Reklam

“ÖNCELiK TOPLU TAŞIMA OLMALI”

Trafik Denetleme Şubesi, Bölge Trafik Şubesi, Trafik Tescil Şubesi ile Dikili Emniyet Müdürlüğü’nden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Sabancı ve Trafik Denetleme Şube Müdürü Şamil Özsoğulu İzmir trafiğinin keşmekeşliğinin sebebi ve vatandaşların dikkat etmesi gereken hususları Gazetem İzmir’e anlattı

“ÖNCELiK TOPLU TAŞIMA OLMALI”

Trafik Denetleme Şubesi, Bölge Trafik Şubesi, Trafik Tescil Şubesi ile Dikili Emniyet Müdürlüğü’nden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Sabancı ve Trafik Denetleme Şube Müdürü Şamil Özsoğulu İzmir trafiğinin keşmekeşliğinin sebebi ve vatandaşların dikkat etmesi gereken hususları Gazetem İzmir’e anlattı

“ÖNCELiK TOPLU TAŞIMA OLMALI”
10 Ekim 2017 - 09:58

Trafik Denetleme Şubesi, Bölge Trafik Şubesi, Trafik Tescil Şubesi ile Dikili Emniyet Müdürlüğü’nden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Sabancı beraberinde Trafik Denetleme Şube Müdürü Şamil Özsoğulu ile birlikte İzmir trafiğinin keşmekeşliğinin sebebi ve vatandaşların dikkat etmesi gereken huşuları Gazetem İzmir İmtiyaz Sahibi Salih Erkek’e anlattı.
Özellikle trafiğin rahatlaması için vatandaşın basit kural hataları yapmaması gerektiği ve trafik adabı ile disiplinine dikkat etmesi gerektiğini dile getiren Arslan, rahat ve trafiksiz bir yolculuk için İzmir halkının toplu ulaşıma sevk edilmesi gerektiğini de vurguladı.
Büyükşehir Belediyesi tarafından ulaşımı kolaylaştırıcı hamlelerin mutlaka yapılması gerektiği ve bunlarla ilgili çalışmalar yapılırken vatandaşların biraz daha sabırlı davranması gerektiğini de sözlerine ekleyen Sabancı , “Dikkat ederseniz bir çok araçta tek sürücü bulunuyor. Bu trafiğe ayrı bir külfet getiriyor” dedi.
Trafik Denetleme Şube Müdürü Şamil Özsoğulu ise trafiğin rahatlaması anlamında basit kural hatalarına dikkat edilmesi ve parklanmalar yapılırken vatandaşın biraz daha bilinçlenmesi gerektiğini dile getirerek, “Parkla ilgili ihlaller çok olduğu zaman bizim trafiği açma ve trafiği yönlendirmeyle ilgili gücümüzü parkla alakalı konuları çözmeye kaydırmamız gerekiyor. Buda bize ve şehir trafiğine negatif olarak yansımasını görüyoruz” şeklinde konuştu.

Salih Erkek: İzmir trafiğinin keşmekeşliğin belirsiz oluşunu neye bağlıyoruz?
Hakan Sabancı-
İzmir trafiği keşmekeş derken Türkiye’de belki de şuanda Anadolu şehirlerimizi hariç tutarsak, Büyükşehir ve bütün şehirlerimizde bir keşmekeşlik var. Bu keşmekeşliği şehirler olarak sıralarsak Ankara, İstanbul ve onun peşine de İzmir trafiği başı çekebilir. Bunun genel problemi şehrin altyapısı belli ve yeni altyapı çalışmalarını yapmak ve uzun yatırımlar yapmak istenilen bir şey fakat bu yavaş ilerleyen projeler. Bu yatırımlar yapılırken de hızla ilerleyen bir araç sayısı var. Her gün onlarca araç trafiğe ekleniyor ama yollarımız aynı yollar. Bir şeyler yapılsa bile artan araç sayısına yetişmiyor. Dolayısıyla İzmir’de de başta altyapı çalışmaları olmak üzere bazı çalışmalar yapılması mecbur. Fakat bu çalışmalar dediğim gibi 2 günde bitecek projeler değil. Birbirine karşı bir dengesizlik var. Yani trafik keşmekeşliğinin birinci genel problemi bu. Daha genel konuşmak gerekirse, trafik kültürünü ben sürekli dile getiriyorum ama trafikte saygı, disiplin ve trafik kültürü olmak zorunda. Küçük yaşta başlayıp yaşlanana kadar bu trafik hayatımızın bir parçası. Sokağa çıktığın anda yaya olarak, sürücü olarak veya yolcu olarak trafik içerisinde yaşıyoruz. Dolayısıyla trafik kültürünün, trafik bilgisinin ve trafik ahlakının tüm toplumda, yemek ve içmek gibi bir temel ihtiyaç olduğunu bilmek gerekiyor. Bunun eksikliği de bu keşmekeşliğin bir parçası.
Salih Erkek: Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı tramvay çalışmalarında programsız çalışması nedeniyle de bir keşmekeşlik yaşanıyor. Örneği Karşıyaka ve Alsancak çalışmaları bu keşmekeşlikte büyük bir payı yok mu?
Hakan Sabancı- Kentlerde yapılan altyapı çalışmalarında ister istemez bir keşmekeşlik yaşanıyor. Bir sokakta bir inşaat olduğu zaman bile sokağın yarısı kapatılıyor ve o sokakta trafik sıkıntısı yaşanıyor. Şuanda bu keşmekeşlik çalışma olduğu için yaşanıyor, asıl bittikten sonra tramvayın şehre ve trafiğe, bir de vatandaşlara katkısı nedir şeklinde yorumu şimdiden yapmaktansa o zaman görmeyi tercih ederim. Evet şuan tramvay çalışması bir keşmekeşlik yarattı mı diye sorarsanız evet mecburen yarattı. Çünkü yol üzerinde bir çalışma var.

Salih Erkek: Vatandaşlar yapılan çalışmalardan dolayı isyan edecek boyuta zaman zaman geliyor ve bazıları da emniyet müdürlüğünün trafikle ilgili çalışma yapmadığını dile getirerek haksız bir eleştiri de bulunuyor. Sizin bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
Hakan Sabancı-
Evet haklısınız. Ey polis sen ne iş yapıyorsun diye eleştiri de bulunan var ama bunu bir orantıya vurursak çok cüzzi bir kısımda olduğunu biliyoruz. Sonuçta vatandaşımız da yolda bir çalışma olduğunu görüyor. Orada hakkaniyetli bir eleştiri var ama bize o anlamda çok fazla eleştiri oku yönetilmiyor. Belediye ye gerçekten bir eleştiri yumağı var ama şöyle de bilinmesi gerekiyor ki demin de söylediğim gibi orada bir altyapı çalışması var. O mecburen bir keşmekeşlik yaratıyor. Oradaki inşaat çalışması bitene kadar olabilecek en alternatif yollara vatandaşlarımızın yönelmesi gerekiyor ve bizde o yollara veriyoruz. Ama her zaman yedek olan daha kalitesiz olur ve geçici olarak vatandaşlarımızın buna katlanması gerekiyor. Eleştiri anlamında bakıldığı evet bize de eleştiriler geliyor ama sorunun Trafik Polislerinden kaynaklanmadığını insanlarımız biliyor.
Salih Erkek: Sizce tramvay çalışması gerekli miydi?
Hakan Sabancı- Çıkış noktası aslında şu. İnsanları şehir halkını toplu ulaşıma özendirmeli ve sevk etmeliyiz. Toplu ulaşımla ilgili otobüsler alınır, güzergahlar açılır, tramvay ve metro yapılır ve insanlar kendi özel araçlarından ziyade toplu ulaşıma özendirilmelidir. Dünya’nın her yerinde de böyledir. Bu çalışma da toplu ulaşıma sevk için yapılan bir çalışma olduğu için ben burada ezbere konuşmaktan ziyade tramvayın çalışmasından sonra İzmir halkının genelinin vereceği karara göre o zaman konuşabiliriz.


Şamil Özsoğulu- İzmir merkezindeki trafikle alakalı bakarsak, biz trafiği daha nasıl rahatlatabiliriz şeklindeki görüşlerimizi kim haklı kim değilden ziyade mevcut durumda biz insanlarımızı daha nasıl bilinçlendirebiliriz konusunu konuşmamız lazım. Öncelikli olarak burası bir büyükşehir ve insanlarımız özellikli olarak toplu taşımalara yönlendirilmesi gerekiyor. Biz her işimizi, her ihtiyacımızı kendi özel aracımızla gidermememiz gerekiyor. ¬Her yere özel aracımızla gittiğimiz zaman tramvay çalışması olsa da olmasa da mevcut yolları rahatlıkla kullanamayız. Tramvay çalışmasına çok takılmamız gerekiyor. Kim doğru kim yanlış yapıyoru konuştuğumuz zaman doğruyu bulamayız. Bizim burada söyleyebileceğimiz ayrıca bir husus da şudur ki, vatandaşlarımızı toplu taşımaya sevk etmekle birlikte özellikle parkla ilgili ihlalleri en aza indirmemiz gerekiyor. Parkla ilgili ihlaller çok olduğu zaman bizim trafiği açma ve trafiği yönlendirmeyle ilgili gücümüzü parkla alakalı konuları çözmeye kaydırmamız gerekiyor. Buda bize ve şehir trafiğine negatif olarak yansımasını görüyoruz. Tramvay çalışması olsa da olmasa da trafiği temel öğelerini bilinçlendirmemiz gerekiyor. Oda az önce söylediğim gibi toplu taşıma ve basit kural ihlallerine dikkat etmemiz lazım. Vatandaşımızı Gazi Bulvarı veya Fevzipaşa’da yaptığı basit bir park ihlalinin trafiğe çok ciddi bir yansıması oluyor. Vatandaşlarımızın bize nasıl yardımcı olabilir sorusuna da en güzel verilebilecek cevap bence budur. Trafik kazalarıyla alakalı bazı huşular var. Aşırı hız, kırmızı ışık ihlali ve alkollü araç kullanılması direk trafiği ve trafik kazalarını etkileyen faktörler. Bunları sırf biz ceza yazıyoruz ve herhangi bir cezai yaptırımı var diye de vatandaşlarımız bu kurallara uymamazlık yapmasınlar. Vatandaşlarımız şehir içerisinde acele etmemeleri de gerekiyor. Şehir içerisinde vatandaşlarımız hızlı gittikleri takdirde en fazla 3-5 bilemezdiniz 10 dakika daha erken varacağı yere varıyor.

Salih Erkek: Emniyet kemeri konusunda vatandaşlarımıza uyarılarınız nelerdir?
Şamil Özsoğulu-
İl Emniyet Müdürümüzün talimatı ile şuan tüm emniyet personeli özellikle polis araçlarında, tüm ekipler ve tüm personel emniyet kemeri takma zorunluluğu var. Biz hem vatandaşlarımıza örnek oluyoruz hem de emniyet kemerinin olmamasının en basit trafik ¬kazasında bile yaralanmaları vatandaşlara gösteriyoruz. Örneğin araçta hiç hasar olmaya bilir ama emniyet kemeriniz olmadığı için sizde ciddi zararlar olabilir. Bu konuda vatandaşlarımızdan rica ediyoruz, emniyet kemeri kullanılsın.

Salih Erkek: Peki Körfez geçişine karşı olan vatandaşlarımız bulunuyor. Bu Körfez Geçişi Projesi yapıldığında vatandaşlarımıza ne gibi katkıları olabilir.
Hakan Sabancı:
Bu tarz altyapı çalışmalarının büyükşehirlerde olması gerekiyor. Dünya’nın her yerinde de yapılıyor. Körfez Geçişiyle ilgili neden veya niçin itiraz ediliyor dan ziyade bu tarz ulaşımı kolaylaştırıcı altyapı çalışmaları mecburiyettir. Bu çalışmalar her büyükşehirde olduğu gibi İzmir’de de olmalıdır. Fakat neyin nasıl olacağı mühendislik anlamında tüm uzman kurumların denetlemesi, incelemesi ve karar vermesi gerekiyor. En doğrusu neyse o yapılmalıdır. Ulaşımı kolaylaştırıcı hamleler mutlaka yapılmalıdır, bunlar da bu hamlelerden birisi olarak değerlendirilebilir.

Salih Erkek: Vatandaşlarımız araçlarını cadde üzerine park ediyor ve 2 araç yan yana bile geçemeyecek duruma geliyor. Bu konu vatandaşlarımıza uyarılarınız nelerdir?
Şamil Özsoğulu-
Bu konuyu bizde özellikle vurguluyoruz. Az önce biz Fevzipaşa ve Gazi Bulvarını örnek verdik fakat buna kentin bir çok noktasını etkileyebiliriz. Biz trafik polislerimiz ile birlikte şehrin her yerini denetleme şansımız yok. Olası da değil zaten. Şimdi burada vatandaşlarımız mevcut levhalara ve yasaklara herhangi bir trafik polisinin uyarısı olmadan uyması gerekiyor. Bu levhalara ve yasaklara uymak zaten bir çok problemi ortadan otomatik olarak kaldıracaktır. Kritik noktalar ve yoğun kavşaklarda kendimiz müdahale ile zaten gerekeni yapıyoruz. Bu bizim zaten asli görevimiz. Ama bizim her sokağa, her caddeye park denetimi anlamında yetişmemiz mümkün değil. Yetiştiğimiz takdirde biz trafik kazalarına etken denetimlerden ödün vermek zorunda kalıyoruz. Bu konuyla alakalı vatandaşlarımız trafik polisine ihtiyaç duymadan kendi bilinçleriyle ortadan kaldırmasını rica ediyoruz.
Hakan Sabancı- Örneğin bir yerde bir parklanma mevcut ve vatandaşlarımız çift sıra parka yöneliyor. Vatandaşımızın özellikle çift sıra parkı yapmaması için polisin o aracı çekmesi gerekiyor. Çünkü insanların kafasındaki mantık bu. Buradan arabam çekiliyor ondan dolayı ben aracımı buraya park etmeyeyim diye düşünüyorlar. Fakat arabamı buraya çekersem hem trafik sıkışacak hem de diğer aracın sürücüsünü zor durumda bırakırım diye düşünmesi gerekiyor. Belki orada bir hasta olacak ve o araç sahibi çıkamayacak. Yani polis aracımı çekecek korkusu yerine, ‘Ben bu aracın yerinde olsam’ diye düşünmesi gerekiyor. Herkesin başına bir polisi dikmemiz mümkün değil, zaten korku salarak, ceza ve yaptırım korkusuyla toplumu da yürütemeyiz. Bu anlamda özellikle vatandaşımızın birbirimize büyük bir saygısı olması gerekiyor.

Salih Erkek: Trafik disiplini diye birşeyden bahsettiniz bu konuyu biraz açabilir misiniz?
Hakan Sabancı-
Dikkat ederseniz bir çok araçta tek sürücü bulunuyor. Bu trafiğe ayrı bir külfet getiriyor. Veya başka şekilde anlatırsam bakın örneğin yolda bir akım var. Bunun yanı sıra şerit disiplinine uyulması gerekiyor. Sağ şeritten de gitsen yavaş yavaş gidiyorsun, sağı bırakıp soldan gitsen de yavaş yavaş gidiyorsun. 10 metre sağ taraf biraz öne ilerliyor biraz sonra orası duruyor vatandaş hemen sağ tarafa geçiyor. Sen yan taraf akıyor diye bir oraya bir buraya şerif değişikliği sürekli yaparsan bu trafiği ister istemez yavaşlatıyor. Orada sen şeritleri değiştiriken arkandaki bri vatandaşın kısa aralıklı frene basması arkandaki vatandaşları daha da sıkıştırıyor. Yoldan ayrılma noktasına gelene kadar mevcut şeridini korursan ve sol şeridin sollama şeridi olarak kullanırsan biraz daha trafik rahatlayacaktır.

Salih Erkek: Kaçak S Plaka ile taşımacılık yapan sürücülerimiz bulunuyor ve bu anlamda geçtiğimiz aylarda da bir çocuğumuz hayatını kaybetti. Bu konudaki önlemleriniz nelerdir?
Hakan Sabancı-
Bununla ilgili olarak yaz ortasından bu yana neler yapabilir şeklinde çalışmalar gerçekleştirdik. Türkiye genelinde bizler İzmir olarak kaçak servislerle ilgili en fazla uygulama yapan veya işlem yapan illerden biriyiz. Bu konu bizler için çok önemli. Dediğiniz gibi acı bir olay yaşadık ve inşallah son olur ama benzer olaylar geçmiş yıllarda da daha farklı şekilde yaşanmışlıklar bulunuyor. Kaza yaparak çocuklarımızın ölümüne veya yaralanmasına sebep olan hadiseler başımıza geldi. Onun için bizler için çocuklarımız çok önemli. Bizim birinci önceliğimiz bu ve bu anlamda çok fazla denetimlerimiz bulunuyor. Yalnız şunu da belirtmek isterim ki bizim denetimlerimiz hem kaçak servislerle ilgili hem de S plakalı araçlarımızın nizami olmasıyla alakalı. Bizim için ikisi de çok önemli. Bir aracın çocuklarımıza zarar vermesi kaçak servis olmasından dolayı olmayabiliyor. Normal servistir ama üzerine düşen hem evrak hem de kriter olarak görevlerini yerine getirmemiş olabilir. S Plakadır, evrakları ve kriterleri tamdır ama sürücüsü tam kapasiteli bir sürücü değildir. Bizim bu anlamda da çalışmalarımız ve denetimlerimiz bulunuyor. Fakat bugün kaçak olan her şey nasıl toplumumuz için her zaman tehlikeli bir şeyse kaçak olan servis de bu anlamda tehlikelidir. Bizde bu anlamda gerekeni yapıyoruz. Biz vatandaşlarımızın ve meslek odalarımızın da bu anlamda ihbarlarını bekliyoruz.
Salih Erkek: Sosyal medyada trafikle ilgili bir çok paylaşımlar yapılıyor bunlarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Hakan Sabancı Evet, sosyal medya da bazı gruplar oluşturuldu ve bunlar çeşitli isimler altında insanlar birbirleriyle görmüş olduğu trafik ihlallerini paylaşıyorlar. Yolda ciddi bir trafik ihlali görüyor ve insanlarımız bunu fotoğraf veya video olarak sosyal medya da paylaşıyorlar. Servislerle de ilgili paylaşımlar oluyor. Bu güzel bir şey ve biz insanlarımızın yaptığı bu paylaşımları sonuna kadar destekliyoruz fakat rahatsız olduğumuz bir konu var. Vatandaşımız çok ciddi bir trafik ihlalini görüp sosyal medya da paylaşıyor ama bunu polisle paylaşmıyor. Bunu vatandaşlarımız sosyal medyada birbirleriyle paylaştıkları gibi bir de 155’e haber verseler, şuanda yolda bir araç gördüm içi tıklım tıklım çocuk dolu bir okul servisi olduğunu sanıyorum diye ihbarda bulunsa biz anında gereğini yaparız. ‘Bakın ne hale geldik görüyor musunuz?’ diye paylaşım yapıldığı kadar bize de bilgi verilmesi gerekiyor. Paylaşmayın demiyorum paylaşılsın ama bize de bilgi verilsin. Biz o sürücüye gerekeni yapalım ve yaptırımı uygulayalım. Ben son günlerde son bu konu oldukça rahatsız ediyor. Ben o paylaşımı gördüğümde o araç çoktan gitmiş kaybolmuş oluyor. Bu anlamda vatandaşlarımız biraz daha bilinçlenebilir. Dediğim gibi benim gözüm kulağım vatandaş olmalı. 155 ihbarları çoğaldıkça inanıyorum ki trafik hataları ve ölümcül kazaların sayısı da ister istemez düşecektir. Biz vatandaşımızın gözümüz kulağımız olmasını çok istiyoruz. Örneğin yurtdışında vatandaşlar trafikte ciddi bir kural olduğunu ve gece karanlığında kimse yokken bile sürücülerin kırmızı ışıkta beklediğini söylüyor. O vatandaş duruyor, kendini ve trafiği herhangi bir tehlikeye atmıyor ama bir başkasının kendisini ihbar etmesinden de korkuyor onun için kurallara uyuyor. Bizde tam tersi radarı bile birbirimize söylüyoruz. Kural ihlali yapacak insanlara çanak tutuyoruz. Dediğim gibi 155 Polis İhbar hattı bu konuda aktif olarak çalışsın istiyorum. Bir de şunu sürücülerimizin bilmesini çok istiyorum. İl Emniyet Müdürümüzü talimatı ile hangi birimde çalışırsa çalışsın tüm polis memurlarımızda makbuz tutanağı var. Görmüş olduğu ihlali tüm polis memurlarımız sanki trafik polisi gibi tutanağını tutabiliyor ve cezai işlem yapılması için bize teslim ediyor. Yani biz sokaktaki trafik polisi sayımızı bu anlamda arttırmış olduk. Bu önemli bir projedir. Bilinsin ki şuan her polis trafik polisidir.

Salih Erkek: Sahil şeritlerinde bisikletli trafik polisleri bulunuyor ve bu vatandaşın oldukça dikkatini çekip, hoşuna gidiyor. Bu projeden de biraz bahseder misiniz?
Hakan Sabancı-
Şuanda Karşıyaka başta olmak üzere diğer sahil şeritlerimizde de sayıları az da olsa adına ‘Beyaz Kırlangıçlar’ dediğimiz bisikletli trafik polislerimiz bulunuyor. Özellikle sahil bandındaki sokaklarda ve caddelerde trafik düzeniyle alakalı olarak bisikletli trafik polislerimiz görev yapıyor. Bunların vatandaşlardan geri dönüşlerini çok olumlu aldık. Vatandaşlarımız kendi kız kardeş ve kendi evlatları gibi bu polislerimizi benimsediler. Biz bu polislerimizin personelimiz geldikçe sayılarını da arttırmayı hedefliyoruz.

Salih Erkek: Kentimizde tuzak radarınız bulunuyor mu?
Hakan Sabancı-
Ben bu tabirin kullanılmasından oldukça rahatsız oluyorum. Aslında doğru ama tuzak diye bir şeyin söz konusu olmaması gerekiyor. Mantıken düşündüğümüzde hız limitinin 70 km olduğu bir şehir içi yolda eğer sen 120 km ile gidiyorsan ve bu ülkede radar diye polisin bir uygulaması varsa, ‘Sen buraya radar koyduğunu söylemedin’ demiş olmak biraz abes kaçıyor. O yolun hız limiti 70 ve sen 120’ye çıkmışsın ama radar olduğunu bilmiyorsun ama kuralın 70 km olduğunu biliyorsun. Bunun için tuzak olarak değerlendirilmemesi gerekiyor. Ayrıca bir kişinin sosyal medyada ben bu yolda radar gördüm diye belirtmesi beni inanın hiç üzmüyor. Hatta hoşuma bile gidiyor. Benim derdim tuzak kurup da insanları faka bastırıp onlara ceza kesmek değil. Benim polis olarak derdim o güzergahta insanların hız limitine uygun gidip kazaya sebebiyet vermemesi. Eğer vatandaşlarımız o yolda radar olduğunu birbirlerine haber veriyor da insanlar orada hızlı gitmiyorsa zaten benim adıma yapmak istediğimi vatandaş yapmış oluyor. Tekrar söylüyorum ben o radarı o kurallar uyulsun diye koyuyorum. Eğer insanlar orada kurallara uyuyor ve herkes dikkat ediyorsa benim radarım orada hiç ceza yazamadı diye üzülmüyorum hatta ceza yazılmadığı için mutlu bile oluyorum. Demek ki toplum olarak biz çok düzgün bir bölgedeyiz diye düşünüyorum. Biz kurallara uyulsun da can ve mal kaybı yaşanmasın diye düşünüyoruz.

Salih Erkek: Müdürüm siz gece gündüz sahadasınız ve ne gibi olumsuzluklarla karşı karşıya geliyorsunuz?
Şamil Özsoğulu-
Biz trafik denetlemesi ve trafik düzenlemesi adı altında 2 tip ara başlıkla toplanıyoruz. Trafik düzenlemesiyle alakalı olarak pik saatlerde oluşan yoğunluk bizim için en ciddi sorunlardan biri. Pik saatlerde merkezi bölgeler ve ana bölgelerde en aza indirmek mümkün mertebede gayret gösteriyoruz. Onun dışında trafik kazalarına etken maddelere yönelik denetlemelerimizi gün geçtikçe arttırmaya çalışıyoruz. Emniyet kemeri kullanma oranı ciddi anlamda arttı ve insanlar bu anlamda ciddi bir bilinçlenme içerisindeler. Örneğin insanlarımız sadece şehirler arası yollarda sadece emniyet kemeri takarken şimdi bir refleks ile kemerini takıyorlar. Tam anlamıyla bitti diyemeyiz ama bu anlamda vatandaşlarımızın daha da bilinçlenmesi gerekiyor. Sonrasında motosikletlerle ilgili ciddi bir çalışmamız var. Şehrimiz motosiklet kullanımına çok uygun bir şehir. Biz motosiklet kullanımını hem teşvik etmeye çalışıyoruz hem de eş zamanda motosikletlerle alakalı kullanım hatalarını en aza indirmeye çalışıyoruz. Kask kullanımı da birçok şehre göre İzmir’de çok üst seviyelerde. Motosikletlerin kullanımında motosiklet sürücülerinden ziyade otomobil sürücülerini ben daha çok uyarmak istiyorum. Motosikletin bir araç olduğunu vatandaşlarımızın algılamaları gerekiyor. Motosiklet sürücüsünün tüm kurallara uyması kaza riskini ortadan kaldırmıyor ve sürücülerin bu araçların trafikte olduğunu benimsemeleri gerekiyor.

Salih Erkek: Ağır tonajlı araçların kente girmesi de trafiği ciddi bir şekilde olumsuz olarak etkiliyor. Bu konudaki düşünceleriniz ve yaptırımlarınız nelerdir?
Hakan Sabancı-
Bununla ilgili olarak bölge müdürümüz verilerle konuşabilirdi ama ben genel olarak şöyle söyleyeyim. Türkiye genelinde İzmir, Mersin gibi rafinelerin bulunduğu bölgelerden biri de Aliağa bölgesi. Aliağa bölgesinden çıkan çok fazla tanker ve benzeri ağır tonajlı araçlarımız bulunuyor. Ağır tonaj deyince İzmir’de akla gelen bölge de ilk olarak burası geliyor. Bunu dışında ağır tonajlı araç trafiğe çıkmıyor mu derseniz Manisa’dan, Aydın’dan yani dört bir taraftan şehrin içine giren veya şehirden çıkan ağır tonajlı araç sayısı çok fazla. Bunlarla ilgili bölge istasyonlarımızın çalışma mesailerinin birçoğu bunların denetlenmesiyle geçiyor. Şehir içine girişmelerin zaten belli saatler var. Trafiğin tab yaptığı saatlerde bu araçların şehre giriş ve çıkışları yasak ve gereken denetlemeler de yapılıyor.

Salih Erkek: İzmir halkına ne gibi çağrılarınız var?
Şamil Özsoğulu-
Vatandaşlarımızın özellikle kendi araçlarından daha çok toplu ulaşıma yönelmelerini rica ediyoruz. Basit kural ihlallerinin şehrin genel trafiğine ciddi zararlar verdiğini vatandaşlarımız gözden kaçırmamalılar. Bir şeridin park neticesinde kapanmamasının doğurduğu sonuç ciddi anlamda sıkıntıya sokuyor ve vatandaşlarımızın bu konuda bilinç sahibi olmalarını istiyorum. Bu hususlara dikkat edildiği takdirde şehrin daha da rahatlayacağını vatandaşlarımız bilmeliler. Hakan Arslan- Şehir içi anlamında Şamil Müdürümüzün söylediklerine katılıyorum fakat burada bulunmayan Bölge Trafik Müdürümüzün de sıkıntılarını dile getirmeye çalışmak istiyorum. Bizim kentimizde 2 tane paralı yol yani otobanımız bulunuyor. Bizim bu güzergahlarımızda 1 Temmuz’dan itibaren Karayolları Müdürlüğümüz ile bir düzen başladı. Aydın’da paralı yoldan girdiğiniz gişeden çıkmış olduğunuz gişeye kadar kilometre olarak mesafe ile harcadığınız zaman bölünüyor ve ortalama hangi hızla gitmiş olduğunuz sistem tarafından otomatik olarak tespit ediliyor. Bu sistem ilk başladığında birinci yanılgı şu oldu. İzmir - Aydın arasında bu sistem var ama Çeşme-İzmir arasında bu sistem yok gibi bir algı oluştu. Hayır aynı sistem Çeşme-İzmir arasında da var. İkinci yanlış bilgilendirme de şu oldu. 1 saat 10 dakikadan daha önce varırsan sana ceza yazılıyor denildi. Aslında o uygulamada tek bir kriter var. Otoban kuralı olan azami 120 km ile gittiğinizde kurallara uygun bir şekilde otobandan çıkarsanız herhangi bir sorun olmaz. Birde vatandaşlarımız 150-160 km basıyor ve ondan sonra süresi dolsun diye süresi dolsun diye yol kenarında bekliyor. Eğer sen varacağın noktaya yine aynı sürede varacaksan neden o kadar bastın. Rahat, sağlıklı ve güvenli git ve basıp insanları tehlikeye atma. Bastırmanın zevkini mi yaşıyorsun. O zevki yaşayacağım derken başka kendi canın olmak üzere başkalarının canına neden kastediyorsun. Birde şunu söylemek de istiyorum ki Türkiye’nin neresine giderseniz gidin İzmir’in çok farklı bir yapısı vardır. Türkiye genelinde İzmir insanı kültürlüdür, sevgi ve saygı çerçevesinde yaşayan insanlardır, yaşamayı bilir yaşatmayı bilir şeklinde bir algısı bulunuyor. Dolayısıyla biz trafikte de İzmirliler olarak aynı sevgi saygı ve kültürü trafiğimize de yansıtmamız gerekiyor.


YORUMLAR

  • 0 Yorum