DEÜ’NÜN BİLİM DÜNYASINDAKİ YÜKSELİŞİ SÜRÜYOR
Hollanda merkezli Leiden Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Bilim ve Teknoloji Çalismalari Merkezi (CWTS) Leiden Ranking 2023, yüksekögretim kurumlari siralama listelerini açikladi. Bin 400’ün üzerindeki saygin üniversitenin bilimsel performansina iliskin önemli bilgilerin sunuldugu rapora göre Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Asya ve Avrupa kategorilerinde ilk 500’de yer alirken, Türkiye’deki yüksekögretim kurumlari arasinda ise ilk 10’da yer aldi.
Hollanda merkezli Leiden Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren CWTS (Bilim ve Teknoloji Çalışmaları Merkezi) ‘Leiden Ranking 2023’ yükseköğretim kurumları sıralama listeleri açıklandı. Bin 400’ün üzerindeki saygın üniversitenin bilimsel performansına ilişkin önemli verilerin sunulduğu rapora göre Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Avrupa Üniversiteleri arasında 256’ncı olurken; aynı listenin Asya kategorisinde ise 319’uncu oldu. Bilimsel etki, iş birliği, açık erişim yayıncılığı ve cinsiyet çeşitliliği gibi parametreleri baz alan CWTS Leiden Ranking 2023 raporuna göre DEÜ’nün Türkiye’deki yükseköğretim kurumları arasında ilk 10’da yer aldığını ifade eden DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Medikal ve Sağlık Bilimleri alanında Asya Üniversiteleri arasında 184’üncü olan kurumumuz, Türkiye’deki yükseköğretim kurumları arasında ise 8’inci oldu. Yine aynı listenin Sosyal ve Beşerî Bilimler alanında Asya bölgesindeki üniversiteler arasında 153’üncü olurken, Türkiye’deki yükseköğretim kurumları arasında ise 7’nci olduk. Tabii ki kurumumuzun bu başarıları elde etmesi tesadüf değil, köklü ve büyük ailemizin her bir ferdinin gayretli çalışmalarının ürünüdür” dedi.
YÜKSELİŞİMİZ DEVAM EDECEK
DEÜ’nün uluslararasılaşma misyonuna yönelik yürüttüğü faaliyetler ve akademik camiada elde ettiği başarılarla bilim dünyasındaki uluslararası görünürlüğünü artırdığına dikkat çeken Rektör Hotar, kurum olarak paylaştıkları dünyada ilk 500 hedefinin de altını çizdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya üniversiteleri arasında daha çok Türk üniversitesi bulunmalı’ sözlerini hatırlatan Hotar; “Biz de kurum olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği doğrultuda, ülkemizin adını uluslararası bilim dünyasında daha çok görme idealini paylaşıyor ve bu doğrultuda çalışmalar yürütüyoruz. Üniversite olarak en önemli hedeflerimizden biri Türkiye’nin önde gelen yükseköğretim kurumlarından biri olarak dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında yer almak. Bu hedefimizi hemen her fırsatta dile getiriyoruz ancak bunun karşılığını uluslararası ve prestijli derecelendirme kuruluşlarınca görmek, elbette ki bizler için de çok gurur verici. Bu sebeple elde ettiğimiz başarıların bununla sınırlı kalmayacağını, uluslararası yükselişimizin devam edeceğini belirtiyor ve başarımızda emeği geçen tüm mensuplarımıza teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar: Akademik başarılarımız tescilleniyor
DOKUZ Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi, İngiltere merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu 'Quacquarelli Symonds (QS) 2024 Dünya Üniversiteleri' sıralamasında 501'inci sırada yer aldı. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Araştırma Üniversitemizin akademik başarıları, dünyanın önde gelen kuruluşları tarafından tescilleniyor. Dünya çapında ilk 500 üniversite arasına girme hedefimiz doğrultusunda çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
Dünya genelinde 2 bin 963 yükseköğretim kurumunun değerlendirildiği ve 1503 üniversitenin sıralandığı 'QS 2024 Dünya Üniversiteleri Sıralaması'na Türkiye'den 25 üniversite girmeye hak kazandı. DEÜ, rekabetin yoğun olduğu listede iki yıldır mevcut konumunu korumayı başardı. DEÜ, geçtiğimiz günlerde de Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması 2023 Listesi'nde yükselişini sürdürerek 401-500 bandında yer aldı. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, dünyanın en iyi üniversiteleri arasında olma hedefiyle faaliyetler yürütüldüğünü kaydederek, “Araştırma Üniversitemizin akademik başarılarının çıktılarını, dünyanın en iyilerinin sıralandığı listelerde görmek bizleri gururlandırıyor. Asya'dan Avrupa'ya birçok kıtada vizyonumuz ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu, 'Dünya Üniversiteleri arasında ilk 500'de yer almalı' hedefleri doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tıp Fakültemiz modern teknolojiyle donatılan teknik altyapısı, alanında uzman akademik kadroları ile kentimize ve bölgemize büyük hizmetler vermektedir. Bu başarının uluslararası sıralama kuruluşlarınca takdir edilmesi, bizleri gururlandırmış, yeni başarılar için ilham kaynağı olmuştur. Emeği geçen tüm mensuplarımıza teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
YENİLİKÇİ VE İNOVATİF PROJELER
Dokuz Eylül'ün başarısının ardında, yenilikçi ve toplumları ilgilendiren uluslararası projelerin bulunduğuna dikkati çeken Rektör Hotar, “Dokuz Eylül, akademik başarıların yanında, yerli ve yabancı tüm toplumları ilgilendiren önemli çalışmalara, inovatif buluşlara imza atıyor. Dünyadaki birçok kuruluş tarafından takdir gören bu çalışmalar, Üniversitemizin başarılarının tesadüf olmadığını ortaya koyuyor. Biz öğrencilerimize en iyi akademik eğitimi vermenin yanında, toplumsal fayda açısından hazırlanan projelere destek veriyoruz. Üniversite - Toplum bütünleşmesi, başarımızın en önemli unsurlarından biridir" diye konuştu.
DEÜ, ÖĞRENCİLER İÇİN AKILLI ÇARDAK ÜRETECEK
Dokuz Eylül Üniversitesi Teknik Atölyeler Şube Müdürlüğü, öğrencilerin kullanımı için yüzde 40’ı geri dönüşüm malzemelerinden elde edilen ve enerjisini güneşten alan ‘Akıllı Çardak’ üretimi için çalışma başlattı. Banklar güneş panelleriyle elektrik üretecek, içindeki pillerle akıllı cihazlar için şarj istasyonu görevi görecek ve wi-fi bağlantısıyla öğrencilere hizmet verecek. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Öğrencilerimizin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, Teknik Atölyeler Şube Müdürlüğümüzce projelendirilen Akıllı Çardak ürünleri kampüs içerisindeki yaşamı kolaylaştıracak. Çardaklar aynı zamanda kablosuz internet erişim noktası, şarj istasyonu ve müzik dinlenebilen sosyal bir alana dönüşecek. Çevreci fikirleri öğrencilerimizin hizmetine sunmak için projeler üretmeye devam ediyoruz” dedi.
Üst düzey akademik eğitimin yanında öğrencilerin ve toplumun yaşantısını kolaylaştırmak amacıyla inovatif projeler üreten Dokuz Eylül Üniversitesi, kampüslerinde öğrencilerin kullanımına yönelik Akıllı Çardak üretmeye başlıyor. Öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda projelendirilen çardakların üretiminde sürdürülebilirlik esas alınarak geri dönüşümlü malzemeler tercih edildi. Akıllı Çardakların gelecek öğretim döneminde DEÜ’nün tüm kampüslerinde hizmete girmesi planlanıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Üniversite Üst Yönetimi olarak, kaliteli eğitim ve uluslararasılaşma hedeflerinin yanında öğrencilerimiz kampüs içerisindeki ihtiyaçlarına yönelik olarak da projeler yürütüyoruz. Teknik Atölyeler Şube Müdürlüğü tarafından yapılan saha araştırmaları sonucunda, öğrencilerimizin ders saatleri dışında zaman geçirdiği kampüs alanlarında, çağımız teknolojilerini içinde barındıran bir proje hazırlandı. Akıllı Çardak adı verdiğimiz bu örnek proje ile üzerinde bulunan güneş enerjisi panellerinden elektrik üreten, aynı zamanda şarj ünitesi görevi gören, kablosuz internet bağlantıya sahip fonksiyonel ürünler, kampüslerimizde hizmet verecek” dedi.
PATENT BAŞVURUSU YAPILACAK
Hazırlanan çalışmanın örnek bir proje olduğunu ifade eden Rektör Nükhet Hotar, “DEÜ olarak hemen her yerleşkemizde Sıfır Atık Belgesi’ne sahibiz. Üniversitemizin sürdürülebilirlik, yenilenebilir enerji olanaklarından yararlanma ve sıfır atık hedefleri doğrultusunda şekillenen bu proje tamamen çevreye duyarlı şekilde hazırlanıyor. Kampüslerimizde kullanılmayan metal ve ahşap malzemelerle üretilen çardakların projesi için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuracağız. Bundan sonra da bu alandaki çalışmalarımızı aynı kararlılık ve duyarlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
‘KAMPÜSÜN ENLERİ’ YARIŞMASINA DEÜ DAMGASI: İŞLETME ÖĞRENCİ TOPLULUĞU’NA ÜÇ ÖDÜL!
Türkiye genelindeki üniversite kulüplerinin oylandığı kulüp, etkinlik ve iletişim dallarında toplam 20 alt kategoride yapılan 'Kampüsün Enleri' yarışmasında Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) İşletme Öğrenci Topluluğu, 'En İyi İşletme Kulübü' dalında birincilik, 'En İyi Sosyal Medya Hesabı' dalında ikincilik ve 'En İyi Medya İletişimi' dalında üçüncülük ödüllerinin sahibi olarak yarışmadaki en başarılı üniversite topluluklarından birisi oldu. Topluluk üyeleri, elde ettikleri dereceleri paylaşmak üzere DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar'ı ziyaret etti.
Türkiye genelindeki üniversite kulüplerinin farklı kategorilerde oylandığı 'Kampüsün Enleri' yarışmasında, DEÜ İşletme Öğrenci Topluluğu başarılarıyla göz doldurdu. Kulüp, etkinlik ve iletişim dallarında toplam 20 alt kategoride yapılan yarışmada 'En İyi İşletme Kulübü' dalında birincilik, 'En İyi Sosyal Medya Hesabı' dalında ikincilik ve 'En İyi Medya İletişimi' dalında üçüncülük ödüllerinin sahibi olan DEÜ İşletme Öğrenci Topluluğu, yarışmadaki en başarılı üniversite topluluklarından birisi oldu. Yarışmada DEÜ'nün öğrenci toplulukları, toplamda elde ettikleri beş derece ile dikkat çekti.
HEYECANLARINI PAYLAŞTI
Yarışmada elde ettikleri dereceleri paylaşmak üzere DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar'ı ziyaret eden DEÜ İşletme Öğrenci Topluluğu'ndan Ayşenur Sumu, Hüseyin Akçalı ve Nusret Kılıç, destekleri için Rektör Hotar'a teşekkür etti. Öğrencileri makamında kabul eden Rektör Hotar, yarışmadaki başarılı performanslarından dolayı genç DEÜ'lüleri kutlayarak, heyecanlarına ortak oldu. Rektör Hotar, "Sosyal hayatın her alanında aktif bir rol üstlenen topluluklarımızın başarılarıyla bizler de gurur duyuyoruz. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemiz bünyesindeki DEÜ İşletme Öğrenci Topluluğumuzun da başarıları bizleri mutlu etti. Türkiye'nin en iyi ve seçkin topluluklarının yarıştığı yarışmada derece elde etmiş tüm DEÜ'lü öğrencilerimizi tebrik ediyor, başarılı çalışmalarının sürmesini diliyoruz" dedi.

'TOPLULUKLARIMIZ GENİŞLİYOR'
Açıklamalarını sürdüren Rektör Hotar, DEÜ öğrenci topluluklarının kuruluş misyonlarına uygun şekilde bilim, kültür, sanat, sosyal sorumluluk, spor ve etkinlik alanlarında öncü çalışmalar yürüttüğünü kaydederek, "Bilgi ve teknolojiye hâkim, çağın gereklerine çözüm üretebilen, girişimci ruha sahip genç liderleri topluluklarımızın da katkısı ile ülkemizin geleceğine hazırlıyoruz. DEÜ ailemize yeni katılan öğrencilerimizin de önerileriyle yeni topluluklarımız kurulmaya devam ediyor ve örnek faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bu bakımdan her geçen yıl topluluklarımızın daha da zenginleştiğini söyleyebiliriz. Tüm öğrencilerimizi, geniş bir yelpazede faaliyet gösteren topluluklarımıza katılmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
BAŞARIYA 'BİR ADIM' DAHA
Elde ettikleri başarıyı değerlendiren DEÜ İşletme Öğrenci Topluluğu Başkanı Ayşenur Sumu ise şunları kaydetti: "Topluluğumuz ailemize yeni katılacak bireyleriyle çeşitli organizasyonlar, yemekler, kahvaltılar, geziler, sosyal sorumluluk projeleri ve eğitim konferansları düzenliyor. Sosyal hayatın her alanında varız diyebiliriz. İşletme Öğrenci Topluluğu olarak 'Bir Adım Daha' ilkemizden şaşmadan, aynı özveriyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu süreçteki katkılarından dolayı Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar başta olmak üzere tüm hocalarımıza teşekkür ediyoruz.
Fikir Yarışması’nda Mansiyon ödülünün sahibi oldular
Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri, Metin Güngör ve Fatma Ezgi Erkul, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü tarafından düzenlenen “Sağlıklı Bir Çevre Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Doğal Malzemeyi Fark Et! Keşfet!” başlıklı ulusal öğrenci fikir yarışmasında, geliştirmiş oldukları projeleri ile Eşdeğer Mansiyon Ödülü’ne layık görüldü.
Mimarlık yarışma ortamına katkı konulması, öğrencilerin yarışmalara katılımının teşvik edilmesi, öğrencilere güncel sorunlara ve konulara yönelik nitelikli üretim gerçekleştirebilecekleri eleştirel bir zemin sunulması amacıyla düzenlenen yarışmada öğrenciler; Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi dekanlık binasının giriş avlusunun kullanımının iyileştirilmesine dönük proje hazırladılar. Öğrencilerin hazırladıkları projeyle, yoğun ve stresli bir çalışma temposuna sahip Tıp Fakültesi öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılayabildiği ve rahatlayabildikleri bir mekân oluşturmayı hedeflediler.
Projeyle ilgili bilgiler veren öğrencilerimiz Metin Güngör ve Fatma Ezgi Erkul; “Öğrencilerin mekân ile bütünleşip bir bütünden daha fazlasını ifade etmesini istediğimiz için holizm felsefesinden ilerledik. Fizyoloji ve mimariyi birbirine entegre ederek öğrencilerin mekanda öğrenimlerinden bir parça bulmasını hedefledik. Üst örtü tasarımını derinin koruyuculuk görevini, yeşil alanları akciğerlerin havayı temizleme görevini, oturma alanlarını omurgayı oluşturan omurların görevini, alanda bulunan ışıklandırmanın gözün görme görevini, kuru havuzlar ile podima alanını beynin dinlenme görevini ve yeşil sızıntıları da dolaşım sisteminin görevini temsil etmesi amacıyla tasarladık” ifadelerini kullandılar.
DEÜ, TÜRKİYE’NİN İLK OBEZİTE POLİKLİNİĞİNİ AÇTI
Türkiye’nin ilk Genetik Obezite Tarama Polikliniği Dokuz Eylül Araştırma Üniversitesi bünyesinde kuruldu. 15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesi’nde hizmete açılan poliklinikte 1 öğretim üyesi ve 1 asistan hekim olmak üzere 2 doktor, 1 beslenme ve diyet uzmanı, 1 klinik psikolog ve 1 fizyoterapist hizmet verecek. Merkezin açılış töreninde konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Devletimizin bize sunduğu kaynakları sağlık alanında kentimizle ve ülkemizde buluşturmanın gururunu yaşıyoruz. Bölgenin en büyük kapasitesine sahip Hastanemizde hizmete aldığımız Obezite Polikliniğindeki uygulamalarla, genetik tanımlama başta olmak üzere birçok ilki halkımıza sunacağız” dedi.
Nitelikli eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerinin yanı sıra sağlık alanında da Türkiye’de öncü çalışmalar yürüten Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), çağımızın en önemli sağlık sorunlarından birisi haline dönüşen obezite ile mücadele etmek için Obezite Polikliniği’ni hizmete aldı. Genetik taramanın yapılacağı ve bu yönüyle Türkiye’de ilk olma özelliğine sahip olacak merkezde, tamamlayıcı tıp olanakları başta olmak üzere birçok dalda ortak çalışmalar yürütülecek. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Üniversitemiz, yaşadığımız pandemi, ekonomik kriz ve doğal afetlere rağmen, devletimizin verdiği destekle öğrencilerimize ve halkımıza sunduğu hizmeti aralıksız sürdürmektedir. Sağlık hizmetlerimizin niteliğini ve kapasitesini artırmaya gayret gösterdiğimiz bu süreçte kalkınma odaklı bölgesel ve ulusal politikaları destekleyici girişimlere devam ediyoruz. Bu girişimlerden birisi olan Obezite Polikliniğimiz ile toplumumuzda sıklıkla görünen önemli bir sağlık sorununa daha uzmanlarımızla birlikte çözüm arayacağız. Haftanın 5 günü açık olacak Obezite Polikliniğimizde, 1 öğretim üyesi ve 1 asistan hekim olmak üzere 2 doktor, 1 beslenme ve diyet uzmanı, 1 klinik psikolog ve 1 fizyoterapist hizmet verecek” dedi.

DEĞERLİ BİR SAĞLIK HİZMETİ
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devletimizin bize sunduğu kaynakları sağlık alanında kentimizle ve ülkemizde buluşturmanın gururunu yaşıyoruz. Bölgenin en büyük kapasitesine sahip Hastanemizde hizmete aldığımız Obezite Polikliniğindeki uygulamalarla, genetik tanımlama başta olmak üzere birçok ilki halkımıza sunacağız. Üniversitemizin ve siz değerli mensupların emekleriyle kurulan bu merkeze herkesin sahip çıkmasını istiyorum. Sunulacak olan sağlık hizmeti halkımıza büyük bir katkı sağlayacak. Obezite sorununa çözümler üretilmesi ve genetik tanımlamaların yapılması gibi önemli hedefleri olan Obezite Polikliniğimizden beklentimiz çok büyük. Ülkemizde ilk olmanın gururuyla güzel dönüşlerin olacağını ve merkezimizin daha da büyüyeceğini umuyoruz.”
MULTİDİSİPLİNER ÇALIŞMA YÖNTEMİ
DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Caner Çavdar, DEÜ’nün toplumsal ihtiyaçlara yönelik çok özel merkezler kurduğunu belirterek, “Obezite Polikliniğimizin, GETAT binamızda hizmet verecek olması son derece önemli. Bu merkezde iç hastalıkları ve genel cerrahinin yanında birden fazla tıp dalı, tedavi çalışmalarında katkı verecek. Çağımızın en büyük sorununa bu merkez ile çözümler üreteceğiz” dedi.
DEÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nur Olgun ise, “Çocukluk döneminden itibaren tüm yaş gruplarında obezite sorunu var. Bu problem, kansere kadar uzanan birçok hastalığın nedeni olabiliyor. Bu sağlık problemine çözümler arayacağımız Obezite Polikliniği’nin kurulmasına öncülük eden Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar’a teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Obezite Polikliniği Sorumlusu Doç. Dr. Demet Yalçın Kehribar da, obezitenin tüm dünyada büyüyen bir sorun haline geldiğini belirterek, “Bu merkezde ‘Monogenik’ yani Genetik Obezite taraması yapılacak. Çünkü genetik obezite cerrahi yöntemlerle veya diyetle tedavi edilemiyor. Bu soruna multidisipliner çalışma prensibiyle hareket ederek çözümler üreteceğiz” dedi.
Diyarbakır'da deprem soruşturması için 'kapsamlı bilirkişi raporu' hazırlanacak
Diyarbakır'da, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde 411 kişinin hayatını kaybettiği yıkılan 6 binayla ilgili devam eden soruşturma için kapsamlı bilirkişi raporu hazırlanacak.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının, kentte depremde yıkılan binalardaki kusurların tespitine ilişkin başlattığı soruşturma, "Deprem Soruşturma Bürosu"nda görevli bir cumhuriyet başsavcı vekili ve üç savcı tarafından sürdürülüyor.
Savcılık, Fırat Üniversitesi (FÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü mensuplarından oluşturulan bilirkişi heyetinin hazırladığı raporun yanı sıra İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü'nden de kapsamlı bir rapor için bilirkişi heyeti talep etti.
AYRINTILI BİLİRKİŞİ RAPORU
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü'ne gönderdiği yazıda, şu ifadelere yer verildi:
"Binaların yıkılmasında sorumluluğu olanların tespitine yönelik soruşturmalarımızda, mevzuat hükümleri dikkate alınmak suretiyle inceleme yapılması, binanın yıkılmasında etkili olan yapı, inşaat faaliyetleri gibi hususların tespiti, binanın yapısında sonradan yapılan ve yıkıma etkisi olan değişikliklerin tespiti hususunda inceleme yapılarak bilimsel delillerin, verilerin tespit edilmesi, tespit edilen hususların binanın yıkılmasındaki faktörleri ve yaşanan can kayıpları ile yaralanmalara etkisi konularında tutuklu sayısı da dikkate alınarak makul olan en kısa sürede ayrıntılı bilirkişi raporu düzenlenmesi için rektörlüğünüz tarafından yeteri kadar alanında uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinin oluşturularak görevlendirilmesi talep olunur."
Talep üzerine Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü tarafından görevlendirilen 6 kişilik bilirkişi heyeti, kentte gelerek, soruşturma savcıları ve avukatlar eşliğinde depremde yıkılan 6 binanın enkazından numune aldı, olay yerinde keşif yaptı ve incelemelerde bulundu.
Heyetin, soruşturma için hazırlayacağı kapsamlı bilirkişi raporu Diyarbakır'daki soruşturma dosyasına eklenecek.
DEÜ, SIFIR ATIK PROJESİ KAPSAMINDA 1500 TON ATIĞI EKONOMİYE KAZANDIRDI
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Sıfır Atık Projesi kapsamında yapılan çalışmalar neticesinde, 2018 – 2023 yılının ilk yarısı itibarıyla yaklaşık 1500 ton geri dönüştürülebilir malzemenin ekonomiye kazandırıldığını söyledi. DEÜ’nün Sıfır Atık Projesini tüm birimlerinde kararlılıkla sürdürdüğünü belirten Rektör Hotar, “Araştırma Üniversitemiz, çevre dostu uygulamaları yerine getirmek için tüm mensuplarıyla çaba göstermektedir. Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek ve geleceğimiz olan çocuklarımıza daha yeşil bir dünya bırakmak hepimizin sorumluluğundadır” dedi.
Uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından tescillenen başarısı ile eğitim alanında başarı grafiğini her geçen gün yükselten Dokuz Eylül Araştırma Üniversitesi; doğal kaynaklarımızın korunması, kullanılan ürünlerin geri kazanılarak çevrenin korunması amacıyla Türkiye’de 2017 yılında başlatılan Sıfır Atık Projesi kapsamında çalışmalarını sürdürüyor. Düzenlenen farkındalık eğitimleri ile birimlerin kendi içlerinde hem öğrencilere hem de personele düzenli olarak sıfır atık bilincini aktarmaları amaçlanırken, tüm gelişmeler Sıfır Atık ve Çevre Yönetimi Koordinatörlüğü tarafından takip ediliyor. Fakültelerde oluşan atıklar da Üniversite imkanlarıyla yeniden dönüştürülerek, birçok alanda etkin şekilde kullanılıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, atık yönetimini temel seviyeden bir üst seviyeye taşımak ve bertarafa giden atık miktarını azaltmak amacıyla birçok projeyi hayata geçirdiğini belirterek, “Üniversitemizin her biriminde sıfır atık uygulamalarını arttırarak sürdürmeye kararlıyız” dedi. Rektör Hotar, “Dokuz Eylül Üniversitesi olarak çevre alanında fark yaratan çalışmalara imza atıyoruz. Muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Sayın Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Sıfır Atık projesi ile sürdürülebilir çevre, atıkların geri dönüşümü ve doğal kaynakların korunması gibi birçok konuda projeler hazırlıyoruz” dedi.
DÖNÜŞTÜRÜYORUZ, ÜLKE EMONOMİSİNE KAZANDIRIYORUZ
“Üniversitemizdeki 15 adet kampüste Sıfır Atık Belgesi bulunmaktadır” diyen DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm kampüslerimizde Sıfır Atık faaliyetlerine önem veriyoruz; çalışmaları yakından ediyoruz. Sıfır Atık ve Çevre Yönetimi Koordinatörlüğünün öncülüğünde, tüm akademik birimlerden akademik ve idari personele kapsamlı eğitimler düzenliyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2022 yılı başında üniversitemize hibe edilen otomatik kompost makinesi ile üniversite yemekhanelerinde oluşan ayrıştırma atıkları toprak iyileştirici bir malzeme olan komposta dönüştürüyoruz, toprakla buluşturuyoruz. Geçtiğimiz günlerde kampüs alanlarındaki kullanılmayan malzemelerden, öğrencilerimizin kampüs alanlarında faydalanacağı ‘Akıllı Çardak’ çalışmasını başlattık.”

1500 TON ATIK DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Rektör Hotar, “2018 – 2022 yılları arasında her yıl artan bir miktarda yaklaşık 1300 ton geri dönüştürülebilir atık toplanmış ve ekonomiye geri kazandırılmıştır. 2023 yılının ilk yarısını tamamladığımız şu günlerde toplam 135 ton geri dönüştürülebilir malzeme daha atık özelliğinden çıkıp ekonomiye geri kazandırılmıştır. Üniversitemiz, atık yönetimini temel seviyeden bir üst seviyeye taşımak ve bertarafa giden atık miktarını azaltmak amacıyla çalışmalarına devam etmektedir. Üniversitemiz, atık yönetimini temel seviyeden bir üst seviyeye taşımak ve bertarafa giden atık miktarını azaltmak amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir” diye konuştu.
Dünyanın en iyi genç üniversiteleri sıralamasında Türkiye’den 47 üniversite yer aldı
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 'Times Higher Education (THE) 2023 Dünya Genç Üniversiteler Sıralamasında Türkiye’nin 47 üniversite ile en çok temsil edilen ülke olduğunu açıkladı. Koç ve Sabancı Üniversiteleri sıralamada ilk 100’e girdi.
İngiltere merkezli Times Higher Education’ın (THE) 2023 yılı Dünya Genç Üniversiteler Sıralamasında Türkiye, 47 üniversite ile en çok temsil edilen ülke oldu. Sıralamada Koç ve Sabancı Üniversiteleri ilk 100 içinde yer alırken, ilk 500’e toplam 20 Türk üniversitesi girdi.
THE 'Genç Üniversiteler' sıralaması” ile yaşı 50 ve altında olan dünyanın en iyi üniversitelerini listeliyor. Listede yer alacak üniversiteler, mevcut en kapsamlı ve dengeli karşılaştırmaları sağlamak için öğretim, araştırma, bilgi transferi ve uluslararası görünüm misyonları açısından değerlendiriliyor.
Bu çerçevede THE 2023 Genç Üniversite Sıralaması için 78 ülkeden gerekli kriterleri sağlayan 605 üniversite değerlendirmeye alındı. İncelemeler sonucunda Genç Üniversiteler sıralamasına bu yıl Türkiye’den 47 üniversite girdi. Koç Üniversitesi 55., Sabancı üniversitesi 89. olarak ilk 100’e girme başarısı gösterirken, toplam 20 Türk üniversitesi ilk 500 içinde yer aldı.
Sıralamada 20 üniversite yer aldı
Sıralamada ilk 500 içinde yer alan Türk üniversiteleri şöyle:
“Koç Üniversitesi (55), Sabancı Üniversitesi (89), Çankaya Üniversitesi (101-150), Bahçeşehir Üniversitesi (151-200), Bilkent Üniversitesi (201-250), Düzce Üniversitesi (251-300), Fırat Üniversitesi (251-300), Özyeğin Üniversitesi (251-300), İstanbul Medeniyet Üniversitesi (301-350), Atılım Üniversitesi (351-400), Necmettin Erbakan Üniversitesi (351-400), Sakarya Üniversitesi (351-400), Bezmialem Vakıf Üniversitesi (401-500), Dokuz Eylül Üniversitesi (401-500), Erciyes Üniversitesi (401-500), Gebze Teknik Üniversitesi (401-500), Karabük Üniversitesi (401-500), Selçuk Üniversitesi (401-500), TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (401-500), Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (401-500).”
Körfezde 8 batık gemi keşfedilmeyi bekliyor
İzmir Körfezi’nde 8 batık gemi bulunduğunu açıklayan Prof. Dr. Muhammet Duman, “Körfezin kültür değerini ortaya çıkarabilmek için ‘Nautilus’ adlı araştırma gemisinin Türkiye sularında araştırma yapması gerekiyor” diyerek incelenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
İzmir, antik kentleri ile karada, batık gemilerle ise İzmir Körfezi’nde önemli bir arkeoloji mirası barındırıyor. Körfezde farklı tarihlerde savaş, çarpışma sırasında ya da arıza nedeniyle körfeze gömülen batık gemilerden biri en son 2017 yılında Çiğli ilçesi açıklarındaki yaşam adası etüt çalışması sırasında, DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü uzmanları tarafından tespit edildi. Batık geminin, 100-150 yıllık İnebolu Batığı olduğu belirlendi. Küçük bir bölgede yapılan sonar çalışmalarında yaklaşık 8 batık tespit edilirken konu ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmadı.
“İNCİRALTI’NDA ÇOK SAYIDA BATIK GEMİ VAR”
Araştırma yapılıyor DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Duman, deniz bilimcilerin deniz tabanıyla ilgili yapılan araştırmalarda deniz tabanında yer alan bütün objeleri sonar ve diğer donanımlarla saptayabilme özelliği olduğunu belirtip “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir proje alanında çalışmalar yaparken bir batığa rastladık. Batığın sonar görüntülerini aldığımızda son 100-150 yıllık döneme ait bir batık olduğunu saptadık. O arada Balçova ilçesi İnciraltı semti açıkları Yenikale’de çok sayıda batık tespit ettik. Bu batıklar savaş zamanında İzmir iç körfezine gemilerin girmelerine engellemek için olduğunu söyleseler de bu gemilerin savaş sırasında çatışma nedeniyle veya kendi aralarındaki çarpışma sonucu batmış olan gemiler olduklarını gördük. Yenikale’deki batıklar özellikle tahrip edilmişlerdi” diye konuştu.
“7-8 BATIK GEMİ VAR”
Körfezde yaklaşık 8 tane batık tespit ettiklerini aktaran Duman, “Yenikale dahil olmak üzere 7-8 tane batık var. Bu batıkların araştırılması, kazınması ve kültür değerlerimizin ortaya çıkarılması gerekiyor. Körfezin kültür değerini net olarak ortaya çıkarabilmek için ‘Nautilus’ adlı araştırma gemisinin Türkiye sularında yaptığı araştırmalara benzer şekilde projelerin yapılması gerekiyor. Körfezde geniş çaplı bir çalışma yapılması ve bunun desteklenmesi lazım. Son buzul döneminde deniz seviyesi 120-130 metre kadar çekilmişti. Böyle bir çalışmayı gerçekleştirebilirsek son buzul döneminin kıyı hattının net olarak nerede olduğunu belirleriz ki bu muhtemel Foça açıklarında bir yer olacaktır. Böylece o alandaki kültürel değerlerin diğer arkeolojik unsurların da saptanması ve dünya bilim gündemine sunulma imkânına kavuşulmuş olacaktır” ifadelerini kullandı.

“DENİZ SEVİYESİ ZAMANLA YÜKSELDİ”
Körfezde yer alan batık gemilerin ve uzun yıllar boyunca su altında kalan yerleşim alanlarının turizmde kullanabileceğini belirten Prof. Dr. Duman, “Deniz seviyesi, 20 bin sene önce maksimum çekildiği dönemlerden sonra günümüze doğru önce 70, sonra 60 daha sonra ise 50 ve 40 metreye kadar yükseldi. En az 2 bin, 3 bin ve 4 bin yıllık periyotlarla bir yükselme süreci geçirdi. Bu dönemdeki kent alanları, yerleşim alanlarının saptanması ile batık turizmi ve su altındaki arkeolojik objelerle ilgili kültürel ve turizm faaliyetlerinde kullanılabilir” ifadelerini kullandı.
Antik döneme ait Körfezde antik dönemlere ait amfora batıklarının da olabileceğini dile getiren Duman, “Cumhuriyet öncesi 100 yıllık, 200 yıllık döneme ait tarihçilerin belirtilerine göre normal savaşla ilgili batıklardan söz ediyor. Bunların sayısı 10’un üzerinde. Lokasyonları verilmiş ama görüntüleri çok ender. Sadece su üstü orijinal görüntüleri var. Antik dönemlere ait özellikle Agora, Klazomenai, Bayraklı tarafında antik alanda yaşayanların denizel aktiviteleriyle ilgili muhtemel amfora batıklarının da yer aldığı kaynaklar, lokasyonlar olabilir. Bunlardan birkaç tanesine Güzelbahçe ilçesi açıkları çalışmasında Urla ile Güzelbahçe arasındaki boşlukta sonar kaydında rastlamıştık” diye konuştu.


Yorumlar
Kalan Karakter: