Gazetem İzmir - 12 yaşında, memleketi Mardin’den kaçarak İzmir’e gelen Cesur Turgay’ın hayat hikâyesi herkese örnek olacak nitelikte... Çok zorluklar çekti, kötü arkadaşlar edindi ve uyuşturucu bağımlısı oldu. Bir gün başına gelen bela sayesinde hayatı değişti... Şimdilerdeyse iş adamı, kendisine ait inşaat şirketi var. Aynı zamanda spor eğitmenliği yapıyor. Ve şaşıracağınız bir şey daha ekleyelim; yakında bir sinema filminde, hatta kendi hayat hikâyesinde başrol oynayacak…
Hepsi ve daha fazlası sizlerle…
Bazı insanların hayat hikâyeleri o kadar acıklı, inişli ve çıkışlıdır ki duyduklarınıza inanmakta güçlük çekersiniz. Cesur Turgay’ın da kendine has hayat hikâyesi var. Salih Erkek’in bu röportajını merakla okuyacaksınız…
Salih Erkek: Sevgili Cesur, öncelikle seni tebrik ederek başlamak istiyorum. Zorlu hayat yolunda kendini az kötü yönlere saptırsan bile sonrasında doğru yolu buldun. Şimdi sorularıma başlamak istiyorum. Kaç yaşında memleketinden geldin?
Cesur Turgay: 12 yaşındaydım Mardin’deki köyümden kaçtığımda…
Maddi durumu çok iyi olan ailemin iflas etmesi üzerine gurur yaparak tüm sevdiklerimi ve sevenlerimi arkamda bıraktım, Mardin’e en uzak şehirlerden birini; İzmir’i seçtim.
S.E: Tıpkı ben gibi… Ben de çocuk yaşlarımda Mardin’den İzmir’e gelmiştim. Oradan çıktın geldin, peki hiç tanıdığın biri var mıydı buralarda?
C.T: Tabii ki vardı; ancak çocuk yaşlarımda olmama rağmen gururuma yedirip kimsenin yanına gitmedim. Kendi kendime yaşam mücadelemi verdim. Tüm zorluklar karşısında tek başıma savaştım.
S.E: Peki hangi işlerde çalıştın?
C.T: İlk olarak gevrek satmaya başladım. Bu şekilde geçimimi sağlıyordum. Sonrasında lastik işi ve lokantalarda bulaşıkçılık yaptım.
S.E: O zamanlar ailenden kimseyle görüşüyor muydun?
C.T: Bir tek annemle görüşüyordum ağabey. Zaten yaklaşık 3 sene sonra annemi yanıma aldım. 4 sene oluyor onu da kaybettim.
S.E: Başınız sağolsun…
Evet sevgili Cesur, şimdi herkesin merakla beklediği soruyu sormak istiyorum sana. Sporla tanışman nasıl oldu? Birinin isteğiyle mi başladın?
C.T: Spora başlamam da ayrı bir hikâye aslında... Dediğim gibi, o zamanlar kötü bir hayatım vardı, sokaklarda yaşıyor, parklarda yatıp kalkıyordum. Bir gün yattığım parkta 3 genç tarafından darp edildim. Bu parkta yatmayacaksın falan dediler, ellerindeki bira şişeleriyle saldırdılar bana. O olayın üstüne cebimdeki 5 lirayla bir spor salonuna gittim ve kickboks sporuna başladım. Hayatım bu olayla değişti. Parasız kaldığım için sporu bırakmam gerektiğinde hocam izin vermedi ve hem sporunu yapar hem de bana yardım edersin dedi. Sonraki günlerde spor salonunda yatmaya başladım. Anlayacağınız artık sokaklarda işim kalmamıştı. Açık yüreklilikle söylüyorum, spor sayesinde kötü alışkanlıklarımdan, bana zararı dokunan çevreden kurtulma şansı yakaladım. Gecem-gündüzüm sporla geçiyordu.

S.E: Anlaşılan hayatın çemberinden geçmişsin. Çok şükür ki yaşadığın bir olumsuzluk sayesinde hayatın tamamen değişmiş. Peki, yaptığın spor dalında dünya şampiyonlukların varmış. Bunları anlatır mısın bizlere?
C.T: Aynen dediğiniz gibi, yaşadığım olay hayatımın değişmesine sebep oldu. Tüm gençlere önerim spor yapmalarıdır. Hangi branş olur onu bilmem ama hoşlarına giden spor dallarına yönelmelerini öneririm.
Sorunuza gelince, Konya'da Muay Thai yarışmasında Dünya Şampiyonu oldum. Bunlardan ayrı olarak Şanlıurfa'da, son olarak da Torbalı'da dünya şampiyonluğu kazandım.
S.E: Seni tebrik ediyorum. Spor dışında neler yapıyorsun? İş hayatında durum nedir?
C.T: Salih ağabey hayatımın iki dönüm noktası oldu. İlki, bildiğin üzere sporla tanışıklığım; ikincisiyse Torbalı Ayrancılar mevkiinde ev almak vasıtasıyla tanıştığım çok değerli ağabeyim, Eylül İnşaatın sahibi Mehmet Aydın'la denk gelmem. Buradan ev aldım ve sonrasında Mehmet ağabeyimin tavsiyesiyle inşaat işine atıldım. Şimdi Cesur İnşaat Emlak Gayrimenkul ve Danışmanlık adlı bir şirketim var, inşaat işi yapıyorum. Aynı zamanda bir spor salonunda antrenörlük yapıyorum. Evliyim, altı aylık oğlum var.
S.E: Şimdi başka bir konuya gelmek istiyorum. Duyduğuma göre hayat hikâyen film olacakmış. Bu doğru mu?
C.T: Doğru duymuşsun Salih ağabey, öyle bir projemizde var. Ali Onan'ın yönetmenliğinde çekilecek, nasip olursa başrol oyuncusu ben olacağım. Sözleşmeleri yaptık, 15 Ekim'de çekimlere başlıyoruz. Çekimlerimiz Torbalı, Ayrancılar ve İzmir'de yapılacak. Karanlık Sokakların Cesur Adamı adlı filmimizin kitabı da çıkacak.
S.E: Sevgili Cesur ne diyeceğimi bilemiyorum. Tek kelimeyle özetlemek gerekirse senin bu yaptıklarına “Azmin Zaferi” denir. İnşallah bundan sonraki yaşantında mutluluk senin ve ailenin yakasını hiç bırakmaz. Salih Erkek de senin hem hemşerin hem de ağabeyindir. Her daim yanında olduğumu unutma, kendine çok iyi bak…
C.T: Salih ağabey, güzel sözlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Sizin gibi büyüklerimizin varlığını bilmek bizlere ayrıca güç-kuvvet veriyor. Cesur Turgay’da senin kardeşindir ve her zaman yanındayız. Her şey için teşekkür ediyorum…

Yorumlar
Kalan Karakter: