Merhaba sevgili okurlarım ZAMANE FİRAVUNLARI ele alalım.
Tarih, kendini yenileyen bir öğretmendir. Firavun’un hikâyesi de bu derslerin en ibret verici olanlarından biridir. Gücün, zulmün ve kibirin zirveye çıktığında nasıl bir çöküşe sürüklendiğinin sembolüdür. Ancak bu hikâye sadece eski Mısır’a ait değildir; zamanın ruhu değişse de Firavunlar hep var olmuştur.
Her çağın kendine ait Firavunları vardır. Gücü elinde tutan, halkını küçümseyen, eleştiriyi susturan, kendini hatasız sanan yöneticiler… Ama bir şeyi unuturlar. En güçlü görünenler bile, en büyük yıkımı yaşarlar. Tarih bunun sayısız örneğiyle doludur.
Kibir Yıkıma Götürür
Güç sahipleri, bir süre halkın desteğiyle ayakta kalır. Ama zamanla bu destek yerine korku ve baskı alır. Eleştiriye tahammül edilmez, çevrelerinde sadece dalkavuklar kalır. Ancak dalkavukların alkışı, gerçeklerin önüne geçemez. Firavun’un karşısına çıkan Musa gibi, her dönemde hakikati söyleyen birileri çıkar. İlk başta küçük görülen bu sesler, zamanla çığlığa dönüşür.
Halkın Gücü Her Şeyin Üstündedir
Firavun’un en büyük yanılgısı, halkı kendi mülkü sanmasıydı. Oysa halk, hiçbir gücün tapulu malı değildir. Zulme sabır gösterse de, günü geldiğinde ayağa kalkmasını bilir. Bugün de benzerlerini görüyoruz: Adaleti görmezden gelenler, halkı sadece bir istatistik olarak görenler, kendi tahtlarının sarsılmaz olduğunu düşünenler… Ancak tarih, hiçbir tahtın sonsuza kadar sürmediğini söylüyor.
Gerçek Liderlik Nedir?
Gerçek liderler, halkı korkuyla değil, adaletle yönetir. Firavun gibi zorbalıkla değil, halkına kulak vererek ilerler. Yıkılmaz sanılan her despotun düştüğünü gördük. O yüzden, bugünün Firavunları da iyi bilmelidir ki, halkın sabrı taşarsa, Nil’in suları gibi önüne kattığını götürür.
Tarih, sadece okuyana değil, ders alana da yol gösterir.
Nuşin Kazak
YORUMLAR