Damat candır, damat kandır. Halk içinde dahi muteber bir nesne yoktur damat gibi. Hatta olmaya devlet cihanda bir nefes damat gibi. Şairliğim mi tuttu bilmiyorum ama son zamanlarda damatların gördüğü olağanüstü itibarı deliler gibi kıskanıyorum, çatlıyorum. İşin kötü tarafı kendimi bildim bileli bekarım. Henüz iki dirhem bir çekirdek damat olamadım. Allah büyük, gün geçer, devran döner, bir de bakmışsınız ki benim bir damadım olmuş… Onu öylesine el bebek gül bebek koruyup kollarım ki kafasının altına yastık, dişlerinin arasına fıstık olurum. Gerçekten de damat aşktır, tutkudur, hayattır, bir tatlı heyecandır.
Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği’mizin (TAY-DER) avukatlarından Sayın Burak BEKİROĞLU; Bülent ARINÇ, Suat KILIÇ, Hüseyin ÇELİK ve Sadullah ERGİN hakkında FETÖ iltisakları nedeniyle geçen sene suç duyurusunda bulunmuştu. Epey gürültü kopmuştu. Bu isimlerden Bülent ARINÇ’ın bir FETÖ derneğinde başkanlık yapan damadı Ekrem YETER’in sabit ikametgahı olduğu gerekçesiyle tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Geçenlerde de Kadir TOPBAŞ’ın damadı FETÖ sanığı Ömer Faruk KAVURMACI’nın sıhhî rahatsızlık nedeniyle tutuksuz yargılanmasına itiraz etmiş ve ilgililer hakkında adli girişimlerde bulunmuştuk. Bu kıyak hareketimiz de kamuoyunda çok yankı buldu. Acaba neden! Neden olacak, kamuoyunun vicdanı sızım sızım sızlıyor da ondan. Oysaki damatlara dokunulmaması gerekir. Ne istiyorlar bu damatlardan anlamadık gitti. Damatsız kalan bir siyasinin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. Yoksa siyasilere mi garazları var, onu da anlayamadık. Halbuki o siyasiler ki her biri damadın temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli…
Şimdiye kadar anlattığımız “damat mülkün temelidir” doktrininin karşı doktrinleri de var. Bunlardan biri, “adalet mülkün damadıdır” diyenler. Onlara göre adalete mutlaka vurgu yapılmalı, mülkün altı çizilmeli, damat ise üçüncü edilgen şahıs olmalıdır. Görüldüğü üzere her halükârda mülk önemli. Nasıl olmasın ki? Ömer Faruk KAVURMACI’nın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Aydınlı Grubu’nun ticari teşebbüslerine, markalarına (Pierre Cardin, Cacharel, US Polo vs.), yatırımlarına baksanız dudağınız uçuklar… Bakmaya bakın ama dudağınız uçuklamasın. Elin oğlu ayağını damadına göre uzatmış, güzel güzel zengin olmuş, malı yığmış, size ne oluyor da dudağınızı uçuklatıyorsunuz.
Bir diğer karşı tez ise “adalet damadın temelidir” diyenler. Burada araç, adalet; amaç ise damadın temeli oluyor. Damadın temeli deyince burada yine bir mülk arayabiliriz. Yanı sıra güç, iktidar, itibar, istikbal gibi daha değişik parametreleri de sıralayabiliriz. Ne de olsa temel dediğin demirden, betondan sapasağlam bir şey olmalı. Temel demişken de bir fıkra anlatmadan geçmek olmaz. Temel bir gün hemoroid ameliyatı olacakmış. Yarım düzine de doktor damadı varmış. Hepsi ameliyata girmiş. Maskelerini takmışlar. Temel onlara dönerek: “Ula poşina yüzinüzü saklamayun, hepinizi tanirum” demiş.
Böyle güncel tezler birbirini kovalayadursun Türkiye’mizin gündemi ısındıkça ısınıyor. Katar’dı, Musul’du, Suriye’ydi derken bir de damatlar vakası ile didişmek gerçekten can sıkıcı bir durum. Kaldı ki damadı alan Üsküdar’ı geçmiş zaten. İşin kötü tarafı şu ki FETÖ mücadelesinde açık arayanlar, fırsat arayanlar, koz arayanlar için malzeme verilmiş oluyor. İyi hoş da bu damatcanların sabit ikâmetgahı olmasın mı, uyku apnesi olmasın mı? Onlar insan değil mi? Nedir bu şiddet, bu vahşet, nedir bu damat hıncı yahu? Biz ki Damat İbrahim Paşalar görmüş bir ejdadın torunuyuz, nedir bu damat tahammülsüzlüğü? Düşündükçe insanın yüreği cız ediyor, gözleri doluyor… Oysaki damatlar adaletin gülüdür, mülkün bülbülüdür.
Ama İstanbul ağır ceza mahkemesi damat dinlemedi YARGININ ÜSTÜNDE KİMSE OLAMAZ, başlatma uyku apne ne, diyerek geçici damat hükümdarlığına son vererek şehitlerimiz ve gazilerimiz olmak üzere Türk milletinin içini rahatlattı. Damatlar üzerinden pirim yapmak isteyen, kargaşa çıkartan, kripto Fetoşlar da kuyruğunu altına aldı.
İşin özü şu ki Cenab-ı Mevla hepimize yoğurt yiyişi afilli damatlar nasip eylesin inşallah. Vesselam.
YORUMLAR