"Bırak şu öfkeden kurtul!"
"Kan dökmekle bir yere varamayız!"
"Her işin bir hâl çaresi bulunur!"
"Masaya oturmalısın!"
"Anadolu halkının kanında boğulacaksın"
"Düzeni sen mi degistireceksin?"
"Boğarlar, bitirirler bizi!"
Diye bağırırken paşalar, bir yandan da yakasına yapışmışlardı kendileri gibi bir paşa olan Mustafa Kemal'in!
O da bir kaç arkadaşıyla birlikte bütün korkakların boğazına yapışmıştı
Koskoca paşalar, adeta bir kahvehane salonu misali, masada hile yapılmış da, müşteriler birbirlerine girmişlerdi sanki
ŞİMDİ ;
Mübarek kandil günü demedi bu adiler
Saldırdılar değil mi?
Bu şehitlerin içinde...
Kürt var mıydı? Vardı!
Türk var mıydı? Vardı!
Sünni, alevi var mıydı? Vardı!
Peki bu durumda kimi vurdu alcaklar?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin askerini!
Ayırd ettiler mi sünniyi, aleviyi, kürdü, çerkezi?
Etmediler!
O zaman ne yapmak gerekiyor?
Safları sıklastırmak gerekiyor
Bu memlekette iki tür insan kaldı
Aslında iyi de oldu
Birinci tür; Mustafa Kemal'in gırtlağına yapışan paşalardır.
Bunlar;
Nisan tasarısında Ermeni olurlar
Ege krizinde Yunan olurlar
Kıbrıs dalaşmasında Rum olurlar
Akdeniz'de Libya'nın Hafter'i olurlar
Pensilvan'yada Trump olurlar
Uçak düşer,Putin olurlar
Gazeteci paketlenir, Suud olurlar
Ikinci tür;
Mustafa Kemal'lerdir
Onlar sadece Türk olurlar
Yüreği yanan için sayının önemi yoktur
Şehidin biri bindir, bini birdir !
Asıl dert;
Millet olmayı beceremezsen, tepene binerler!
Pasaport İskelesine de bayrağı çekerler!
Haberin ola!
Abidin Tekin'in kaleminden...
ŞEHİDİN BİRİ...
29 Şubat 2020 - 00:31