. Aynen Kızılderili soydaşlarımız gibi… Daha elli yıl öncesine kadar ABD’de Kızılderili öldürmek suç sayılmıyordu, normal bir olaydı. Altmış yıl öncesine kadar da Zenci öldürmek suç sayılmıyordu. İşte modern Batı denen bu tek dişi kalmış canavarı yıllarca bize uygarlık, medeniyet, kültür diye yutturmaya çalıştılar.
Kimdi o yutturmaya çalışanlar? Akademi camiasındaki siyonist profesörler ve şürekâsı!
Şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere… İşte yine karşımıza siyonistler çıktı… Maalesef bu siyonistlerden ülkemizde çok sayıda var. Özellikle de üniversitelerimiz tıka basa mason dolu.
Ülkemizdeki siyonistler ve siyonist güdümlü mihraklar ne yapıyor?
Milleti Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkes diye bölüp ayrıştırmaya çalışıyorlar. İnceden inceye etki ajanlığına soyunuyorlar. Gencin biri ezan okunurken yüksek sesle müzik dinleyenleri uyardığı için öldürülür ama o siyonist mihraklar Kürt genci Kürtçe müzik dinlediği için linç edildi diye milleti galeyana getirir. Nerede galeyana getirir? Sosyal medya mecralarında, üniversitelerdeki kürsülerinde, gazetelerdeki köşelerinde, film setlerindeki senaryolarında… Hiç dur durak bilmeden böyle şeytanlıklara kafa yorar; Devletin, milletin, vatanın aleyhine olan ne varsa alkış tutarken lehine olan her şeyi de insafsızca karalarlar.
Bu oyunlara daha ne kadar geleceğiz? Siyonistlerden fazla siyonistçi olmaya, Amerikalılardan fazla Amerikancı olmaya daha ne kadar devam edeceğiz?
Buyrun cevap verin…

Muhammed Gömük
2/6/2020