Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Son Kaynak Tedarik Tarifesi kapsamında 1 Ocak 2026’dan itibaren yıllık 4 bin kWh tüketim limiti uygulanacak. Böylece bu sınırın üzerindeki tüketiciler, devletin elektrik sübvansiyonundan faydalanamayacak.
Enerji sektöründeki yeni düzenlemeyi değerlendiren Arslan, yapılan değişikliğin doğrudan faturalara yansıyacağını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Şubat 2025’te yapılan değişiklikle yıllık 5 bin kWh limiti aşan abonelere zaten yaklaşık %100 zam yapılmıştı. Şimdi bu sınır 4 bine çekiliyor. Bu yeni düzenlemeyle vatandaşın elektrik faturasına %90’ı aşan zam yansıyacak. 980 TL olan fatura 1955 TL’ye çıkacak.”
Arslan, elektrik faturalarının önemli bir kısmının şirketlere aktarıldığını vurgulayarak, “Faturaların %60-70’inden fazlası sadece dağıtım bedeli olarak şirketlere gidiyor. Tarımsal sulama için kullanılan elektriğin limitinin de 15 bin kWh’a çekilmesi, çiftçiyi daha da zor durumda bırakacak. Gıda enflasyonu artarken destek azaltılıyor” dedi.
Yeni düzenlemeyle vatandaşların bireysel sözleşmeler üzerinden elektrik almaya yönlendirildiğini ifade eden Arslan, eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:
“Vatandaşı GSM operatörleri gibi farklı kademeler, farklı kotalarla karmaşık bir sistemin içine sokuyorlar. Böylece vatandaş neye, ne kadar ödediğini anlayamıyor. Devlet, şirket aklıyla değil kamu yararıyla yönetilmelidir. Enerjiye erişim temel bir haktır ve kamu eliyle eşit, adil ve şeffaf biçimde sağlanmalıdır.”
Arslan, enerji piyasasındaki özelleştirmelerin kamu zararına olduğunu savunarak, “Bu halk vergi veriyor çünkü kamu hizmeti bekliyor. Şirketleri sübvanse etmek için değil. Enerjideki kara delikleri millete ödetmeyi bırakın” ifadelerini kullandı.