Türkiye’de yaşayan etnik grupların varlığı, ülkenin yaşanabilir bir yer olup olmadığı konusunda bize fikir veriyor, gösteriyor. Yaşanabilirlik, canlıların beslenme, barınma sosyal ve kültürel yapı, üreme, canlıların ekosistemlerinin bozulmamasıyla ilgilidir. Yaşanabilir ortam, sürdürülebilirliğin de bir güvencesidir. İnsanlar 21. YY ‘da insanca yaşama ulaşamadıklarında, alma - verme dengelerinin bozulduğu anda ekosistemler bozulur. Ekosistem: Bitkiler, hayvanlar, organizmalar, hava, toprak, su ve güneşin birbirleri arasındaki etkileşime ekosistem denir. İnsan canlıların içerisinde en acımasız olanıdır. İhtiyaç alanlarını genişletmiştir. Yani İnsanoğluna sadece yaşanabilirlik ortamı yetmemektedir. Daha çok hükmetme ve güce sahip olma ve önlenemeyen kibir ve egoları, doğal ekosistemleri teknoloji enstrümanlarını kullanarak bozmuştur.
Türkiye ‘deki insan sayısı 31 Aralık 2022 yılı itibarıyla (85.279.553 ‘tür.) Bu sayının +/- 5 ‘inin (54.365.900 ‘ü )Türk’tür.(15.656.600 ‘ü) Kürt ve arap kökenli. Etnik köken dağılımında her 100 kişiden 79’u Türk ,(14’ ü )Kürt, (1’i )Zaza ,(3’ü ) Arap, üç kişi de başka etnik kökenden geliyor. Kürt – İran , (15.593.300 ),Türk asıllı ve Arap- karışık etnisite, Ermeni, Asuri, Yahudi, Rum, Süryani sayısı (207.000) .Fransız, Hollanda, Sırp, Rus, Romanyalı, Amerikalı, İtalyan, İngiliz (75.700)
KONDA Araştırma Şirketi’nin 2018 yılında 18 yaş üstü 26 bin 871 kişi ile görüşerek hazırladığı 10 farklı araştırmadan derlenen verilerle oluşturulan "Türkiye 100 kişi olsaydı" isimli çalışma dikkat çekici sonuçlara ulaştı. Çok ilginç sonuçlar var. Ülkenin sosyal, kültürel ekonomik, bilişim ve bulunduğu ortamda yaşam şekli ve uyumu Dünyada ki ülke insanlarıyla karşılaştırmaya olanak sağlıyor. Örneğin; Toplumda her 100 kişiden 43 kişi çalışıyor, 57 kişi çalışmıyor. Bunların (43 ‘ü )işçi, (10’u) esnaf, 7’si ) özel sektörde, (6’sı )memur, (2’si )serbest ,(3’ü) çiftçi 7 kişi diğer meslek kollarında. Çalışmayanların 57 kişinin (26’sı ) ev hanımı.(12’si) öğrenci ,(12’si )emekli. Her 100 kişinin (36 ‘sının) kredi kartı var, 64’ünün kredi kartı yok. Her 100 kişiden 14 kişinin pasaportu var. Yurt dışı tatile gitmemiş 87 kişi. Her 100 kişiden gazete okur insan sayısı (26)
Türkiye’de her 100 kişiden 14 ‘ü Kürt ise bu iki ırk arasında nasıl benzerlikler nasıl farklılıklar var?
Kürtler, Orta Doğu'nun yerli (otokton) halklarından biridir. Ana vatanları Yukarı Mezopotamya ve Zağros Dağları çevresidir. Divan-ı Lügat' it- Türk adlı kıymetli eserdeki haritada İran'ın batısı Arzü'l-ekrad (Kürt Yurdu) olarak
gösterilmiştir. Bildiğimiz kadarıyla Kürtler bu coğrafyada 2000 yıldır yaşamaktadır. Kürtlerin yaşadığı coğrafya zaman içinde giderek genişlemiştir. Kürtlerin Orta Anadolu'ya en erken nüfus transferi veya sürgünü, Yavuz Sultan Selim döneminde gerçekleşti. Dünya’daki Kürt nüfusunun yarısı Türkiye’de yaşamaktadır. Türkiye’nin Suriye sınırında yoğun Kürt nüfusu vardır. Kürtler ’in İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilikten önceki dini olan Zerdüştlüktü. Türkler ve Kürtler arasında akrabalık oranlarının yüksek oluşu, her iki toplumun sosyolojik entegrasyonu sağladığını göstermektedir. Kürtlerin % 67'si yakın akrabaları arasında bir Türk olduğunu söyler. Kürtler neden Şafi?
Şafii bir Müslüman imamın ikinci selamından sonra selam vererek namazdan çıkar. Bu yüzden devletin otoritesini kabul etmekle beraber benliğini devletin benliğinin içinde eritmeyen, özgünlüğünü koruyan Kürtler açısından en uygun mezhep Şafii mezhebi olmuştur.3 Tem 2019.Kürtlerin bir devlet otoritesine kendisini teslim etmeme anlayışı Atatürk’ün “Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir .” sözüyle uyumlu gibi görünse de aynı ruhu taşımamaktadır.
I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu içinde çeşitli Kürt isyanları patlak verdi. Bu isyanlar başta Kürt’lere bağımsız bir devlet vadetmiş olan Birleşik Krallık olmak üzere İtilaf Devletleri tarafından teşvik edilmişti. Aslında yüzyıllardır bir arada yaşama kültürünü edinmiş olan bu iki toplumun barış içinde yaşama şansları Osmanlı İmparatorluğu’ndan beri emperyalist devletlerin sömürgeci zihniyetlerinin hırs ve gücü elde etme egolarına kurban edilmiştir. Her zaman bir havuç ve arkada sopası bulunan emperyalist güçlerin gölgesi altında Kürtler ne yazık ki bağımsız olacaklarına inanıyorlar. Kürtlerin devlet otoritesine bağlanmama sorunu onları şimdiye kadar devlet kursalar bile uzun soluklu bir devlet kuramamaları emperyalist güçlerin hamiliğine ses çıkarmamaları, aslında onların genetik kodlarına da ters düşen bir durumdur.
BOP projesine göre, Ortadoğu’da İran, Irak, Suriye ve bölgedeki tüm Kürtleri birleştirerek onlara görünürde bir güç verilmek isteniyor. Eğer (Büyük Orta doğu Projesi ) BOP ‘un mucitleri böyle bir planı devreye sokacak olursa Türki Cumhuriyetleri dahil Dünya’daki bütün Türk’lerin de bir araya gelme olasılıklarını göz ardı etmemeleri gerekiyor. Bu da III. Dünya savaşının nedenleri arasına girebilir. Dünya’daki Türk sayısı 150-200 milyon civarındadır.
Türk kavminin anavatanı Orta Asya'dır. Anavatan toprakları Hazar denizinden Kingan dağlarına, kuzeyde Sibir ovalarından, güneyde Pamir yaylasına, Karanlık Dağlar, Altın Dağları ve Çin'in kuzey eyaletlerine kadar uzanır.6 Kas 2020 Kadim dilimiz Türkçe, derin ve köklü tarihiyle büyük bir medeniyet dilidir.12 May 2022
Türklerin en çarpıcı özellikleri: soylu, merhametli, hoşgörülü, yardım ve konuksever olmalarıdır. Onlar, kadına, yaşlıya ve çocuğa karşı son derece sevgi ve saygı beslerler. Başka uluslarla ilişkilerinde çıkan sorunlara anlaşma ile çözüm yolu aramayı yeğlerler. Bulgarların Balkan Savaşlarında, Ermenilerin Doğu Anadolu'da, Yunanlıların Balkan Savaşları’nda ve Batı Anadolu'yu işgallerinde, korumasız kadınlara, yaşlılara ve çocuklara yaptıkları gibi ırza, cana, mala acımasızca saldırmalar, Türklerin hiç yapmadıkları birşeydir. Bunun son kanıtı bu soysuzca davranışlarından sonra, Ulu Önder M. K. Atatürk'ün Anadolu'dan kovduğu o düşmanlara, öç alma duygusuyla onların yaptıklarının hiç biri yapılmadı. Kemal Paşa "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini benimsedi ve hep ona bağlı kaldı.
Kürt Reşo olarak bilinen Mehmet Raşit Nazlı (ö. 1972), İstiklal Harbi gazisi Kürt asıllı Türk Millî Mücadele kahramanıdır. Türk ordusunun 9 Eylül 1922 tarihinde işgal altındaki İzmir'e giren öncü süvarilerindendi; o gün İzmir Hükûmet Konağı'na Türk bayrağını çeken askerlerden biri olarak tarihe geçti.
Kırk yıldır Kürtlerin emperyalist güçlerce kurdurulan PKK ile Türkiye’nin maddi manevi enerjisini harcayan savaşta “bebek katilinin “ Türklerin en çarpıcı özellikleri olan merhametli, hoşgörülü, yardım ve konuksever, kadına, yaşlıya ve çocuğa karşı son derece sevgi ve saygıyı yapması nasıl beklenebilir? Yıllarca Türk askeri ve Türk insanının kanını akıtırken samimi Kürt vatandaşlarımızı da vebal altına sokmadı mı?
Bu bebek katilinin Türkiye’ye ve Kürtlere verdiği zararı görmeyen vatandaşlarımızın emperiyal devletlerin hizmetinde olduğunu sokaktaki en cahil insan bile gördü ,anladı.
Sonuç: Konda Araştırma Şirketi’nin verileri bize yol gösteriyor. Biz yüzyıllardır birlikte yaşamış et ile kemik gibi ayrılmaz bir bütünlüğe erişmiş iki toplum elbette birlik olmalı, barış içinde yaşamalıdır. Türkiye’deki Kürtler ,ne Suriye ile ne İran’la ne Afganistan’la ne Irak’la birlikte yaşayabilir, anlaşabilir. Çünkü sosyal yapımız kültürümüz Türk ve Kürt olarak kaynaşmış.
Kürt’leri temsil eden DEM partisi de bunu anlamalı görmelidir. Kaynakça: https://web.itu.edu.tr/~kahramanb/etnik_dagilim.html https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file
09.03.2025
Lütfiye KADER
Em.Uz.Fen Bilimleri Öğretmeni
YORUMLAR