DİPLOMALI İŞSİZLER
Reklam
İlhan Yaman

İlhan Yaman

DİPLOMALI İŞSİZLER

08 Ocak 2018 - 19:14

Türkiye'nin yıllardır süregelen, bir türlü rayına oturtulamamış en önemli iki sorunundan biri Eğitim biri de sağlık sistemidir.

Adı olan ama kendisi olmayan sistemlerdir.

Sağlıkçıların sorunlarına çözüm olmak yerine daha da derin yaralar açıyor. Son zamanlarda artan sağlıkta şiddet olaylarının sebeplerinden biri de şüphesiz sağlık personeli yetersizliğidir. Daha çok işin daha az sayıda çalışana yüklenmesinden, çalışanlar işlere yetişememekte ve çalışan personel ise tükenmektedir.

Bu haftaki yazımı günlerce evde ve dersane sıralarında kpss ye hazırlanan ve atanması için yeterli puan alan ama atanmayan benim için değerli olan arkadaşım ‘NAZAN’ ile atanması ve sağlık Bölümü mevzunu olan öğrencilerin sorunları hakkında konuştuk.

Sayısı milyonlarla anılan diplomalı işsizler ordusunun bir üyesiyim ben de. Yaklaşık 500 bin atama bekleyen sağlıkçının arasında yine sayısı 70 bini aşkın olan tıbbi sekreterlerden biriyim.Doğruyu söylemek gerekirse geleceğimden feci halde endişeliyim.

Özel sektörün çalışanına hakkaniyetli bir ücret ödemediği, devletinse atama için bin dereden su getirdiği bir çarkın içine sıkıştım kaldım. Her iki tarafı da denedim, bugün kamunun görece daha garantili bir kapı olduğunu düşünürsek devlet memuru olmak için daha fazla çaba harcadığımı söylesem yalan olmaz.

Okul oku, sınava gir, yüksek puan alamazsan şansını tekrar ve tekrar yeniden dene, ( ki atanmak için çok çok yüksek puanlar almak zorundayız, açılan kadrolar mezun sayısının ucundan kıyısından geçmiyor, elle bile sayılabiliyor çünkü) yüksek puan alanlar ise ne vakit alıma çıkılacak, atansa güvenlik soruşturması ne vakit sonuçlanacak bunları düşünüyor yana yakıla.

Bir açıdan şanslıyım, ilk kez girdiğim KPSS sınavından atanmam için yeterli puanı aldım. Fakat gelin görünki stresim bitmedi gün geçtikçe artıyor hatta. Çünkü tercihlerin ne vakit alınacağı belli olmuyor.Sınava hazırlanırkenki uykusuz geçirdiğim geceler, harcadığım saatler, gözlerimin, sırtımın, ellerimin ağrıması şu anki psikolojim karşısında devede kulakmış onu anlıyorum. Bütün o hazırlanma aşamasındaki ağrılarımın, yakınmalarımın yerini aklımın ağrısı aldı. Uyuyamıyorum. Her geçen gün daha da kötü olduğumu hissediyorum. Sokağa çıkmaktan vazgeçtim, insanlarla karşılaşmak istemiyorum. "Hala bekliyor musun?" sorusunu duymaktan o kadar usandım ki telefonum bile çalsın istemiyorum. Fena bir yorgunluk bu, ezberlediğim notları aklımda tutmaya çalışmaktan daha beter. Sınava hazırlanırken bir amacım vardı, şimdi öyle boş, öyle işe yaramaz hissediyorum ki kendimi. Eminim bu duyguları paylaşanların sayısı az değildir, intihar edenleri bile görmedik mi?

Her geçen gün yeni bir üniversite açılıyor. Mezunlara yeni mezunlar ekleniyor.Diyeceğim o ki; üniversitelerin sayısını artırmaktan çok bu üniversitelerden mezun olanların nasıl istihdam edileceği düşünülmeli yetkililer tarafından. Yoksa üniversiteler birer ticarethane, mezunlarsa okuduğuna pişman olan diplomalı işsizler olmaktan öteye gidemez..

YORUMLAR

  • 0 Yorum