Adı ; Mustafa Kemal
Fotograftaki doktor tabi ki benim
Yer ; Karşıyaka Anayasa Meydanı (Anıt henüz ortada yok)

Babam Kızılay Başkanı'ydı.
Kızılay o zamanlar çarşı içindeki 1720 sokakta iki katlı bir binaydı
Babam büyük uğraşlardan sonra bu binayı yıktırıp apartman yaptırdı ve geniş bir alanda insanlığa hizmet vermeye başladı.
O yıllarda çocuk yaşlarda olup, babamın devlet adına yedirip icirip giydirdiği çocuklar bugün hayatta güzel yerlere tutundular ve halâ; "babandan Allah razı olsun" derler
Şahittirler
Geçen yıl Kızılay'a gittim oğlumla..
Amacım dedesi gibi bir takım işleri üstlenmesini, hizmet etmesini ve Kızılay'cı olmasını sağlamaktı
İçeri girince duvarda Kızılay Başkanlarının resimlerini gördüm
Aralarında babamın resmi de duruyordu
Çok duygulandım, gözlerim doldu.
Her neyse niyetimizi söyledim.
"Askere gidene kadar oğlumun dedesi gibi halka hizmet etmesini ve buralarda koşuşturmasını istediğimizi" anlattım
Telefon falan bıraktık, dışarı çıktık.
Oğlum benim dikkat etmediğim bir detaya dikkatimi cekti;
Laf arasında, "Yalnız buarada calismak gönüllülük esasiyla olur" demiş başkan..
Ben duymadım.
Başkan bunu babası yıllar önce başkanlık yapmış birine söylüyor iyi mi?
Yani adam bizim oğlumuza "iş aradigimizi zannederek" ikaz etmiş..
Ve hakikaten de halâ aramadı adam
Kızılay'ın bugünkü anlayışı değişmiş sanki
Acaba kişi kendinden mi bilir işi?
Not: Babam fahri baskandı.
Yani maaş almazdı
Emekli maaşı vardı
Biz Kızılay'ın ciğerini bilenlerdeniz!
Üstelik altmışlardan beri!
Bilmem anlatabiliyor muyum?
