Uzunca bir süre Türkiye ve dünya gündeminden düşmeyecek Covid-19 salgını kapsamında İzmir Tabip Odası Başkanı Funda Barlık Obuz’la İzmir’in koronavirüs karşısında verdiği sınavın değerlendirmesini yaptık. Telefon bağlantısıyla gerçekleştirdiğimiz görüşmede Obuz, halk sağlığı için ‘zorunlu tecrit’in gerekeceği mesajını verirken Kültürpark ve Gaziemir’de kurulması planlanan salgın hastaneleri hakkında da kısa bir açıklama yaptı. Öte yandan, Dokuz Eylül Üniversitesi sağlık çalışanlarının yaşadığı barınma sorununa da değinen Obuz, Karşıyaka ve Konak’ta gibi birçok yerde belediyelerin, sağlık çalışanlarının barınma soruna çözüm sağladığını hatırlattı.
ZORUNLU TECRİT ÖNERMEMİZ DOĞRU DEĞİL AMA GEREKECEK
Evde kalmanın devam etmesi için gerekli tüm koşulların sağlanması gerektiğine dikkat çeken Obuz, gönüllü karantinanın gerçekleşemediğini ifade ederek ilerleyen süreçte ‘zorunlu tecrit’in gerekeceğini şu sözlerle dile getirdi: “Halk sağlığı dilinde tecrit diyoruz, yani sağlıklı kişilerin de evde tutulması olayı. Bunun ana koşulları oluşmamış görünüyor; pek çok çalışana ücretli izin verilmiyor, kayıt dışı bir sürü çalışan var, onlara herhangi bir işsizlik fonunda ödeme yapılamıyor. Türkiye genelinde de İzmir için de bu koşullar oluşmuş görülmüyor. Halkımızın şuna dikkat etmesi gerekiyor; işini evden yapabilenlerin veya evden çıkması gerekmeyenlerin buna devam etmesi gerekiyor. Görüyoruz ki insanlar çok rahat; ille de bir baskı mı gelmesi gerekiyor? Türk Tabipleri Birliği ya da İzmir Tabip Odası olarak bunu önermemiz doğru değil. Şu an için zorunlu tecrit mümkün görünmüyor ama bunu uygulamak gerekecek toplum genelinde.
HALKIMIZIN BİR KISMINI KAYBEDECEĞİZ
Hükümet tarafından alınan kararlara göre ekonominin durdurulmak istenmediği görüşüne ‘o zaman da halkımızın bir kısmını kaybedeceğiz’ açıklamasını yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Obuz; “İnsanlar aç kalmakla hasta olmak arasında ikilem yaşıyorlar. Baktılar ki gelen giden gelir yok. Gönüllü karantina olamıyor, devlet kendi verilerini çıkardı; ailelerin dörtte biri yardıma muhtaç, yoksulluk sınırında yaşıyor Türkiye’de. Baştan gelirler sağlanacaktı ki insanlar dışarı çıkmasın. Açıklanan ölüm sayılarını görüyoruz ki bu sayıların tamamı olmadığını söylüyorlar, ölüm sayısı fazla da olabilir” diye konuştu.
Öte yandan Başkan Obuz, Kültürpark ve Gaziemir’de kurulması planlanan salgın hastaneleri konusunda da valilikten ve il sağlık müdürlüğünden herhangi bir açıklama gelmediğini ve önerinin kabul edildiğine dair kendilerine henüz bilgi gelmediğini ifade etti.
NASIL OLSA MASKEMİ TAKTIM DİYE DIŞARI ÇIKMAK DOĞRU DEĞİL
Son bir hafta içinde özellikle İzmir merkezi yerleri olan Çankaya, Alsancak gibi semtlerde esnafın kepenk açması ile işe gidenlerin sayılarının artması üzerine bu durumun yanlışlığına dikkat çeken Obuz, zorunlu olarak dışarı çıkacak olan vatandaşların mutlaka ağız ve burunlarını kapatması gerektiğini söyledi ve uyardı: “El hijyenine mutlaka dikkat etmesi gerekiyor. Dışarı çıkacakların ağız ve burunlarını mutlaka kapaması gerekiyor ama maskemi taktım nasıl olsa diyerek dışarı çıkmak da doğru bir şey değil tabii; kısa sürede dışarıdaki işlerimizi bitirip evde kalmaya devam etmek gerekiyor. Maskenin kullanılmasının nedeni; toplumda covid-19’un yaygınlığının artması, çünkü hastalık hiçbir bulgu vermeden de yayılabiliyor. Hastalık sonrası hemen iyileştim dışarı çıktım düşüncesi yanlış; daha sonra 1 aya yakın izolasyon gerekiyor.
İŞÇİ SAYILARININ AZALTILMASI LAZIM
İzmir’de vaka sayısının bini geçtiği için artık takip edemediklerini dile getiren Funda Barlık Obuz, enfekte olan sağlık personelinin sayısının da sürekli artmakta olduğunun uyarısını yaptı. Obuz ayrıca, fabrikada çalışmakta olan işçiler için de şu değerlendirmeyi yaptı: “Özellikle fabrikada bir arada çalışan işçilerin sayılarında mutlaka azaltma yapılmalı ve ücretli izine çıkarılmalı. Gerekli olmayan sektörlerde işlemler durdurulmalı; çünkü, orada hastalığın ortaya çıkması durumunda bütün işçilere kolaylıkla yayılabilir.”
DOKUZ EYLÜL SANIRIM KENDİ OTELLERİNİ KULLANACAK
Son olarak, Dokuz Eylül Üniversitesi sağlık çalışanlarının yaşadığı barınma sorunu hakkında da görüşlerini bildiren Obuz, belediye tarafından üniversiteye yapılan teklifin kabul edilmediğine dikkat çekerek sağlık çalışanlarının evlerini birleştirerek ortak bir yerde kaldıkları bilgisini de paylaştı. Obuz; üniversite yönetiminin yaptığı açıklamayı hatırlatarak; “Bir açıklama yapıldı yönetimden; biz yerel yönetimin, belediyenin böyle bir talebini kabul etmiyoruz diye sanırım. Dokuz Eylül’ün vakıf otelleri var, sanırım onları kullanacaklar ama ayrıntısını bilmiyorum. Yerel yönetimler hem Karşıyaka’da hem Konak’ta sağlamıştı kalacak yer. Sağlık çalışanlarına düzenli test yapılmıyor, kaç tanesi enfekte bilmiyoruz. O yüzden kimse eve gitmek istemiyor, evde küçük çocuğu olan veya yaşlı aile bireyleri olan… Korkuyorlar açıkçası. Sağlık çalışanlarının elbette barınma ihtiyaçları var, barınma ihtiyaçlarının olduğunu biliyorum. Bir arada çalışıp da aynı yerde kalanlar var, evlerini birleştirenler var” dedi.