Adam Olmak Kolay Değil
Reklam
Salih Erkek

Salih Erkek

Salih Erkekle Erkekçe

Adam Olmak Kolay Değil

16 Aralık 2015 - 18:12

Göreve başladığım ilk günden bu yana yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiğim Erkekçe programım ile köşe yazılarımda her daim yurdum ve yurdumun insanlarının sorunlarını gündeme taşıdım; her türlü olumsuzluğun üzerine korkusuzca gittim. Tehdit edildim, şahsıma komplolar kuruldu lakin hiç birine boyun bükmeden doğru bildiğim yolda yürümeye devam ettim, yüce Allah’ın verdiği canı kendi canımdır diye taşımadım, kendimi Allah’ıma emanet ettim. Doğruluktan şaşmadım, her zaman vatan-millet dedim. Çıkarcılar bir bir makam mevki sahibi olup servetlerine servet katarken şahsım servetimi harcadım. Bu sebepten dolayı bana aptal diyenleriniz olabilir, varsın aptal desinler; lakin onurluyum, gururluyum, çocuklarımın, torunlarımın, yüzlerce yeğenimin ve sülale mensuplarımın başlarını hiçbir zaman önüne eğdirmedim, ismimle gittikleri her yerde kapılar sonuna kadar hepsine açıldı. Bu da bizler için dünyanın en büyük serveti, hazinesidir… Onursuz, gurursuz yaşamaktansa yalın ayak çöp toplamayı tercih ederiz.

30 yıllık siyaset hayatımda milletvekilliği, belediye başkanlığı haricinde her kademede görev aldım, tüm görevlerime de seçim kazanarak geldim. Şimdilerde ahkam kesen siyasetçileri görüyorum, koltuklarını kaybetmemek adına girdikleri şekilleri görünce ben utanıyorum. Bunların en açık örnekleri CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’de mevcuttur. Her seçimi kaybetmelerine rağmen koltuklarına yapışıp kalıyorlar; onurlu bir şekilde gitmeyi akıllarına getirmiyorlar.

Şimdi gelelim Aziz Kocaoğlu’na…

Seçimlerde “İşimiz İzmir Gücümüz İzmir” sloganıyla İzmirlilerden oy toplayan Kocaoğlu maalesef sloganını hiçbir zaman uygulamadı, işi ve gücü siyasetten bir türlü kopamadı. Şimdilerde CHP İzmir milletvekili olan geçmiş dönem Bornova belediye başkanı Kamil Okyay Sındır’ın Bornova ilçe başkan adayına karşılık Nevzat Kavalar kozunu öne süren Kocaoğlu şimdiyse CHP İzmir il başkanlığı seçimi için tekrar Sayın Kavalar’ı öne sürdü. Kocaoğlu’nun taraflı duruş göstermesi diğer adayları ve aday olmak isteyenleri huzursuz etse de kendisi bildiğini okumaya devam ediyor. Ancak bu durumdan Sayın Kavalar’ın da dikkat etmesi gereken hususlar var. CHP’ye gerçek anlamda hizmet etmiş ve tabanda karşılığı olan Nevzat Kavalar’a Aziz Kocaoğlu’yla beraber hareket etmeden önce geçmiş dönem il başkanı Ali Engin ile istişare etmesini tavsiye ediyorum. Kendisini Aziz Kocaoğlu’nun hırslarına kurban etmemesi gerekli…

Aziz Beye de iki kelam etmek istiyorum...
Sayın Kocaoğlu, siz İzmir ve İzmirlilerin sorunlarıyla ilgilenin, CHP’nin mevcut ilçe başkanları, il delegeleri kendilerine ve İzmir halkına yakışacak, düzgün bir il başkanı bulurlar. Yok ben İzmir siyasetini yönlendirmek istiyorum diyorsanız ekibinizi kurup yapılacak kurultayda CHP genel başkanlığına aday olun. Böylece İzmirliler de sizden kurtulmuş olur bilmem anlatabildim mi?

Siyasete girmişken AK Parti İzmir il başkanı Bülent Delican’ı yazmazsak olmaz…
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde başarı sağlayamayan Bülent Delican’ın tavırlarını hayretler içinde izliyorum. 7 Haziran’da 100 binlerce oy kaybına sebep olan Delican 1 Kasım’da İzmir’e gelip AK Parti’yi İzmir’de şahlandıran Binali Yıldırım’ın başarısını kendisine mal etmeye çalışıyor. Bana inanın, Ak Parti kurmayları İzmir’e Binali Yıldırım kozunu sürmemiş olsaydı Ak Parti 1 Kasım seçimlerinde İzmir’den en fazla üçer milletvekili çıkarabilirdi. Delican’a tavsiyem, Sayın Binali Yıldırım’ın başarısını kendi başarısı gibi göstermekten vazgeçsin, kendisini Ak Parti’nin üst yöneticilerine İzmir’in kahramanıymış gibi sunmasın. Koltuğunu korumak için büründüğü kahramanlık kılığıyla çok komik oluyor…

Bir de Ak Parti yöneticilerine seslenelim…

7 Haziran’ı sizler zaten gördünüz; ancak İzmir il başkanınız Bülent Delican’ın 1 Kasım seçimlerinde hiçbir fonksiyonu yoktu. Sizlere Delican’ın İzmir’deki hizmetlerini yazayım; İzmir halkını ve Ak Parti üyelerini ve hatta ilçe teşkilatlarını, danışma kurulu üyelerini küstürdü, gerek partili gerek halktan tarafını arayanların telefonlarına çıkmadı, il başkanlığına gelenlerle kabul buyurup görüşmedi, vatandaşın sorunlarına duyarsız kaldı, nadiren makamında habercilere poz vererek, genellikle de temas kurmadan yolladıkları servis haberlerle basına çıktı, kendi tanınırlığını ön planda tutmaya çalıştı.

Benim anlayamadığım, kendisini yakından tanıdığım, gecesini gündüzünü vatanına – milletine harcayan, vatan ve millet uğruna can siper uğraş veren Başbakan Ahmet Davutoğlu, her biri birbirinden kıymetli bakanları, milletvekilleri ve genel merkez yöneticileri, halkını kucaklayacak, samimi, çalışkan onlarca il başkan adayı bulunabileceği yerde nasıl olurda İzmir gibi bir şehrin il başkanını göz ardı ediyor?

Yazım aracılığıyla Sayın Delican’ı koltuğunda tutmaya çalışanlara da bir çift söz söylemek istiyorum.

Sizler Sayın Delican’ın bir icraatını gördünüz mü? İzmir halkının, kendisine yalakalık yapanların haricindeki teşkilat üyelerinin, ilçe başkanlarının kendisinden memnun olduğunu duydunuz mu? Duymadıysanız daha ne duruyorsunuz? Sayın Delican bulunmaz hint kumaşı mı?

Bu konuda Ak Parti teşkilatlarına da görev düşüyor. Korkarak, susarak başarıya ulaşamazsınız. Korkmadan, çekinmeden olumsuzlukları dile getirin ki gelecek yerel seçimlerde “biz İzmir’i yine neden kazanamadık” diye düşünmeyin.

Yazımın başlığında da dedim ya, adam olmak kolay değildir; yürek işidir…

Her şey yurdum ve yurdumun insanları için...

YORUMLAR

  • 0 Yorum