Koalisyon Özlemleri ve Kemal Derviş
Reklam
Ahmet Özsoy

Ahmet Özsoy

Koalisyon Özlemleri ve Kemal Derviş

01 Haziran 2015 - 17:23

Geçen yazımızda olası bir CHP iktidarında kendisine Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı teklif edilen Kemal Derviş'den bahsetmiştik.

Yazının sonunda da Derviş'in “CHP'nin de söz sahibi olduğu bir iktidar” cümlesindeki 'de' ekine dikkat çekmek istemiştik.

Sayın Derviş'in bu 'de' ekli cümlesi açıkca bir koalisyon iması, düşüncesi olduğunun göstergesi.

Derviş'in söylediği önemli değil diyebilirsiniz belki ama Sayın Kılıçdaroğlu'nun ekonomik görüşlerini bunca övüp Bakanlık teklif ettiği kişinin söyledikleri ve yapmak istedikleri Kılıçdaroğlu'nun “Kemal Derviş’le sürekli temas halindeyiz. Programımızı hazırlarken ona danıştık.” sözleri ve Bakanlık teklifi ile birleştirilince bence çok önemli.

Her ne kadar Sayın Kılıçdaroğlu son Tv programında, AK Parti ile koalisyon konusundaki soruya; "İsrafı ve yolsuzluğu kendine mal etmiş bir partiyle nasıl koalisyon yapacaksınız" diye sorgular gibi bir yanıt vermişse de.

Ahmet Hakan'la konuşmalarını anımsayın Derviş'in.

AK Parti ve kurmaylarının ekonomi politikalarını nasıl övdüğünü.

Kılıçdaroğlu “Ben hesap uzmanıyım bu ekonomi iyi gitmiyor, iyi yönetilmiyor”, Selin Sayek Böke; “Ekonomik ve finansal bir kriz bizi bekliyor “ derken; Derviş'in “Ali Babacan işini çok iyi yapıyor... Finansal bir kriz görmüyorum” deyişini anımsayın.

Dönelim 'de' ekinin önemine.

Derviş “Her parti tek başına kazanmak ister elbette... CHP kendine yüzde 35 hedefi koydu. Bence yüzde 30’a yakın bir sonuç başarıdır. Ama şu anda Türkiye'de eksik olan şey, uzlaşma kültürü..” diyor.

Yani koalisyon.

İşaret ediyor ve örnekler veriyor.

Başarılı bulduğu AK Parti iktidarı ve onun kurmayları ile birlikte, kendi çizdiği ekonomi politikasından farklı bir yöne girmeden, CHP'nin 'de' içinde bulunduğu güçlü bir koalisyon.

Kürt sorununun çözümü için, ekonomik, finansal yapının farklı bir yöne girmemesi için koalisyon.

Açıkça söylemek gerekirse; Erdoğansız bir ortaklık.

Bunun ilk şartı da HDP'nin barajı geçmesi.

“HDP'nin Kürt kimliğini, şiddete başvurmadan, demokratik yoldan savunan yaklaşımının Meclis’e taşınması... Eğer taşınmazsa, Türkiye demokrasisi için ciddi sıkıntılar çıkar. Ben CHP'liyim ama HDP'nin Meclis’te olması hepimiz için, barış için son derece önemli."

Elbette Derviş koalisyon meselesinde tek başına çalışmıyor.

Ülkemizdeki bir medya grubunun desteği olduğu kadar, yurt dışı medya desteği de var.

Mesela Economist. AK Parti iktidarındaki başarılı çalışmaları açıkladıktan sonra son yıllardaki düşüşü Erdoğan'ın tek başına iktidarda söz sahibi olmasına ve Kürt sorununu çözümsüzlüğe terk ettiğine bağlıyor.

Yani Derviş ile aynı ağzı kullanıyor.

Yani Olası bir CHP iktidarına kimse inanmıyor.

Her ne kadar ABD ve paydaşları ülkelerin siyasetlerini eskisi kadar etkileyemiyorlarsa da, ABD başkenti mutfaklarında gerek K. Derviş'in konuşmalarından gerekse Economist'te çıkan (Erdoğan ve Türkiye için büyük bir an ) yazılardan AKP-CHP koalisyonunun pişirildiği açıkca söyleniyor.

Amaç; Kürt sorununu tek başına çözemeyeceği ve ekonomik çalışmaları Erdoğan'ın çıkışları nedeni ile yerinde saydığı düşünülen AKP'yi, Cumhuriyetin kurucu partisi ile birlikte iktidara ortak edip, Kemal Derviş'li bir iktidar ile hem Kürt sorununu çözmek hem de batılı yatırımcıları rahatlatmak.

Zaten CHP'nin iktidar olmaması için içeriden çalışma yapan azımsanmayacak kadar insan var.

Kendilerine yetiştirilen her bilgiyi, aslını araştırmadan medyada boy gösterenler CHP'nin yarattığı olumlu havayı yok etmekten başka iş yapmıyorlar. Olur olmaz çıkışları ile AK Parti'nin ekmeğine bal sürdüklerinin farkında değiller.

Seçimlere bir hafta kaldı.

Birileri hala korku pompalıyor, ümitsizlik aşılıyor.

İki insanımız katledildi.

Herkese soruyorum.

Bu ülkeyi gerçek anlamda bölüp parçalamak isteyenlerden başka kimin işine yaradı?

Hepimiz sahip olduklarımıza diğerlerinin de sahip olmasını canı gönülden istediğimizde kimse bu ülkeyi bölemez inanın.

YORUMLAR

  • 0 Yorum