Reklam
Neslihan GİRGİN

Neslihan GİRGİN

KASIM'IN 10'U

10 Kasım 2021 - 09:03

..........

Sonsuza dek bize hatıra,
Bıraktığı emaneti.
Saçı bile düşse toprağa,
Olurdu matem yeri.
.......
Oğlum bu sabah bu şarkıyı söyleyecek okulunda. Bazı şeyler hiç değişmiyor, değişmeyecek de... Tıpkı benim çocukluğumda hazırlandığım gibi hazırlanıyor bu güne. Sorumluluğu büyük, o da farkında.
"Tören sırasında öyle arkadaşlar ile çok oynamak, konuşmak, gülüşmeler yok, ciddi olmalıyız" diyor.
Konuşuyorlar belliki bugünü. Bugüne

kadar onlara anlatılanlar ile ilgili hepsinin bilgisi de, hassasiyeti de çok. Demekki birçok aile çocuklarına Atatürk'ü, yaptıklarını, umutlarını, hedeflerini anlatıyor.
Güzel hem de çok güzel...

'Atatürk çocukları' diyorlar kendilerine. Geçen gün bir soru sormuşlar öğretmenlerine.
"Nasıl başardı? Nasıl herkes onu dinledi?"

Gerçekten o zamanın koşullarını ve sosyal yapıyı düşünecek olursak ben de aynı şaşkınlık ve hayranlık içindeyim. O dönemin fotoğraflarına baktığımda, hikayeleri dinlediğimde, tarihi okuduğumda Atatürk her yerdeydi, herkesleydi. Nasıl oluyordu her konuyu

aynı anda düşünüp çözüm üretip müdahale edebiliyordu. Müthiş bir zihin, öngörü ve planlama sonucu hepsi.
Tüm meziyetlerin, insanlık adına tüm erdemli duyguların tek kişide bir araya gelmesi hali...
Yine de kelimeler ile anlatılamayacak bir durum...
Hayatını bunları düşünmeye adamış, detaylıca herşeyi analiz eden bir zihnin ürünü bize bırakılan ülke ve değerler. Kalbi yücelik ve iyilikle dolu bir kişi. Biz onun tarihiyle büyüdük, evlatlarımız da bizden öğrendikleri ile çocukları büyütecek elbet.

Atatürk'ün hiç bir zaman ihmal etmediği ve geleceğin teminati olarak gördüğü çocuklar için bizlere bıraktığı bu güzel sözü buradan tekrar etmek isterim.

"Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır."

Bizler bunu yapabildiğimiz sürece ülkemizi yaşatacak, bizleri var edecek değerleri hep el üstünde tutabiliriz. Umutlarımız hep var olur...

Bu gün bir siren çalacak, tıpkı diğer 10 Kasımlar gibi. Tüm ülke aynı anda aynı duyguyu yaşayacak. Tek yürek dedikleri

an... Hüzün, buğulu bakışlar, hayranlık içeren bir minnet. Bir dakika boyunca bu anı paylaşıcaz, her neredeysek belki hiç tanımadığımız kişiler ile.
Olsun hiç mühim değil.
Yıllarca kah otobüste, vapurda, kimi kez karşıdan karşıya geçerken, bazı zamanlar evimizin balkonunda elimizde bayrakla, iş yerinde, okulda karşıladık bu anı. Dakikalara bakdık, hiç unutmadık. Saat 09:05 'te yanımızda kim olursa olsun hep aynı saygı ile yaşadık bu yası.

Sonrasında siren sesi azalıp bitecek, biz yola devam edeceğiz.

İşte asıl, en önemli mesele bu...

Yola devam ederken kendin için, ailen için, vatanın için hangi adımları nasıl bir

karakter ile atacağın.

Peki öğrendiğin değerleri yoğurup koşullar değişse de yaşamla bütünleştirebilecek misin?
Atatürk çocuğu olmayı hiç unutmadan yaşamını şekillendirebilecek misin?

İçinden hepsi için koca bir çığlık yükseliyorsa, işte o zaman izinden gidiyor, öğretilerini takip ediyorsun demektir...

Sevgi ve Saygılarımla...


Psikolog&Aile Danışmanı Neslihan GİRGİN
[email protected]
[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum