Reklam

Öztrak: Dükkanlarını kapattıkları esnafa ayıp

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, 11 Şubat'ta gerçekleştirilen AKP Hatay İl Gençlik Kolları 6. Olağan Kongresi'nde partililerin kapalı mekanda bir araya geldiği, salgın kurallarına dikkat etmediği, davullar eşliğinde birbirlerini omuzlarına alarak oyun oynadığı anların görüntülerini izletti. Öztrak, “Şu yaptıkları, dükkanlarını kapattıkları esnafa ayıptır” dedi.

Öztrak: Dükkanlarını kapattıkları esnafa ayıp

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, 11 Şubat'ta gerçekleştirilen AKP Hatay İl Gençlik Kolları 6. Olağan Kongresi'nde partililerin kapalı mekanda bir araya geldiği, salgın kurallarına dikkat etmediği, davullar eşliğinde birbirlerini omuzlarına alarak oyun oynadığı anların görüntülerini izletti. Öztrak, “Şu yaptıkları, dükkanlarını kapattıkları esnafa ayıptır” dedi.

Öztrak: Dükkanlarını kapattıkları esnafa ayıp
27 Şubat 2021 - 09:22

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, 11 Şubat'ta gerçekleştirilen AKP Hatay İl Gençlik Kolları 6. Olağan Kongresi'nde partililerin kapalı mekanda bir araya geldiği, salgın kurallarına dikkat etmediği, davullar eşliğinde birbirlerini omuzlarına alarak oyun oynadığı anların görüntülerini izletti. Öztrak, “Şu yaptıkları, dükkanlarını kapattıkları esnafa ayıptır” dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“ÖN TEKER NEREYE GİDERSE ARKA TEKER DE ORAYA GİDER”

AKP’nin Karadeniz kongrelerinde salgına rağmen oluşan ‘lebaleb’ manzaraların benzerlerinin Hatay'da da yaşanmasına tepki gösteren Öztrak, “'Lebaleb' doldurdukları salonlarda şarkılı, türkülü, kongreler yapmaya devam ediyorlar. Ön teker nereye giderse arka teker de oraya gider. Erdoğan salonları ‘lebaleb' doldurttuğu partililerine teşekkür ederse, Hatay'da Ak Parti Gençlik Kolları da (görüntülerin olduğu ekranı göstererek) işte bunları yapar” ifadelerini kullandı ve AKP Hatay İl Gençlik Kolları 6. olağan kongresinin görüntülerini izletti.

“MİLLET KABUSU YAŞARKEN AKP'LİLER RÜYADA YAŞIYOR”

Öztrak konuşmasına şöyle devam etti;

* Şu görüntülere bakar mısınız… Çalgılar, çengiler, davullar, zurnalar, oynamalar, zıplamalar, deve güreşleri… Eğlence gırla gidiyor… Şu yaptıkları, dükkanlarını kapattıkları esnafa ayıptır.

* Aylardır tedbirli davranan milletimize yazıktır. Şu gençlere bu virüsün bu şekilde yayılmasına izin vermek çok büyük günahtır.

* Millet kabusu yaşarken Ak Partililer anlaşılan rüyada yaşıyor. Milletimizin çocukları salgında hayata tutunmak için uğraşıyorlar.

“9 MART'TAN BUGÜNE 187 KURYE HAYATINI KAYBETTİ”

Kuryelik yapan gençlerin dün parti genel merkezinde Kılıçdaroğlu ile görüştüğünü hatırlatan Öztrak, bu gençlerin açıklamalarının yer aldığı görüntüleri de izletti.

Görüntülerde yer alan kuryeler şöyle dedi:

* Türkiye genelinde 900 bine yakın kurye var, sadece 100 bini kayıt altında. Pandemi döneminin de işsizliği arttırması sebebiyle önüne gelen bu mesleği yapar oldu.

* Altına bir motosiklet alan ehliyetsiz, evraksız, kayıtsız çalışır ve günlük yevmiyeyle evlerine ekmek götürür oldu. 9 Mart'tan bugüne 187 kuryeyi kaybettik.

“BİR TARAFTA ÇALGI, ÇENGİ; ÖBÜR TARAFTA YOKSULLUK VE YAŞAM MÜCADELESİ”

Görüntüleri izlettikten sonra açıklamalarını sürdüren Öztrak, şu ifadeleri kullandı:

* İki ayrı Türkiye var. Bir tarafta çalgı, çengi; diğer tarafta yoksulluk ve yaşam mücadelesi. ‘Sana yasak, bana yasal' diyerek salgınla nasıl mücadele edilir? Edilmiyor da zaten.

* Günlük vaka sayıları yeniden 10 binlere yaklaşıyor, sayılar patladı gidiyor. Bu şekilde normalleşmeyi nasıl konuşacağız? Mart geldi kapıya dayandı bile.

* Normalleşmede gecikilecek her günün hem can kaybı hem de ekonomik faturası var. Ama saray bunları farkında değil sanki.

* Topluma iyi örnek olacaklarına millete veriyorlar talkını, kendileri yutuyorlar salkımı.

“SALGININ HIZLANMASINDAKİ TEK SORUMLU ERDOĞAN”

Salgın artışının hızlanmasının tek sorumlusunun Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan olduğunu savunan Öztrak, “Bu salgının hızlanmasında tek bir sorumlu var; o da kongre salonlarına doldurduğu partililerin üzerinden siyaseten yeniden belini doğrulatacağını sanan Erdoğan” dedi.

“MİLLET 128 MİLYAR DOLARIN KİME, NASIL, KAÇTAN SATILDIĞINI ÖĞRENMELİ”

Merkez Bankası’nın yaklaşık 128 milyar dolarlık rezervinin satılması konusunun takipçisi olduklarını ve ısrarla “milletin 128 milyar doları ne oldu?” diye sorduklarını belirten Öztrak, şöyle konuştu:

* Önce bir duymazdan geldiler, kulaklarının üzerine yattılar. Baktılar olmadı, havuz medyasında sipariş yazılar kaleme alınmaya başladı. O da kesmedi, bu sefer topyekün saldırıya geçtiler.

* Biz soruyoruz, soracağız. Milletin 128 milyar doları nerede? Bunu soruyoruz, etmedikleri hakareti bırakmıyorlar. Nihayet sarayın kibirlisi İstanbul il kongresinde çıktı, ‘döviz rezervlerini sattık' dedi.

* Bu itiraf önemli ancak yeterli değil. Millet 128 milyar doların kime, nasıl, kaçtan satıldığını da öğrenmeli. Bunu açıklamaları gerekiyor.

* Bunun yerine, damadın adını aylardır unutan saray ve şürekası ne olduysa birden bire damadın yaşadığını hatırlayıverdiler.

“BAŞARILARI BUYSA ALLAH MİLLETİMİZİ BAŞARISIZLIKLARINDAN SAKINSIN”

Öztrak, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

* Bu koroya en son Erdoğan da katıldı. 104 gün boyunca damadının adını ağzına almayan Erdoğan, İzmir ve Nevşehir il kongrelerinde öyle bir damat güzellemesi yaptı ki şaşırdık kaldık.

* Sarayın kibirli başı, ‘ekonomide ne kadar başarı varsa ardından benim damadım var' dedi. Yatırımcılar da ‘eyvah damat geri dönüyor' deyip kaçmaya başladı. Dolar bile ne yapacağını şaşırdı.

* Erdoğan'ın hakikatle bağları o kadar kopmuş ki, dolar kurunu 4.53 TL'den alıp 8.46 TL'ye kimin çıkardığını unutmuş.

* Damadın göreve başladığında bu ülkede çalışan, işi olan 28 milyon 694 bin kişinin damat görevi bıraktığında 27 milyon 140 bin kişiye düştüğünü görmüyor. Kimin yönetiminde iş, güç sahibi 1.5 milyon yurttaşımız işinden oldu? Kimin yönetiminde bu ülkede işsizlerin sayısı 11 milyonu aştı?

* Bu milleti kış gününde sokaklarda soğan, patates kuyruklarına, iş kuyruklarına kim soktu? Elbette kayınpeder-damat ikilisi. Başarıları buysa Allah milletimizi başarısızlıklarından sakınsın.

“ÇİĞ YEMEDİYSENİZ KARNINIZ AĞRIMAZ”

“Yok yere buharlaştırılan 128 milyar dolarda tüyü bitmedik yetimin hakkı vardır” ifadelerini kullanan Öztrak, “Millet bunun hesabını sorma görevini bize verdi. Biz de soruyoruz, milletimizin bize verdiği yetkiyi kullanıyoruz. Şimdi yapılması gereken, bu 128 milyar doların hangi yöntemle, hangi tarihlerde, kimlere, kaçtan satıldığının açıklanmasıdır. Hukuka ve kuralına uygun yapılan iş saklanmaz. Çiğ yemediyseniz de karnınız ağrımaz” açıklamasında bulundu.

“ANAYASAMIZIN 83. MADDESİNE GÖRE GRUP KARARI ALINMASI MÜMKÜN DEĞİL”

İYİ Parti ve AKP’den gelen fezleke açıklamalarını değerlendiren Öztrak, şöyle konuştu:

* Her partinin kendine has bir tavrı olması normaldir. Ama Anayasamızın 83'üncü maddesine göre siyasi partilerin bu konuda bir grup kararı alması da mümkün değildir.

* Bu çerçevede yapılan uygulamalara, konuşmalara baktığımızda devlet krizinin nasıl vahim bir duruma ulaştığı görülmektedir. Bir ülke düşünün; Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisinin genel başkanı.

* Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan partinin genel başkanı bağımsız mahkemelere her türlü talimatı verebiliyor. ‘Fezlekeleri Meclis'e gönderin, kararı şöyle yazın' diyebiliyor. Çünkü hakimi de savcıyı da sonuçta o atıyor.

* Genel başkanımıza tazminat cezasını bozan, milletvekilimiz Enis Berberoğlu'nun cezasını bozan hakimlerin özel bir kararnameyle nasıl görevlerinden alındığını biz hala unutmadık.

“BÖYLE BİR ORTAMDA ADALET TECELLİ EDEBİLİR Mİ?”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın, partisinin milletvekillerini de kendisinin belirlediğini söyleyen Öztrak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

* Ondan sonra da Anayasa ‘grup kararı alamazsın' demesine rağmen kendi belirlediği milletvekillerine talimat veriyor. Hani bu yeni rejimde en sert kuvvetler ayrılığı olacaktı?

* Ne diyor, ‘fezleke Meclis'e gelince milletvekillerinin elleri hemen iner-kalkar' diyor. Şuraya bakın? Bu milletvekillerinin kendi iradesi yok mu? Bu millet iradesine nasıl bir saygısızlık?

* Bu ucube rejimde kuvvetler ayrılığının olmadığını gösteren en müşahhas olaylardan biri de budur. Tek kişinin ağzından çıkacak sözlerle, milli iradenin ve milletvekilinin kaderine karar veriliyor. Böyle bir ortamda adalet tecelli edebilir mi?

“BU MİLLETİN İRADESİNİ ERDOĞAN'IN KİBRİNE VE ZULMÜNE EMANET EDEMEYİZ”

Öztrak, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:

* Partimizin görüşü, bu vesayet rejimi karşısında hangi partiden olursa olsun milletvekilinin dokunulmazlığının korunmasının önemli olduğudur.

* Bu milletin iradesini, milletvekillerinin kaderini Tayyip Erdoğan'ın kibrine ve zulmüne emanet edemeyiz. SÖZCÜ