2018 KEHANETLERİMİZ
Reklam
Muhammed Gömük

Muhammed Gömük

2018 KEHANETLERİMİZ

22 Ocak 2018 - 18:06

Bulgarlar’ın Baba Vanga’sı, Fransızlar’ın Nostradamus’u, ejdadımız Osmanlı’nın Müştak Babası varsa günümüz Türkiye’sinin de İbrahim Çetin’i var. İbrahim Çetin, Fetullahçı Terör Örgütüyle Sivil Mücadele Platformunun ve TAY-DER’in kurucuları arasında yer alıyor. Ankara’da yaşayan değerli bir hukukçu dostumuz olmasının yanı sıra rüya tabirinden duru görüye ve fütürizmden parapsikolojiye kadar bir dizi metafizik konuda saygın bir yere sahip. İzmir’de yaşayan ve İzmir’in güzelliklerini iliklerine kadar özümsemiş biri olarak ferdi işlerimden mütevellit istemeye istemeye Ankara’ya yolum düştü. Ankara’ya gelmişken Dernek Yönetim Kurulu Üyemiz İbrahim Çetin’le görüşmemek olmazdı. Bir hafta kadar hasbihal edip çeşitli konularda istişarelerde bulunduk.

Bugünkü yazımda Yönetim Kurulu Üyemiz İbrahim Çetin’in fütürist sıfatı ile 2018’e dâir siyasi, iktisadi ve içtimai öngörülerini sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle fütürist olmanın zorluklarını kısaca belirtmek isterim. Özellikle siyasal fütüristlerin ülkesel kalkınma planlarını, orta vadeli mali planları, önemli kurumların faaliyet raporu, eylem planı ve stratejik plan gibi olmazsa önemdeki belgelerini; uluslararası düzeyde ise ilerleme raporlarını, katılım ve ortaklık belgelerini, anlaşma ve konsensüsleri çok iyi takip etmesi gerektiğini belirteyim. Siyasal fütüristlerin aynı zamanda çok iyi bir medya gözlemcisi ve sosyal mühendis olması gerekiyor. İşte söz konusu gereklilikler ve güçlükler nedeniyle dünyada siyasal fütürist sayısı oldukça azdır.

Gelelim 2018 kehanetlerine… On yıllar sonrasına göre öngörülerde bulunan siyasal fütüristimiz için 2018 yılına dair tahminler yapmak ve genel bir değerlendirmede bulunmak, kabul edelim ki pek zevkli bir mesele olmadı. Yine de kendisiyle birlikte bulunduğum zaman içinde edindiğim değerli bilgi ve tahminleri sizlerle paylaşmak isterim.

Yurt içinden başlıyorum:

Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) gereksinimi olan kabuk değiştirmeyi kısa zaman içinde başaramazsa genel oy oranı % 40-41 bandına gerileyecek. Cumhurbaşkanımızın çok doğru bir tespiti olan metal yorgunluğu gerçeğinin ise henüz hakkından gelinebilmiş değil. Öte yandan ülke ekonomisi planlı programlı bir darboğaza doğru ilerliyor. Söz konusu planları ve programları yapanlar ise Ak Parti’nin tepesindeki kripto isimler. Bir de yandaş medya içinde görünmekle birlikte perde arkasında hınzırlık peşinde olan medya takımı var. Bunlar Ak Parti’nin dostu değil. O yüzden Ak Parti içindeki kriptoların bilinçli ve yanlış yasama faaliyetlerini, bilinçli ve yanlış kararlarını, bilinçli ve yanlış uygulamalarını hemen alkışlayıp topluma tolere ettirmeye çalışıyorlar. Fark ettiğiniz üzere bilinçli ve yanlış sıfatlarını özellikle kullandım. Zira bilinçli şekilde yanlış yapmak, bir nevî alttan oymak, arkadan iş çevirmek ya da tabiri caizse davaya ihanettir. İbrahim Çetin bana isim vermese de son zamanlarda sözde Ak Parti içindeki muhalif eleştirileri bu bağlamda değerlendiriyor ve fütüristimize hak veriyorum. Tabi duyduğum, gördüğüm bildiğim her şeyi sizlerle paylaşamayacağım.

Bazı kurumların kapatılıp küresel siyonist şirketlerin ekmeğine yağ sürülmesi, tarıma destek diye dağlara domuz bırakılması, sentetik ilaç sektörü toplumumuzu sinsice hasta bir topluma dönüştürürken hiçbir önlem alınmaması, kurumların iş verimliliğinin düşmesi sonucunu doğuracak mevzuat çalışmalarının yapılması gibi yüzlerce belki de binlerce faaliyeti, yukarıda anlattıklarıma örnek gösterebilirim.

Bu gidişatın sonucunda önlem alınamazsa ne olur? İlk başkanlık seçiminde Ak Parti ve MHP koalisyonu % 50’yi göremez. İddialı ve hoyrat tavırlarla ortaya çıkan Meral Akşener’in partisi, artı CHP ve artı HDP koalisyonu ise şu an için berrak bir gelecek vaat etmiyor. Her şey güçlü bir lider adayının varlığına bağlı. Ancak hemen belirtmek isterim ki Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, şu an ki hâliyle Ak Parti’nin aleyhine ve değerli fütüristimiz 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa Değişikliklerinin bilinçli tuzaklarla dolu olduğunu, Ak Parti’nin kendisini mayın tarlasına attığını söylüyor. Referandum sürecinde tüm FETÖ militanlarının Anayasa Değişikliğine “evet” oyu verilmesi için tembihlenmesini de bu öngörüsüne bir gerekçe gösteriyor.

FETÖ demişken… FETÖ ile başarılı bir mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası açısından olmazsa olmaz öneme sahip olduğunu belirtmek isterim. Bu iş bu kadar ciddidir. Mücadeleyi sulandırmaya yönelik faaliyetlerin gözlenmesi ve acil müdahale edilmesi noktasında sıkıntılar yaşanması, 2018 yılında Türkiye’yi bekleyen tehlikelerin başında geliyor. Zaten şu anda açığa alınıp sokaklarda gezen onbinlerce FETÖ militanı, Türkiye için en az PKK kadar tehdit oluşturmakta. Bu tehlikenin bertarafı için mutlaka önlemler alınmalı. Aksi takdirde 2018’de olmasa bile sonraki yıllarda rövanş saikli yeni menfur teşebbüslerle mutlaka karşılaşacağız. Unutmayalım ki ordumuzun da on yılda bir darbe yapma alışkanlığı var ve can çıkmadan huy çıkmaz. Ve dostlar da her zaman acı söyler!

Siyaseten biraz uzaklaşalım. 2018 yılında kış, ılıman; ilkbahar, tatsız; yaz, çok sıcak; sonbahar ise kuru geçecek. Bu yağış kıtlığına karşı da ciddi önlemler alınması, mevcut tedbirlerin takviye edilmesi gerekiyor.

Hükûmetin gizli programında ABD Dolarının TL karşısında çıkabileceği en üst limit 4 olarak belirlenmiş durumda. Bu sebeple ABD Doları zaman zaman 4 TL sınırını zorlayacak olsa da hiçbir zaman bu limiti geçemeyecek. Ola ki geçerse biliniz ki ciddi bir ekonomik buhranla devresine gireceğiz ve bu devreyi bir dizi siyasi çalkantı takip edecektir. Zira dış odaklar siyasal krizleri ekonomik krizlerden bağımsız düşünmezler.

2018’de erken seçim olur mu? Hayır! Böyle bir teşebbüs Ak Parti için hezimet olur; zira gündemde yapılması gereken çok önemli icraatlar var. Genel bir ekonomik iyileşme ve Suriye/Suriyeli krizine çözüm bulmak gibi gerçekten öncelikli ihtiyaçlar var. 2018’e girerken her alanda yapılan fahiş zamlar toplum nezdinde genel bir hoşnutsuzluğa neden olmuş bulunuyor.

Biraz da global konjönktüre bakalım:

Doğu’nun yükselişi, Batı’nın çöküşü devam ediyor. Türkiye artık safını belirlemeli. Kuzey Kore’de sürpriz bir çözülme gerçekleşiyor. Güney Kore ile Japonya arasındaki Kuzey Kore kaynaklı yakınlaşma, yerini eski gerginliklere bırakıyor. ABD, önümüzdeki süreçte Uzakdoğu’da bir savaşa girmeyi kesinlikle düşünmüyor. ABD, petrol, doğalgaz, toryum, uranyum, altın gibi madenlerin bolca bulunduğu ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı Ortadoğu’ya yoğunlaşmış durumda. Ancak Büyük Ortadoğu Projesinin iflas etmesi nedeniyle dış politikada büyük krizlere doğru koşar adımlarla ilerliyor. Öte yandan ABD içinde ayrışma sesleri ve sokak protestoları daha yüksek sesle duyuluyor. ABD’li düzen muhaliflerinin kendilerine geniş vizyonlu, samimi ve karizmatik bir lider bulması şart. Bu durumda Porto Riko’dan Californiya’ya kadar ardı ardına patlak verecek toplumsal huzursuzluklarla Türkiye gibi ülkeler rahat nefes alacak.

Batı Avrupa’da ise siyasal ve ekonomik açıdan toparlanma girişimlerine tanıklık edeceğiz. Bu hassas süreçte İngiltere’den sonra İtalya gibi bir ülkenin daha AB’den çıkması ve arkasından Türkiye’nin AB ile köprüleri net şekilde atması -ki elzemdir- AB projesini kâğıt üzerinde bırakacak, Almanya ve Fransa’yı çok güç duruma sokacaktır.

Değerli fütüristimizle sohbetlerimden edindiğim intibayı karınca kararınca sizlere aktarmaya çalıştım. Daha spesifik öngörüleri ve birtakım felaketvâri tahminleri ise yazmayacağım. Zira değerli dostumuz, Bulgarlar’ın Baba Vanga’sının ne mesleğini ne de şöhretini elinden almaya niyetinin olmadığını, hâlinden memnun olduğunu açıkladı.

Şimdilik bu kadar. Tüm dava arkadaşlarımıza harikulade bir 2018 dlerim.

YORUMLAR

  • 0 Yorum