Reklam

Okul öncesinde "Çocuk Dostu Eğitim" ile gelecek nesiller yetişiyor

Uğur Okulları, özellikle okul öncesi eğitimde Milli Eğitim Bakanlığının '2023 Eğitim Vizyonu'nda da yer alan 'Çocuk Dostu Eğitim' anlayışı ile dikkat çekiyor.Uğur Okulları,...

Okul öncesinde "Çocuk Dostu Eğitim" ile gelecek nesiller yetişiyor

Uğur Okulları, özellikle okul öncesi eğitimde Milli Eğitim Bakanlığının '2023 Eğitim Vizyonu'nda da yer alan 'Çocuk Dostu Eğitim' anlayışı ile dikkat çekiyor.Uğur Okulları,...

Okul öncesinde "Çocuk Dostu Eğitim" ile gelecek nesiller yetişiyor
19 Şubat 2019 - 14:21

Uğur Okulları, özellikle okul öncesi eğitimde Milli Eğitim Bakanlığının '2023 Eğitim Vizyonu'nda da yer alan 'Çocuk Dostu Eğitim' anlayışı ile dikkat çekiyor.
Uğur Okulları, Türkiye genelinde özellikle okul öncesi eğitimde 'Çocuk Dostu Eğitim' anlayışını uyguluyor. Okulun fiziki ortamlarından kullanılan materyallere, öğretmen kadrosundan öğretim programına kadar çocuğu esas alan 'Çocuk Dostu Eğitim' sayesinde çocuklar beceri ve iletişimlerini 21. yüzyılın gerektirdiği şekilde geliştiriyor, okulda nitelikli zaman geçiriyor.
Hem müfredat hem fiziki alanların yapılandırılması konusunda Bahçeşehir Üniversitesinden aldığı güç ile öne çıkan Uğur Okulları, okul öncesinden başlayan 'Çocuk Dostu Eğitim' ile öğrencilerinin her alanda gelişimini destekliyor. Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz, 'Çocuk Dostu Eğitim'de, öncelikle çocuğun kendini güvende hissedeceği bir ortam bulunması gerektiğini belirterek, "İlk önce okulun etrafında, okulun içerisinde, kullanılan mobilyalardan materyallere kadar sağlıklı ve güvenli bir ortam olması gerekiyor. Bu güvenliğin bir de psikolojik boyutu var. Çocuğun okula girdiği anda kendini güvende ve huzurlu hissetmesi lazım. Çocuğun yapacağı tüm etkinlikler, tüm öğrenme süreçlerinin buna uygun olması lazım. Okul öncesi dediğiniz zaman oyun ciddi bir iştir ve öğrenme aracıdır. Bu anlamda da çocuğun oyunla öğrenebildiği, işbirliğinde çalışmasını, iletişim ve eleştirel düşünme becerilerini, yani 21. yüzyıl becerilerini geliştiren bir öğrenme çevresinin tasarlanmış olması gerekiyor. Bunun için de sadece düzenlenen materyaller yeterli değil. Öğretim programının çocuğun tüm yönleriyle gelişimini destekleyen bir öğretim programı olması lazım. Hem zihinsel, hem fiziksel, hem psikolojik hem de sosyo-duygusal becerilerinin tamamını destekleyen bir öğretim programı gerekli. Bunun dışında kullanılan öğretim yöntemlerinin çocuk dostu olması lazım. Yani çocuğu dikkate alan, onun öz düzenleme becerilerini geliştirmesini sağlayan, okulun yaşayan bir okul haline gelebilmesi için öğretmenin de öğrenciye rehberlik ettiği bir süreç olması gerekiyor. Bu işin temeli öğretmendir. Öğretmenimizin kendisini geliştirip çocuğu desteklemesi gerekiyor" dedi.
Çocuk dostu okulların tasarımını yaparken altyapıdan öğretmen kaynağı ve materyallere kadar her şeyin sistematik olarak düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Karadeniz, "Dünyada bu tür uygulamalar yaygınlaşıyor. Okullaşma oranlarımızı önce yukarı çekmemiz lazım. Türkiye'de okul öncesi okullaşma oranı yüzde 40 civarında. Öncelikle altyapımızı bir bütün olarak hazırlayıp bu eğitimi tüm çocuklarımıza ulaşılabilir hale getirmemiz lazım. Yapılan araştırmalarda okul öncesi eğitimi alan bireylerin gelecekte yaşam standartları ve kalitesinin daha yüksek olduğuna da dikkat çekiyor" diye konuştu.

"Okulun, çocuğun bütün alanlarda dengeli gelişimini destekleyecek bir programa sahip olması gerekir"
Bahçeşehir Üniversitesi Okul Öncesi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Seda Saraç ise okul öncesi eğitim için velilere önerilerde bulundu. Saraç, şu bilgileri verdi:
"Veliler, okulların çocuk dostu olarak tasarlanmış olmasına dikkat etmeli. Okullarda mutlaka güvenlik sağlanmalı. Malzemeler çocuklar için sağlıklı malzemelerden seçilmiş olmalı. Çocuklar günün büyük bir bölümünü okulda geçireceği için buradaki ortamlar, çocukların etkileşimli oyun oynamasına imkan sağlayan ortamlar olarak düşünülmüş olmalı. Veliler, öğretim programlarına da dikkat etmeliler. Okulun, çocuğun bütün alanlarda dengeli gelişimini destekleyecek bir programa sahip olması gerekir. Öğretmen kadroları önemsenmeli. Bu yaş grubunda öğretmen önemli bir modeldir. Felsefi temelli değerler eğitiminin verildiği okullar öncelikli tercih sebebi olmalı. Okul öncesi eğitim hayatın ta kendisidir. Çocuk burada bir yaşam alanı kuruyor. Burada yaşantı merkezli bir eğitim verilmesi gerekiyor."
Türkiye genelinde tüm Uğur Okullarında ortak bir program dahilinde planlama yaptıklarına dikkat çeken Uğur Okulları Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nil Çiçek de çocuk dostu eğitimin, bütün kademelerde olduğu gibi okul öncesi eğitimde de çok önemli olduğunu söyledi. Çiçek, "4-6 yaş arası öğrencilerimiz için yaş aralıklarına uygun olarak oluşturulmuş ortamlarda çocuklarımızın bulunması çok kıymetli. Sabah evlerinden çıkarken buraya keyifle gelebilmeleri için oyun temelli oluşturulan fiziki ortamlar çok önemli. Fiziki ortamın, öğrenmeye etkisine çok inanıyoruz. Bu kapsamında büyük sınıflar, yüksek tavanlar, aydınlık ortamlar, uygun renkler kullanıyoruz. Çocuklarımızın kullandıkları materyallerin sağlık açısından uygun olması, yaş grubu açısından uygun olması, güvenlik açısından uygun olmasını önemsiyoruz. Bu yıl tüm okullarımızda 'Öğrenme Merkezi' dediğimiz alanları oluşturduk. Çocuklarımız sene başında bütün alanlarda zaman geçirmek istiyorlardı. Zaman ilerledikçe daha çok ilgi duydukları alanlarda zaman geçirmeye başladılar. Böylece bu alanlarda zaman yönetimini öğrendiler. Öğretmenlerimiz, çocuklarımızın zaman geçirdiği alanlara bağlı olarak onların yeteneklerini keşfediyorlar. Okul ve aile işbirliğini çok önemsiyoruz. Bu kapsamda çocuklarımızın yeteneklerini keşfedip velilerimizi yönlendirmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum